" slughorn hâlâ senden kaçıyor mu ?" Hermione sordu.
Harry, Ron ve hermione birlikte ortak salonda oturuyorlardı.
" evet " harry bıkkınlıkla cevap verdi. Draco ile meseleyi düzeltmişti ama hâlâ konuşması gereken slughorn vardı. Ve onunla konuşmak bir ejderhayı yenmekten daha zordu.
" sanırım başka yapacak bir şey kalmadı , şansımıza küselim" ron , oturduğu koltukta biraz daha geriye kaydı.
" şans... tabi ya slughorn ile konuşmak için ihtiyacım olan tek şey şans!" Harry hızla odasına fırladı ve sandığına koyduğu sıvı şans şişesiyle geri geldi.
Harry , küçük su damlası gibi görünen şişenin tıpasını açıp tek dikişte bütün sıvıyı içti , sıvıyı içtiği ilk an vücudunda önce bir yanma hissi sonradan da harika bir serinlik hissi yayıldı.
"Nasıl hissediyorsun ?" Hermione endişeyle sorarken o da harry ve ron gibi ayağa kalkmıştı.
" harika... gerçekten harika hissediyorum " harry nin içinde herşeyin yoluna gireceği konusunda mükemmel bir his vardı.
" unutma , slughorn yemeğini erken yer biraz yürüyüşe çıkar ve sonra ofisine girer." Hermione endişeyle söyledi çünkü Harry nin yüzünde aptal bir gülümseme vardı.
" evet harika , hagrid i görmeye gidiyorum" harry ikisinin yanından geçerken hermione aceleyle bağırdı.
" harry! Bir planımız var !"
" biliyorum ama içimde bir his var yani tıpkı... bu gece orada olmam gerekiyor gibi... ne demek istediğimi anladın mı ?"
" hayır!" Hermione keskin bir yanıt vermişti.
" ne yaptığımı biliyorum tamam mı bana güven" harry arkasını dönüp odadan çıkarken kapıda çarptığı diğer öğrencilere "merhaba" demişti.
Hermione ve ron endişeyle birbirlerine bakıyorlardı.
" sence onu takip etmeli miyiz?" Ron sorduğunda hermione başıyla onaylamış ve ikili harry nin peşine düşmüştü. Harry normalden daha tuhaf bir şekilde yürüyordu. Hermione ve ron ona yetiştiklerinde karşı koridordan gelen Malfoy u fark ettiler.
Harry nin yüzünde müthiş bir gülümseme oluştu ikisi koridorun ortasında buluştu.
" hey potter seninle-" harry bir anda , kolunu Draco nun beline dolamış ve hızla onu kendine çekip dudağına yapışmıştı. Tıpkı dansçıların yaptığı gibi dudaklarını ayırmadan onu kollarında geriye yatırmıştı.
Öpücüğünü bozmadan onu geri kaldırdı ve ayrıldı ama kolları hâlâ draco nun belindeydi . Draco afallamış bir yüzle Harry e bakıyordu. Harry de ona kocamanca gülümsedi ve hafif pembeleşmiş yanağından öptü.
"Seninle sonra görüşürüz, *my love*"
Harry geri çekilip hızlı hızlı koridoru yürümeye devam etti. Draco ise şaşkınlıktan iri iri açılmış gözleri ve Öpücüğün etkisiyle sersemlemiş halde onun arkasından baka-kaldı. Elleri istemsizce dudağına gitti.
"Bu da ne lan böyle" draco, Ron un çığlık atarcasına konuşmasından dolayı hızla ona dönmüştü. " AAAAAHHHH! lanet olsun , gözlerimi oymak istiyorum!" Ron ellerini gözlerine bastırmış acı içinde kıvranıyordu. Bir kaç tane de küfür ede ede ortak salona geri gitmişti
Hermione ise kahkahasını bastırmaya çalışıyor gibiydi. Draco şaşkınca bir ona bir de giden Ron a bakarken kendini daha fazla tutamadı.
" potter a ne oldu böyle" draco , hermione in kahkahası bitince sordu. Hermione onun dağılmış saçları ve şaşkın şaşkın bakan yüzü yüzünden tekrar güldü. Draco , hermione a yaklaştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Is it late ? - drarry
FanfictionHarry Potter ve Melez prens adlı filmden uyarlanmıştır. Kendimce bazı yerleri ve hikayeyi değiştirdim. " ya bu olsaydı ? " diye düşünerek yazdığım bir hikaye. Çoğu yer filmle aynı olsa da bunu hikayeninin akışını bozmamak için yaptım. Smut yok.