Harry , elinde ki bavulları yerleştirmiş hogwarts ekspresinin önünde bekliyordu.
" neden içeri girmiyorsundostum ? Hava soğuk" Ron kafasını camdan çıkartmıştı.
" birazdan geleceğim " harry ona söylediğinde Ron omuz silkip içeri girmiş ve camını kapatmıştı. Bir sürü öğrenci trene binmek için acele ediyorlardı. Sonra harry beklediği kişiyi gördü. Gümüş gibi parlayan saçları , ölü kadar beyaz olan teni ve simsiyah takım elbisesiyle Draco, elinde ufak bir bavulla trene doğru yürürken her zaman ki gibi ruhsuzdu. Harry , elinde ki poşeti daha sıkı kavradı ve Draco nun ona doğru gelmesini bekledi.
Draco kafasını kaldırıp etrafa baktığında Harry i fark edince sırıttı.
" potter?" Draco tam önünde durmuştu. Konuşurken ağzından büyük buhar bulutları çıkıyordu. Harry karton poşeti ona uzattı. Draco ise bir poşete bir harry e baktı.
" atkını verdiğin için teşekkür ederim" harry , ona bakmadan konuştuğunda Draco da poşeti açıp içinde ki atkıyı çıkarttı
" bunc zaman boyunca bunun için mi soğukta bekledin ? Çöpe atsan da olurdu" kendi boynuna dolarken poşeti de dikkatle katlayıp cebine sokmuştu.
" sana düzgünce verende kabahat zaten! Çıkart! Onu yakacağım!" Harry onun atkısını uzandığında Draco hızlıca bileğini tutmuştu.
" geri verdin artık " harry nin çatılmış kaşları arasına işaret parmağını bastırdı. " hemen de sinirleniyorsun "
Harry onun eline yavaşca vurup yüzünden uzaklaştırdı.
" sinir ediyorsun çünkü"
" olma sen de o zaman "
Harry cevap vermek için ağzını açtığı sırada trenden yüksek bir ses çıkmış ve gitme vaktinin geldiğini belirtmişti.
" senin yüzünden boş kompartıman ds kalmamıştır şimdi " draco , harry e hafifçe omuz atarak yanından geçti ve trene bindi.
" iyilik edende kabahat!" Harry de arkasından söylene söylene bindiğinde, ron un olduğu kompartımana geldi ve pat diye oturdu.
" ne oldu ?"
" malfoy!" Bir yandan da ceketini çıkartıyordu.
" yine ki zorbalık-"
" hayır" harry ceketini yana koyarken hofladı. " bana ödünç verdiği atkıyı ona geri verdiğimde, çöpe atsan da olurdu, dedi. "
" bu tam da onluk bir hareket değil mi?"
" evet ama...." harry neye ve neden sinirlendiğini bilmiyordu. " neyse boşver , sen ve lavender nasılsınız?"
Ron birden bunu bekliyormuş gibi yüzünde ağlamaklı bir ifade belirdi. " sürekli öpüşmek istiyor , her zaman. O kadar yoruldum ki artık nasıl bahane bulacağımı bilemiyorum "
" neden sadece ayrılalım demiyorsun?"
" kalbini kırar " ron geriye yaslanıp ellerini yüzüne kapattı. Sonra birden doğruldu. " şu dudaklarımın haline bak" ron, harry e dudaklarını uzatırken ona doğru eğildiğinde Harry gülerek onu itmeye çalışıyordu.
" sürekli öpüşmekten ne hale geldi , baksana"
Kompartıman ın kapısı birden açıldığında, ikisi neredeyse birbirlerinin üstündelerdi.
" ne yapıyorsun weasley?"
" malfoy" ron tiksintiyle söyleyip geri yerine dönerken Harry de koltuğunda doğruldu. " asıl sen ne yapıyorsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Is it late ? - drarry
FanfictionHarry Potter ve Melez prens adlı filmden uyarlanmıştır. Kendimce bazı yerleri ve hikayeyi değiştirdim. " ya bu olsaydı ? " diye düşünerek yazdığım bir hikaye. Çoğu yer filmle aynı olsa da bunu hikayeninin akışını bozmamak için yaptım. Smut yok.