Dalgalı saçları gibi uçuşan, aklı bir karış havada güzelliğiyle şeytanları bile dize getirecek bir kız çocuğu ve zehirli aşkıyla sınadığı olgun bir adam.
Kim Taehyung otuz beş senelik hayatında hiç bu kadar güzel sınandığını hatırlamıyordu. Kim Jen...
Oy ve yorum sınırını kaldırdım, görmemiş gibi yapın lütfen zorla yorum almak gibi hissettirdi hiç gerek yok böyle şeylere. İyi okumalar ^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jennie, Jaemin ve Minjun üçlüsü gayet olgun görünen birer genç yetişkin gibi merdivenlerden inerken hepsinin zihninde farklı farklı şeyler geziniyordu. Minjun çok acıktığı için kahvaltıda görmek istediği yemekleri hayal ediyor, Jaemin ise bir veliaht prens gibi altın varaklı merdivenlerden iniyordu sanki birazdan halkına selam verecekmiş gibi. Kendisini oldukça tatmin eden bir histi bu. Jennie ise yanılmadığını iki oğlana göstermek için neler yapabileceğini düşünüyordu.
Aslında basitti, Jennie öylece durduğunda bile Taehyung'un ona diktiği eriyen bakışları her şeyi ortaya koyuyordu, tek sorun Minjun ve Jaemin'in fazladan delile ihtiyacı olmasıydı. Aşktan zerre anlamayan ikiliye aşkı göstermek elbette zordu ve Jennie bunun çok farkındaydı. Anlamazlarsada sorun etmezdi ama bugün bir nevi kendisinede kanıtlayacaktı her şeyi, onların dün gece söylediklerinin saçma birer çıkarım olduğunu kanıtlayacaktı kendisine.
Üçlü tamamen farklı düşüncelerle merdivenleri bitirip salona girdiğinde Jennie her zamanki yerine oturdu ve Jennie'nin yanına Minjun otururken Taehyung'un diğer çaprazına, yani Jennie'nin karşısına da Jaemin oturmuştu. Taehyung gelen üçlüye yukarıdaki mahcubiyetinden arınmış bir halde bakıyordu şimdi. Jennie sevimli tebessümüyle, "Günaydın Taehyungie~" dediğinde Taehyung'un da dudaklarına kendiliğinden bir tebessüm oturdu. Jaemin ve Minjun o sırada aegyo yaparak sevimlilik yapan kıza uzaylı görmüş gibi bakıyorlardı.
Kim Jennie, bu tür sevimliliklerden uzak, iki oğlanla birlikte erkek gibi büyümüştü. Doğuştan gelen sevimliliğinin dışında bunları asla yapmayan bir kızdı. Jaemin içinden 'bu adamın nezaketi ablamı bozmuş' derken dışından Minjun gibi kuru bir günaydın mırıldandı ablasının aksine. Taehyung hepsine nazik bir şekilde karşılık verdiğinde Kate girmişti salona içecek sunumlarını yapmak için.
Jennie bu sabah göğüs dekoltesiyle karşılaşmadığı Kate'e garip garip bakıyordu kız onların yanına adımlarken. Kıyamet kopacaktı da haberleri mi yoktu? Üstelik ne kırmızı ruj, ne de bir gram makyaj vardı yüzünde. Tamamen saf güzelliğiyle yanlarına geliyordu Kate. Tüm gece kendisi ve Taehyung yüzünden titreye titreye ağladığından, büyük bir boşvermişlikle kendisini bıraktığından bir haberdi Jennie. Bilemezdi kızın neden bu halde olduğunu, dahası ona neler yaşattığını..
Jaemin ablasının garip bakışlarını takip etmek isterken buna gerek kalmadı ve Kate görüş açılarına girdi. Elindeki tepsiyle gelip yanlarında durmuştu. O tüm konsantresini işine vermişken Jaemin ilk defa o an görmüştü Kate'i. Minjun öylece tabağına yemeklerden koyarken ve diğerleri de benzeri şeyleri yaparken Jaemin öylece ilk defa gördüğü kıza bakıp kalmıştı. Pekâlâ, ilk görüşte aşk varsa bu muhtemelen tam olarak şu an Jaemin'in başına geliyordu. Zavallı çocuğun nefesi kesilmişti Kate'i gördüğü andan itibaren.
