merhabalar canlarım tekrar birlikteyiz hikayeyi düzenleyip geldim....
yorum ve oylamayı unutmayın lütfen destekleriniz benim için çok önemli
***
Aşk nedir? bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu olarak tanımlanıyor. İnsanı bu kadar aciz eden duygu nasıl olur da aynı zamanda dünyanın en mutlu insanı eder. Yoongi hayatımı sonsuza kadar adayacağım insan neden bana bu kadar kötü davranıyordu ki? Onun için canımı dahi verirdim, peki ya o?
Aileme rağmen onu sevmiş onun için bütün zorluklara rağmen her şeye gögüs germiştim. Hani bir insanın acıları gözlerinden belli olurdu. Acılar içinde boğulsam bile asla yoongiye göstermek istemesem de gözlerimden her şey okunmuyor muydu? Uzun uzun bakarken gözlerine, anlamadı beni. O gözleri uğruna ölmeye bile hazırken anlamadı mı hiç içimdeki savaşı.
Çocukluğumu güzelleştiren bir süre de olsa mutlu olduğum Jungkook...Çocukluğu beraber geçirdiğim kişi acılarımın farkına nasıl varmamıştı. Anlatamıyordum işte dilime gelmiyordu, peki onlar bir kez olsun sorunun ne olduğunu, neden hiç sormadılar. Moralim bozuk olduğunda sorulan sorulardan korkuyla köşe bucak kaçtığımda hiç sorulmamış gibi kenarı çekildiler. Başkalarında suç aramam doğru değildi ancak yalnızlığımı kabullenemiyordum. Tek bildiğim çok yorulduğumdu. Sonumu bilmediğim bir trendeyim uçurumdan mı yuvarlanacağım yoksa iniltili çıkıntılı yoluma devam mı edeceğim bilmiyorum.
Jungkook benim can dostum, ilkokul arkadaşım. Onunla tanışmamız bile çok dramatikti. Babasından şiddet gören Park Jimin kaçmak için parka gitmiş ağlamamak için kendini zor tutarken bir anda karşısına tavşan dişleriyle biri gözüküyor, tam bir kurtarıcıydı benim için can dostum hayatıma girerek çoğu şeyden korumuştu beni. Tanışmamız ne kadar dramatik değil mi? Kook'u ilk gördüğümde onu kendimden uzaklaştırmaktı amacım. Önceki arkadaşlıklar gibi olacağını zannediyordum sonumun. Birkaç gün yanımda olurlar sonrasında zorbalık yaparak uzaklaşırlardı, ancak o beni bırakmamış bildiğiniz yakama yapışmıştı. Ne kadar yanımdan kovmaya çalışsam da yanımdan ayrılmış bana bir kardeş olmuştu.
Arkadaşlığımız ilerlemiş ailelerimiz tanışıp kaynaşmıştı. Babam insanlara göre mükemmel bir babaydı, kook bile bir sorunu olduğun da babama koşar derdini anlattığında babam ne derse onu uygulardı. Onun için babam örnek olunacak insandı. Ben mi ne yapardım kenarda onları izlerdim. Bir kere bile jungkooku asla kıskanmadım tam tersi kardeşim olarak gördüğüm kişiyi babamla yakın gördüğüm için çok mutluydum. Üzüldüğümü asla inkar edemem yakın arkadaşıma gerçekleri anlattığımda inanamayacağını biliyorum. Babamın nefreti benim doğumum ile başlamıştı. Sadece beni ve annemi sevememişti bu hayatında.
Asla istenilen bir çocuk değildim. Ona göre ben sadece ayak bağı idim kimsenin yanında bunu belli etmez tam tersi gözde oğlu gibi davranırdı, yaşadıklarımı birine anlatsam bile gerçek olduğuna inanmaz, deli olduğumu dile getirirdi galiba. Çünkü onlar için babam ideal bir insandı herkes onun gibi baba isterdi. Annem, ah o kendini benim için feda eden annem nasıl olurda hakkını yiyebilirdim ki? Dilini bile zor öğrendiği ülkede babam için kalmış ancak hayatının cehennemine katlanmak zorunda kalmıştı. Babamın dayaklarında yanımda olmuş bir fiske de o yemişti, hep beni savunmaktan dilinde tüy bitmiş babamdan dayak yemekten asla geri kalmamıştı. Hayatın bana tek getirisi herhalde kendimden daha çok sevdiğim annem olmuştu.
2 yıl önce
Üniversite hayatı oldukça zor değilmiş gibi birde final haftası gelip çatmıştı. Yakışıklı sevgilim de hiç aklımı dağıtmıyormuşçasına o güzel sesi ile bana ders anlatıyordu.
YOU ARE READING
Delphinium -Yoonmin-
Fanfiction" benim acılarımı hiç bir zaman fark etmedi. Öptüğünde neden boynumun mosmor olduğunu, resim çizmediğimi, bel ağrısından doğrulamadığımı, sevdiğim halde neden saçımı uzatamadığımı hiç sormadı. Yanına zar zor gittiğimde ilaç kullanmaktan gözlerimin b...