7

35 4 50
                                    

15 ağustos 2002
Japonya, Tokyo

Mutluluklarının tadını geçen aylarda çıkaran karakterlerimiz, aşklarını da oldukça pekiştirmişti. Birbirlerine olan bağlılığı yeri gelmiş artmış, yeri gelmiş daha da artmıştı. Ta ki bugün ki konumuz olan ayrılık günlerine kadar.

Aslında her şey gayet güzel ilerliyordu, mutluydular. Chifuyu'nun tedavi süreci olumlu bir şekilde sona ermek üzereydi. Hatta eğer bugün yaşananlar olmasaydı Chifuyu, beynindeki lanetin gittiğini öğrenecekti.

Birkaç hafta önce Baji, üniversiteli olduklarından geçinme sıkıntısı çekmemek için küçük bir işletmede kurye olarak işe girmişti. Tıp okuyordu, okulda gördüğü derslerin ağırlığı yetmezmiş gibi işe girmesi daha da baskı yaratmıştı ona. Zaten diğer işinden de hem okuduğu bölüm yüzünden hem de biriciği ile ilgilenmek için ayrılmıştı.

Annesine de çok fazla yük olmak istemediği için seçmişti bu yolu evet ama yine de zorlanıyordu. Yeri geliyor kimseye çaktırmadan ağlıyor, yeri geliyor derslerini asıyordu. Çalıştığı yerde ablası yerine koyduğu Chae ise bu durumu gören tek kişiydi.

Esmer çocuk ilk geldiği ve işe başladığı gün dış görünüşü yüzünden fazla sorumsuz biri olduğunu düşünse de gün geçtikçe düşünceleri değişmişti. İşine her zaman tam vaktinde geliyor asla geç kalmıyordu. Paket götürdüğü herkes ise çok memnundu ondan, işini layıkıyla yerine getiriyordu.

Haftalar sonra Chae, Baji'nin yorulduğunu düşünüp ona yemek götürmeye karar vermişti. Fakat Baji'yi yerde ağlayan bir şekilde görmeyi beklemiyordu. Hemen elindeki yemeği bir köşeye bırakıp yanına çöktüğünde ise baji daha çok ağlamış, aylar sonra birine sığınmıştı.

Evet, belki de Chifuyu'ya bunu yapması doğru değildi ama içindekileri ona yansıtırsa daha kötü olacağını biliyordu. Onu, biriciğini kendi dertleriyle üzmek istemiyordu. Eğer kendisi yüzünden üzülürse ne yapacağını asla bilemiyordu.

Chae ise neler olduğunu anlamaya çalışmış, bir destek dalı olmuştu. O zamanlarda kimsesi olmayan Baji'ye bu o kadar iyi gelmişti ki hiçbir şeyi olmayan Chae bir anda her şeyi olmuştu.

O gece derdini anlattığında defalarca başını okşamış, dizinde uyumasını sağlamıştı. Daha sonra ilerleyen saatlerde Baji'nin telefonuna gelen mesajlar Baji'yi uyandırmasın diye telefonu sessize almıştı. O gün fazla yakın olmadıkları için kimin mesaj attığına bakmamış, umursamamıştı.

Baji'ye her baktığında aklına yıllar önce ölen kardeşi geliyordu. Eğer onun da dertlerini bir seferlik dinleseydi, neyi olduğunu anlayabilseydi şu an o da aralarında olabilirdi. Derin bir nefesi içine çeken Chae bir yana dursun, diğer yanda Baji hâlâ eve gelmediği için endişelenen Chifuyu vardı.

Saat çoktan gece yarısını geçmişti. Normalde eve erkenden gelen Baji'nin henüz gelmemesi onda bir endişe dalgası yaratmıştı. Korkuyordu, sahip olduğu tek dalı kaybetmekten belki de.

Defalarca aramış, ulaşmaya çalışmıştı fakat telefonu kimse açmamıştı. Sabaha doğru endişeden çıldıracak gibi olmuş, evden çıkıp aramaya karar vermişti.

Üstünü eline ilk gelen şeylerle değiştirdikten sonra kapıyı açmış bir iki adım atmıştı ki karşı taraftan gelen Baji'yi görmesi ile duraksamıştı. Buradaydı, geliyordu yine ama onda farklı bir şey sezmişti. İlk defa o gün tüm gece gelmeyen Baji, karşısındaki endişeden çıldıran Chifuyu'yu umursamadan evin içine girmişti. Kapıyı arkasından sert bir şekilde kapatması ile Chifuyu şaşırmıştı.

Ne olmuştu, ne bitmişti hiçbir fikri yoktu ama yine de elbet Baji'nin bir açıklaması olduğunu düşünüyordu. Normalde asla böyle davranmazdı, hiç görmemişti. Bir anda neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ama asla başarılı olamıyordu.

Star Shopping | BajiFuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin