Harry , ne kadar uyuduğunu ya da günün hangi saatinde olduğunu bilmiyordu. Gözlerini açıp, doğrulmak için hamle yaptığında elini yasladığı zeminin yumuşak olduğunu fark etti. İlk başta ne olduğunu anlamadı bulanık gören gözlerini kırpıştırdığında Draco nun onu izleyen keskin gözlerini fark etti. Yeni uyanmanın verdiği mahmurluk ile bir kaç saniye boyunca olayı kavrayamadı.
Gözlüğünü ona uzatan Draco nun elinden alıp taktığında ilk defa sakin bir ifadeyle - sinir hali yokken - onun yüzünü inceledi. Işığın vurma açısı yüzünden Draco nun neredeyse bütün kirpiklerini görebiliyordu. Onun bu kadar uzun ve gür kirpikleri olduğunu hiç fark etmemişti. Harry onun yüzünü incelemeye devam ederken ve gözleri son olarak dudaklarında kaldığında Draco nun hafifçe sırıttığını fark etti. Yüzleri arasında 10 santimlik bir uzaklık bile yoktu. Harry, Draco nun sıkıca beline sarılan elinin geri çekildiğini hissetti.
" öyle uzun uzun baktığına göre manzarayı beğenmiş olmalısın " harry , gözlerini Draconunkilere çıkarttı. Mavimsi gümüş olan gözleri Harry nin yüzünü hızlıca incelemiş ve gözlerine tekrar odaklanmıştı. Harry , onun göz bebeklerinin hafifçe genişlediğini fark etti.
" ne kadara kadar üzerimde yatmaya devam edeceksin ?" Harry duyduğu sözlerin ardından olduğu durumu fark etti ve hızlıca doğruldu. Harry , Yatakta tamamen uzanmış halde yatan Draco nun üzerinde yatıyordu. Tam anlamıyla üzerinde...
harry , kanepenin en uç köşesine çekilmişti. Draco ise kalkamaya hiç yeltenmemişti. Gözleri tavana dikmişti , harry olayın saçmalığına ve onu açık açık incelediği için utanmış hissediyordu. İtiraf etmeliydi ki draco gerçekten yakışıklı bir erkekti. " uyuyakalmışım " draco başını ona indirip gözlerini birbirine kenetlediğinde harry hızla bakışlarını kaçırdı.
" yanakların kızarmış ne oldu utandın mı ?" draco o kadar duygusuz bir sesle söylemişti ki Harry kısa bir an anlayamadı. Sonra elleri yüzüne gittiğinde gerçekten sıcak olduklarını hissetti. O kadar garip bir an yaşıyorlardı ki.
Draco doğrulup geriye doğru kaydı ve sırtını kol koyma yerine yasladı. Kollarını da çaprazlamıştı. ( sol ayağını yere basmış, sağ dizini de büküp, sol bacağının altına koymuştu. ) harry i dikkatle inceliyor ve bunu saklama ihtiyacı bile hissetmiyor gibiydi. Harry ise olayın tuhaflığıyla daha fazla gerilmişti. Birden ayağa kalkıp kapıya giderken , Draco nun bakışlarını sırtında hissediyordu.
" artık filch gitmiştir. " kapıyı hızlıca açıp odadan çıktı ve etrafına bakmadan koşarak Gryffindor un ortak salonuna geldi. Sıcaklamıştı. Pencereden dışarıya baktığında havanın daha aydınlanmadığını fark etti. Banyo bölümüne gidip yüzüne su çarptı. Bu saçma anın onu bu kadar utandırmasını anlamıyordu. Daha önce Draco ile yakın temasta bulunduğu çok an olmuştu ama hepsinde ya çok öfkeliydi ya da onu öldürmek istiyordu ama bu anda onu ilk defa herhangi kötü bir duygu hissetmeden yakın durmuştu.
Onu hep irite edici, aşağılayıcı ya da kötü kötü sırıtırken görmüştü ve o anlarda öfkeli olduğu için dikkat etmediği şeyler bir bir aklına doluyor gibiydi. Gümüş Gümüş parıldayan gözlerinin öfkeyle bakmaması , harry nin gözlerine bakarken kirpiklerinin hafifçe titremesi gibi , ha bir de normal insana göre biraz daha solgun duran dudaklarının yukarı doğru kıvrılması da vardı. Harry , lavaboya yaslanmış bunu düşünürken içeriye Neville girdi.
" harry ? Ne yapıyorsun?" Harry aniden duyduğu sesle yerinde sıçradı , neville in karmakarışık saçlarıyla ve uykulu ifadesini gördü.
" tuvalete geldim " elbette o anda Draco nun yüz hatlarını düşündüğünü itiraf etmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Is it late ? - drarry
FanfictionHarry Potter ve Melez prens adlı filmden uyarlanmıştır. Kendimce bazı yerleri ve hikayeyi değiştirdim. " ya bu olsaydı ? " diye düşünerek yazdığım bir hikaye. Çoğu yer filmle aynı olsa da bunu hikayeninin akışını bozmamak için yaptım. Smut yok.