Tahmini olarak uzun bir süredir buradaydım, uzun zamandır gün ışığı görmemiştim. Gittikçe solan bir çiçeğe dönüştüğümü hissediyordum. Günde bir defa nereden geldiğini bilmediğim bir tepsi yemek bırakılıyordu, bütün güne bölüyordum yiyecekleri.
Onu görmeyeli oldukça uzun bir süre olmuştu. Burada olduğum günlerin çoğunu uyuyarak geçirdiğim düşünülürse anlaşmayı yaptığımızdan beri uzunca bir süredir onu görmemiştim.
Hala ne istediğini, kim olduğunu, kardeşimin nerede olduğunu bilmiyordum. Bir anlaşma yapmıştık ancak bana bir tutsak gibi davranmak için beni burada tutacağını düşünmemiştim. Yerden bulduğum taşla oynarken duvarın arkasından topuk sesleri gelmesiyle sese kulak kesildim.
Bir anda kapının belirmesiyle yerimde hızla dikleştim. Ne olursa olsun kimseye güvenemezdim.
Kapı açıldığında önde anlaşma yaptığım çekik gözlü adam ve arkasından toz pembe kısa saçlı bir kadın girdi. Kadın o kadar güzeldi, o kadar özenli giyinmişti ki ağzımın şaşkınlıkla aralanmasına engel olamadım.
Topuklarıyla tok sesler çıkararak yanıma yaklaştı ve önümde eğilip şaşkın bakışlarımı samimi bir tebessümle taçlandırdı.
"Sen Evelyn olmalısın. Ben Laura. Artık güvendesin. Buradan çıkmanın zamanı geldi." dedi ve elini kalkmam için uzattı.
Tedirgince kaşlarımı çattım ve eline uzanıp kalktım.
"Anlamıyorum." dedim kısık bir sesle. Kimseyle -belki de- günlerdir konuşmadığım için sesim kısılmıştı.
"Güvende miyim yoksa tutsak mı edildim, anlamıyorum."
Laura anlayışla gülümsedi. "Endişelenme, Hunter oldukça kapalı kutudur." dedi arkasında gergince yandan yandan bizi izleyen çekik gözlüye kısa bir bakış atıp. "Yeni odana geçtiğimizde her şeyi anlatacağım."
Kafamı istemeye istemeye olumlu anlamda salladım. Laura elimi avucunun içine alıp yukarı kaldırdı ve bana göstererek "Kapıdan geçeceğimiz için elini tutmalıyım." dedi.
Hiçbir tepki vermedim, Hunter buna sinir olmuş olacak ki gözlerini devirip bizim kapıdan geçmemiz için karanlık girişe sahip kapıyı açtı.
Gerilmiştim bu yüzden istemsizce duraksadım. Ayaklarım ileri gitmiyordu sanki.
En son buna benzer bir kapıdan geçtiğimde başıma gelenler açıktı. Laura avucu arasına kavradığı elimi sıktı ve "Yapabilirsin." diye fısıldadı. Beni anlıyordu, onun hakkında hemen iyi duygulara kapılmıştım.
Derin bir nefes alıp zifiri karanlığa bir adım attım. Laura'nın elini öyle kavramıştım ki titreyen ellerimin farkında olmalıydı. Arkamızdan gelen Hunter'ın kapıdan geçmesiyle kapanan kapının sesi karanlıkta yankılandı. Şimdi tamamen zifiriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Varmış Bir Yokmuş
FantasiGerçek evrenine ait olan iki kız kardeş bir pazarlığa kurban gider ve Iris olmaması gerektiği halde kırmızı başlıklı kızın kaderine çekilir. Kabus evreni derinden sarsılır. Şimdi ise mutlu sonların varlığı belirsizleşmiştir. Kaderlerin karıştığı ev...