bugünün son bölümünü atıyorum. oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen...
keyifli okumalar.
***
Cebimdeki anahtarı çıkarıp sesiz ve kasvetli evin kapısını açtım. Alışmıştım artık eve geldiğimde karanlık olmasına, sıcak yemek kokularının gelmemesine.... Eve girmek istemiyordum. Babamın iki gündür gelmemesi hayra alamet değildi. Bir şeyler planlıyor gibiydi, onun için ayrı endişelenmek istemiyordum.
Mutfağa geçip soğuk bir su aldım. İçim yanıyordu. Kalbimin hızlı atmasıyla elimi kalbime götürüp hafifçe vurdum, bu acı ne zaman son bulacaktı. Ağrı ile kaşlarım çatılmış ağrının geçmesini bekliyordum. "lütfen dur artık dayanamıyorum" yemek masasına yönelip oturdum. Ne zamandır burada oturmadığımı fark etmiştim. Babam bunca eziyetleri yapsa da yemek masasına oturmak zorundaydık. Dövse de hiç bir şey olmamış gibi dudağımdaki patlaklıkla oturduğumu hatırlıyorum. O günleri hatırlamak bana acı verse de annemin de olması özlem veriyordu. Suyu masaya bırakıp odama yöneldim. Üzerimi çıkarıp sıcak bir duş aldıktan sonra yatağa adımladım
Erken kalkmama anlam veremiyordum saat sabah 5'e yaklaşıyordu. Bir süre tavana bakarak geçirdim zamanımı daha sonrasında yataktan kalkıp odamdan çıktım ayağımla her yere bastığımda sesler çıkarıyor onun dışında evde herhangi bir ses yoktu. Mutfağa girdiğim de dünkü bıraktığım bardağı alıp yıkayıp yerine koydum. Dolaptan aldığım yulafı alıp bir kaç kaşık aldıktan sonra geri bıraktım. Dış kapısının açılmasıyla evdeki sessizlik bozuldu, sesten dolayı korkmuştum.
Babamı görmemle tedirginliğim had safhaya ulaşmıştı. Beni gördüğünde gülüp yanıma geldi. "jiminie erken mi kalkardın sen. Bende seni uyandıracaktım." kaşlarım çatışı bir şekilde ona bakıyordum. Cebindeki bir kutu hapı çıkarmış masanın üstüne fırlatmıştı. "iki gündür içmiyorsun. İç hemen!"
"kendimi iyi hissediyorum. Neden içmek isteyeyim ki?" arkamı dönüp bulaşıkları yıkmaya başladım. hızla gelip yıkayacağım tabağı alıp yere fırlatmıştı sesle korkup ellerimi kulaklarıma götürmüştüm.
"itiraz edince neler olduğunu biliyorsun. Annenin yanına gitmemi ister misin" dolu gözlerimle ona bakıyordum. Şu anda yardıma muhtaç olamam onun daha da keyfini yerine getiriyordu. Elimi zorlukla açmış ilaçları elime tutuşturmuştu. Ağlıyor aynı zaman da kafamı iki yana sallıyordum. İstemiyordum.... asla içmek istemiyordum.
Sekiz tane hap elimdeydi. Cesaret edipte içemiyordum ki. Babam sinirlenip saçımdan tuttuğu gibi odama sürüklemeye başladı, haplar elimden düşüyor ama umursamıyordu. Odama getirmesiyle yere fırlatmış "o sesin çıkmayacak sesin çıktıkça iki katını yapacağım. Kimse seni duymayacak" karnımda tekme hissetmem ile elim direk ağzıma gitmiş ağzımdan çıkacak olan inlemeye durdurmuştum.
"evet işte böyle" gözleri daha da kararıyor bana bakıyordu. Gözlerim acıdan doluyor, ağlamak istiyordum. "sen erkeksin şimdi de kız gibi ağlıyor musun ağlama!?!" sesimin çıkmasını istemiyordu ama kendisi bağırıyordu.
Eve biri gelirse ne yapacaktım ben şimdi. Elimi ağzımdan çekmiş göz yaşlarımı siliyordum. Daha fazla vurmaya devam ederse yarın okula gidemezdim. Taehyung tekrar endişelenmesini bizim eve gelmesini istemiyordum, bu onu daha da kırıyordu. Tekmelerini sıralamaya devam ediyor ağlayıp ağlamadığıma bakıyordu.
"herhangi bir ilaç içmeyeceksin bu acılara katlanacaksın" tekmeyi atmayı bırakıp saçımdan tutuğu gibi kendisine çekip yüzlerimizi hizaladı. "anlaşıldı mı?" kafamı sallamıştım. Nefret ve tiksinti dolu bakışlarını üzerimden çekmemiş
YOU ARE READING
Delphinium -Yoonmin-
Fanfiction" benim acılarımı hiç bir zaman fark etmedi. Öptüğünde neden boynumun mosmor olduğunu, resim çizmediğimi, bel ağrısından doğrulamadığımı, sevdiğim halde neden saçımı uzatamadığımı hiç sormadı. Yanına zar zor gittiğimde ilaç kullanmaktan gözlerimin b...