6Aradan günler geçti ve haftalara dönüştü. Havalar ısınmaya başlamıştı ama Draco hâlâ gelip de Harry ile konuşmamıştı. Gözleri sürekli birbirlerini takip ediyordu ama ikisi de gelip konuşmaya cesaret edememişti.
Draco, karanlık işaretini Harry nin görmesinden utanç duyuyordu. Karanlık Lordun öldürmek istediği kişiydi Harry, kendi geri dönüşünü ve gücünü kanıtlamak için hayatta kalan çocuğu öldürecekti. Draco ise ona hizmet eden sadık ailenin bir ferdiydi.
Harry ise , ona zaman veriyordu. İstediği zaman gelip onunla konuşacağına dair umudu sağlamdı. Çünkü Draco nun yüzünde ki ifade gün geçtikçe yumuşuyor. Harryi her gördüğünde uzun uzun izliyordu.
Artık Harry için , Draco ile dakikalarca bakışmak bir rutine bağlamıştı. Onu eskisi kadar germiyordu.
Ve sonunda neredeyse bir ay sonra , Draco, Harry ile konuşmaya karar vermiş gibi duruyordu. Harry, bahçedeydi. Hava hâlâ soğuk olmasına rağmen güneş parlaktı ve karların üzerinde dans ediyordu gerçi neredeyse bütün karlar erimişti.
Harry adım seslerini duyunca başını arkaya çevirdi ve kimin geldiğine baktı. Gümüş saçları ve duygusuz bakan gözleriyle Draco yu görünce istemsizce kalp atışları hızlandı. Sessizce birbirlerini izlemelerinin sonucu olarak Harry ne zaman Draco ile göz göze gelse heyecanını bastıramıyor Kalbi de hızlanıyordu.
Draco, kışlık ceketi ile tam da Harry nin oturduğu taştan oyulma bankın önünde durdu. Elleri her zaman ki gibi cebindeydi. -son zamanlarda bunu bir alışkanlık haline getirmiş gibiydi. Ya da sadece yaptıklarından dolayı psikolojik olarak ellerini saklama eğilimindeydi- buz gibi gözleri Harry e kilitlenmisti.
Harry de başını kaldırmış ona bakıyordu , bu his tanıdıktı artık Draco nun gözleri Harry için tanıdık bir alandı. Bir süre emin olmak ister gibi Harry nin önünde dikildi sonra ise eğilip onun elini tuttu ve çekerek ayağa kaldırdı. Peşinden sürüklüyordu.
" nereye gidiyoruz Draco?" Harry onun uzun adımlarına yetişmeye çalışıyordu , bileğini sıkıca tuttuğu ve peşinden sürüklediği için hızlı adımlar atıyordu. Ama halinden memnun gibiydi asla elini çekmeye çalışmayacaktı. Yanlarından geçtikleri öğrenciler tuhaf tuhaf bakıyorlardı.
"Sana göstermek istediğim bir şey var. İhtiyaçlar odasına gidiyoruz" draco basitce açıklayıp merdivenlere yöneldi bir kaç koridordan geçtikleri zaman çıkmaz sokağı olan bir koridora girdiler Harry burayı iyi biliyordu. Duvarın önünde dururlarken Draco derin bir nefes almış ve elini duvara doğru uzatmıştı kapı yerden büyüdü ve Draco nun elini uzattığı yerde bir kapı kolu belirdi. Draco da kapıyı açtı ve harry nin girmesi için yana çekildi. Harry elinde ki soğuk histen rahatsız olarak -draco elini bırakmıştı- odaya girdiğinde etrafa bakındı.
Draco da ardından girip kapıyı kapatmıştı ve Harry nin odayı incelemesini seyrediyordu. Harry ağzına kadar tuhaf eşyalarla dolu olan odayı büyük bir dikkatle dinliyordu daha önce de çok kere İhtiyaçlar odasını kullanmıştı ama genelde hep antrenman içindi. Şimdi ise çok daha farklıydı. Odayı incelemeyi bırakınca Draco ya döndü.
" burası... o ortalıktan kaybolduğum zamanlarda geldiğim oda " draco kelimelerini toplamaya çalışıyor gibiydi sürekli parmaklarıyla oynuyordu.
" peki neden buraya geliyordun?" Harry biliyordu onun burada dolabı tamir ettiğini ama onun itiraf etmesini istiyordu. Eğer yanlış bir şeyler söylerse Draco nun ondan uzaklaşacağını biliyordu. Bunu riske atamazdı.
" ben..." nefesini verirken dudaklarını yaladı ve anlık başını geriye attı. Söylemekte zorlandığı belliydi " burada bir dolabı tamir ediyordum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Is it late ? - drarry
FanfictionHarry Potter ve Melez prens adlı filmden uyarlanmıştır. Kendimce bazı yerleri ve hikayeyi değiştirdim. " ya bu olsaydı ? " diye düşünerek yazdığım bir hikaye. Çoğu yer filmle aynı olsa da bunu hikayeninin akışını bozmamak için yaptım. Smut yok.