közlenmiş tatlı patates

106 10 84
                                    


Yazım hatası çok görebilirsiniz, sıfır düzeltme yaptım çünkü dkcmkf

Yazım hatası çok görebilirsiniz, sıfır düzeltme yaptım çünkü dkcmkf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bol bol yorum istiyorum!!!

Keyifli okumalar ~~~

•••

Hafta sonlarının tartışmasız en ağır sporu bu gün olmalıydı çünkü şu an en son çalıştığı bacak sporu yüzünden yürümeyecek gibi hissediyordu BaekHyun. Resmen titreye titreye düşmemek için kollarını açıp yürümeye çalışan bir yaşını doldurmamış bebek gibiydi. Eline baston alsa bu sefer de yaşlı bir dede gibi olurdu.

"Hey Baek, menajerin nerde? Acınası görünüyorsun, yardım etseydi sana."

"İşine bak. Herkes işine baksın, menajerim gibi olmayın, sikeyim."

Cidden hangi delikteydi bu adam? İyice boşlamaya başlamıştı onu. BaekHyun'la ilgilenmek pek zamanını almadığı için başka biriyle de mi anlaşmıştı acaba?

"Hyung~"

Tir tir titrerken kayan çantasını düzeltmiş ve kapısının önüne geldiği salonun duvarına tutunmuştu. Kapıyı açıp yağmur beklediği ama gökyüzünün oldukça açık olduğu bir havaya merhaba dediğinde kaşlarını çatmıştı. Titreyen bacaklarını bile göstermeyecek kadar uzun bir yağmurluk giymişti. Yağmurluğun şapkasını bile burnunun ucuna kadar çekmişti ama görünene göre bu şekilde dışarıya çıkarsa Azrail gibi hissetmekten ve diğer insanların da onu öyle görmesinden başka bir işe yaramayacaktı kıyafeti.

"Hyung~"

Ağlar gibi sayıklamalarını duyan olmasa da çağırdığı kişinin kalpten hissetmesini istiyordu. Ehliyet almak istiyordu. İşte o zaman menajeri işten kovacaktı. Hak etmişti. Böyle günlerde yanında olmayacaksa ne diye onun bankadaki paralarını sömürüyordu o herif?!

"Nerdesin? Beni al~"

Telefonu neredeydi? Şu an saat kaçtı? Nereye gidiyordu? Ağrılarını dindirecek proteini ne zaman almalıydı? Uyumak istiyordu. İnsanlar ona bakmasın artık, istiyordu. Sevgilisinin kokusunu istiyordu, onun sıcak boynunu koklamak istiyordu.

"Aşkım nerde?"

Boynu bükük bir şekilde yağmurdan değil de güneşten korunur gibi yavaş yavaş yürürken büyükannenin yanına gidiyordu ayakları. Onun yemeklerini özlemişti birden. O bakardı BaekHyunie'sine. O okşardı başını, ye bebeğim derdi ona.

"Anne~ Büyükanne~"

Adımlarını ağır ağır büyük zorluklarla atıp daimi mekanına gitmek için ilerlerken yürüdükçe kaslarının tekrar ısınıp açıldığını hissediyordu ve dakikalar sonra normal bir şekilde yürüyebilir hale gelmişti. Kaç dakika geçtiğini bilmese de havanın tekrar bozulduğunu ve yerini yağmura bırakacak gibi kara bulutların geldiğini görmüştü. Sonunda insanların garip bakışları gidecekti. İyi ki uzun yağmurluğu giymişti, şimdi diğerleri düşünsün.

TENEBRİS (BBH-PCY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin