oylamayı ve yorum yapmayı unutmaayın lütfen.
keyifli okumalar..
***
Arabaya ilerlerken adımın seslenilmesiyle arkama döndüm. Taehyungu görmem ile ne yapacağımı şaşırdım .Ne için gelmişti ki. Konuşulacak konu olduğunu düşünmüyordum. Jungkookun yanından nasıl ayrılıp da gelmişti. "taehyung sen miydin"
"jimin-ah resmi bıraktığını bilmiyordum, özür dilerim..."
" özür dileme, bilemezdin. Biraz öyle gelişti, aslında eski ilgimin olmadığını fark ettim" her zamanki gibi yalanı seçmiştim, kurtuluşumun o olduğunu zannediyordum. Kendimi böyle kandırabiliyordum "senin için resim ve dans vazgeçilmezdi ne değişti"
Etrafa bakmaya başladım biri bizi izliyor olabilirdi özellikle jungkook. Sevgilisinin yanından ayrılmasıyla dışarı çıkabilirdi. "bazen zevklerimiz değişebilir" kaşlarını çatarak sözlerimi anlamaya çalışıyordu.
"bunun içinde yoongi de mi var" yoonginin ismini ağzından duyunca bile kalbim hızlı atıyordu. Gerçekleri söylemeli miydim ona.
Gülümseyerek "hadi içeri git çocukları yalnız bırakma." Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki, tahmin edemeyeceğim cümleyi kurdu
" baban yüzünden" fısıltılı sesini duysam bile bu bana yetmişti. Anlamıştı, sonunda biri anlamıştı. Solan gülümsemem ile hemen arkamı döndüm.
"ne dedin" duymamış gibi yapmak daha iyi olabilirdi. Gözleri dolmaya başlamıştı bile "baban yüzünden" kafamı iki yana salladım
"babamın böyle bir şey yapacağını biliyorsun o hep beni destekler" zoraki gülümsememle sözlerimi söyledim. "yapma jimin-ah lütfen ben senin dostunum gerçekleri söyle"
"ne gerçeğinden bahsediyorsun"
"hatırlıyorsun değil mi jungkook ile kavga edip size gelmiştim" yaklaşık olarak iki yıl önceden bahsediyordu iyi de konumuzla ne alakası vardı. Kafamı olumlayarak salladım. "o gün ben asla jungkookla kavga etmedim jimin-ah" gözlerim şaşkınlık ile açılmıştı. O gün neden gelmişti de beni evine götürmüştü yoksa.. "evin önünden geçiyordum jimin-ah sadece evinizin önünden geçiyordum ama senin ağlamaların o kadar içten ve dışarıya kadar geliyordu ki" kafamı hızla iki yana salladım çocuklara söylemiş miydi? Dolu gözlerimle ona baktım
"çok yanlış anlamışsın ben.. Ben ağlamıyordum ki"
"yeter artık biraz kendine değer ver!!" bağırması ile geriye adımladım. Yanımızdan geçen bir kaç kişi bize bakmasıyla içeriden de jungkook çıktı. Taehyungu gözleri dolu bir şekilde gördüğü için
"neler oluyor burada?!" taehyung onu hiç de duymuşa benzemiyordu. Jungkook onu sarsa da hala bana bakmaya devam ediyordu. Dolu gözlerimi silip
"sorun yok jungkook sadece biraz konuştuk" hızlıca bana dönüp "kes çeneni sana demedim"
"üzgünüm gitmeliyim" arkamı dönerken taehyung hızla jungkooku itip yanıma geldi "bugün her şey konuşulacak ve bitecek" elimde olan anahtarı hızla çekip kolumdan tutup beni çekiştirdi.
"bırak beni konuşulacak bir şey yok" arabaya bindirmesile üzerime arabayı kilitleyip inmemi engellemişti. Camlara yumruklarımı sıralayıp açmasını söylesem de asla umursamadı. Jungkookun yanına gidip bir kaç öpücük sırlayıp konuşmadan geri gelmişti. "sen ne yaptığını zannediyorsun?! Beni böyle alıkoyamazsın!!" soruma cevap vermeden han nehrine sürmüştü.
YOU ARE READING
Delphinium -Yoonmin-
Fanfiction" benim acılarımı hiç bir zaman fark etmedi. Öptüğünde neden boynumun mosmor olduğunu, resim çizmediğimi, bel ağrısından doğrulamadığımı, sevdiğim halde neden saçımı uzatamadığımı hiç sormadı. Yanına zar zor gittiğimde ilaç kullanmaktan gözlerimin b...