Küllenmiş Kalpler

24 2 1
                                    

"Büyükanne, Martha'nın daha fazlasına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Büyükanne, Martha'nın daha fazlasına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. Bu kadarını ancak taşıyabileceğim zaten." dedi Iris sepetin üstünü elindeki küçük keten bezle örterken.

Iris'in söylediklerinin aksine Büyükanne Miller hala sepete bir şeyler koymaya çalışıyordu. "Kadın o kadar hastalanmış zaten kendim gidemiyorum bari sepeti doldurayım."

Hemen ardından bacaklarına vurarak "Ah o bacaklarım yok mu o bacaklarım!" diye söylendi.

Büyükanne Miller son zamanlarda bacaklarındaki ağrılardan çok şikayetçiydi. Pazara, çarşıya çıkamadığı için hemen hemen bütün işlerini bizim halletmemiz gerekiyordu. Bu sefer sıra Iris'teydi, bu yüzden hasta Martha'ya yemeğini o götürecekti.

Oturduğum koltuktan kalkıp sepeti elime aldım ve Iris'i omzundan ittirerek kapının yanına götürdüm. Açık kapının hemen yanında duran büyükanneme yönelip yanağından bir makas aldım. "Büyükanne biraz daha oyalanırsanız Iris kendi doğum günü yemeğine yetişemeyecek." dedim ve elimdeki sepeti kardeşime uzattım. Iris hızla elimden sepeti kaptığı gibi taşlı yoldan üzerine giydiği kırmızı peleriniyle koşturmaya başladı. Büyükannem arkasından endişeyle bağırdı. "Dikkatli ol Iris!"

Bugün Iris ve ben on sekiz yaşına giriyorduk. Bizim için önemliydi çünkü ertesi gün ilk defa şehre gidecektik ve Iris'in istediği boyalardan alacaktık. Sonunda büyükannemiz bu kasabadan çıkmak için bize ilk defa izin vermişti.

Iris Martha'ya gidip geldikten sonra sınırlı bir miktara sahip paramızı nasıl harcayacağımızı kararlaştıracaktık ve sonrasında büyükannemin bize mum üfletmesine izin verecektik. Bu değişik bir gelenekti, biliyordum ancak bize yuvasını açan yaşlı kadını hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum.

Büyükanne Miller herkes tarafından garip kabul edilirdi. Herkes onun bir cadı olduğuna inanır, ondan korkardı ama görünenin aksine pamuk gibi bir kadındı. Tam yedi yaşındayken istismarcı ailemizden kaçtığımız gece gözlerinde yaşlarla bizi bulmasaydı bize olacakları düşünmek istemezdim.

Bizden çok şey sakladığını biliyordum ama iyi bir insan olduğunu da biliyordum. Hangi insanoğlu bize, iki baş belası küçük kıza kapısını sonsuza kadar açardı ki? Büyükanne Miller bunu gözü kapalı yapmıştı.

Garip bir kadındı, sırları vardı ancak bize aile olmuştu.

Daldığım düşüncelerden sıyrılıp hemen bulaşıklara giriştim. İçeri göz attığımda büyükannemin ortalıkta olmadığını görünce çok şaşırmadım. O çoğu zaman odasından çıkmazdı, sadece bize lezzetli yemekler yapmak için hala gizemini koruyan odasını terk ederdi.

Tam önüme dönmüşken camın önündeki ağaca konan kargayla tüylerim diken diken oldu. Büyükannem her zaman kargaların kötü haberin çanları olduğunu söylerdi.

Bir Varmış Bir YokmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin