Dalgalı saçları gibi uçuşan, aklı bir karış havada güzelliğiyle şeytanları bile dize getirecek bir kız çocuğu ve zehirli aşkıyla sınadığı olgun bir adam.
Kim Taehyung otuz beş senelik hayatında hiç bu kadar güzel sınandığını hatırlamıyordu. Kim Jen...
(Sonunda geldim, bol bol yorum yapıp medyadaki müzikle okuyun lütfen. Bu arada resimlerin bir diğer bölümle veya yayınlanan bölümlerle ilgili minik spoiler verdiğini anlayan okuyucuma bol öpücükler :* Yorumlarda görüşelim aşk bahçelerim♡)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jennie Taehyung'un yanından ayrıldıktan sonra tüm gecesini buz gibi bir küvetin içinde iki büklüm kalmışken geçirmiş, bir yandan sevdiği adamın dudaklarında yanıp kül olduğu için burukça sevinirken diğer yandan onun gözlerinde gördüğü belirsizlikten dolayı kalbi sızlıyordu. Tüm gece gözlerine zerre uyku girmemiş, sabahın ilk ışıklarında biraz daldıktan sonra bedeni soğuktan titrediği için uyanmıştı. Soğuk sudan kurtulup sıcak bir duş almış, tamamen kurulanıp mutfağa inmişti duvar gibi bir yüz ifadesiyle.
Henüz erken olduğu için hizmetliler daha yeni kahvaltı hazırlıkları yapıyorlardı. Jennie herkesin gözleri kendisinin üzerindeyken Haneul'dan bir grip ilacı ve ağrı kesici istemiş, hastalığa mahal vermeden ilaçları içmişti. Bir de hastalanmakla uğraşmak istemiyordu. Kate ona dikkatle bakıyordu, bir şeylerin olduğunu görebiliyordu. Çünkü sabahın erken saatlerinde çardakta yalnız başına oturup düşünceli düşünceli sigarasını içen Taehyung'da pek iyi görünüyor sayılmazdı. İkili arasında bir şeyler olduğunu onları her gün mutlu ve eğlenceli bir ilişki içerisinde gören herkes anlayabiliyordu.
Jennie ilaçları yutup mutfaktan çıktığında salona ilerledi ve harlı bir şekilde yanan şöminenin yanındaki rahat koltuğa kıvrıldı. Dışarıda sigarasını tüttüren Taehyung'dan bir haberdi. Dahası onunla karşı karşıya gelmek için hazır olup olmadığından emin değildi. Tüm gece çok düşünmüştü, her senaryonun sonu aynı bitiyordu kızın zihninde. Taehyung isterse deliler gibi aşık olsun, Jennie'yi kabul edebilecek gibi görünmüyordu. Jennie böyle düşünüyordu ama bir yandan da bunun aksini dileyen bir yanı vardı. Belki de tahmin ettiğinden de daha çok severdi Taehyung onu ve bu yaş farkı, insanlar ne der, babana ihanet edemem, küçüksün zırvalığı bir son bulurdu.
Onun için bunlar birer zırvalıktan ibaretti ama Taehyung ve dünyanın geri kalanı için öyle değildi. Taehyung ise aynı şeyleri düşünüp durmaktan beyninin çatlayacağını hissediyordu. Ormanın derinliklerinde olan gözleri dalıp duruyor, dün gecenin her bir karesi zihninde dolanıp duruyordu. O da tüm gece uyumamıştı ve çok düşünmek ona baş ağrısı olarak dönmüştü. Bu yüzdendi içtiği sigaralar.
Dün gece hayatı boyunca yapıp yapabileceği en büyük hatayı yapmıştı, bunun farkındaydı. O resmen Jennie'ye kendisini öpmesini söylemişti ve inanması çok güç olsada o küçük kızla öpüşmüştü. Hisleri inkar edemeyeceği bir boyuta gelmişti, o resmen lanet olası bir adam gibi babasının kendisine emanet ettiği yirmi dört yaşında bir kız çocuğuna aşık olmuştu. Taehyung bununla yüzleştiği her an bir sigara daha yakıyordu. Bunu nasıl yapmıştı, bu olanlar onun gibi bir adamın başına nasıl gelmişti hiç bilmiyordu, dahası... o Jennie'yi birazdan tekrardan gördüğünde ne söyleyeceğini bilmiyordu.
