12 kasım 2007
Japonya, TokyoSıcak bir gün, kuşların sakinliği andıran cıvıldamaları ve suyun yatıştırıcı sesi... Etrafına baktı esmer olan, neredeydi?
Bir kumsalda uzanıyordu. Önündeki sonsuzluğa açılan denizin biraz önünde, dalgalar ayağına vuracak şekilde uzanmıştı. Ne zaman gelmişti buraya?
O sırada hemen arkasında beliren sarışın, kafasını esmerin baktığı gökyüzünü kapatacak şekilde öne uzattı. Bunu beklemeyen Baji ise, diyecek bir şey bulamayıp gerçekliği kontrol etmek istedi. Elini öne doğru uzattığında eline gelen tanıdık ten hissiyatı ile gözlerinin dolduğunu hissetti.
Her şey eskisi gibiydi; sevmelere doyamadığı sarı saçları, bakmak için para ödeyeceği parıltısını kaybetmemiş yeşil gözler, kiraz gibi parlayan dudaklar... Hepsi aynıydı.
Baji'nin uzun süre bir şey dememesine şaşıran sarışın şaşkınlıkla bir kıkırtı bıraktı ortaya. Onun bu hareketiyle Baji, oturduğu yerden doğruldu.
Şu an kesinlikle ne olduğunu bilmiyordu. En son hatırladığı kadarıyla kendi evinde uyuyordu. Chifuyu ise klinikte hiçbir şey hatırlamayan bir hâldeydi. Peki ya şu an ne oluyordu?
Karşındakinin kafasının karıştığını anlayan sarışın, Baji'nin oturduğu yerin hemen yanına oturdu. Her bir hareketini dikkatle izleyen esmeri gördüğünde ise bir kahkaha bıraktı. Bu halleri ona göre çok şirindi.
Derin bir nefes alarak bunun bir rüya olabileceğini düşünen Baji, bakışlarını sarışının üstünden çekip sonsuzluğun başladığı denize çevirdi. Hava kararmak üzereydi, pembe ve turuncu rengin hâkim olduğu gökyüzü ona eski anılarını hatırlatıyordu.
Beraber sahil kıyısında koşuşturdukları günü, teras katında gülerek çocukluk anılarını paylaştıkları günü, birbirlerine söz verdikleri günü...
Sahip oldukları gökyüzünün onların tüm anılarına sahip olması bir şaka gibi geliyordu. Her şey eski günleri hatırlatırken burada oturması gibiydi bazen hayat, umutsuzluğum başladığı yerde umudun geri dönmesi gibiydi.
Chifuyu, bir şey demeden yanında oturdu. Biliyordu, eğer konuşursa bu ortamı mahvedeceğini o da biliyordu. Bu yüzden susuyordu. Bir kez olsun her şeyi eskisi gibi hatırlamak istiyordu o da.
Sadece huzurun bulunduğu ortamda sessizliği ilk bozan kişi Baji olmuştu. Hakkı vardı gerçi, kendine göre sorması gereken önemli sorular vardı.
"Neden buradayız?" Sorduğu soruyla birlikte ikisinin de bakışları kenetlendi. Yeşil gözlerin oyununa dayanamayan Baji, gözlerini tekrardan ufka çevirdi.
"Çünkü çok güzel, sence de öyle değil mi?" Her cümlesinin sonuna ufak bir kıkırtı bırakan Chifuyu, Baji'nin düşünmesine sebep oluyordu. Gerçek miydi her şey, yaşadığı onca acı yalan mıydı?
"Öyle..." yüzünde beliren masum gülümseme ile utandığını gösterdi. Sarışın bu hareketine sesli bir şekilde güldüğünde ise kaşlarını çatarak ona döndü.
"Çok tatlısın..." sarışın, Baji'nin kaşlarını düzeltmek için söylemiş olsa bile esmer için bu cümle çok fazla anlam taşıyordu. Onca yaşadığı şeyden sonra, yalnızlığına ilaç gibi gelmişti.
Hızla kollarını yanında oturan Chifuyu'ya sardığında sarışın olan bu hamleyi beklemiyor olacak ki kumun üzerine yığıldılar. Kollarını şaşkınlıkla Baji'nin geniş sırtına doladı.
Şu an bulundukları durum kesinlikle bir rüya olmalıydı, başka açıklaması yoktu. O kadar mükemmel bir andı ki bu Baji için, her şeyi abartabilirdi. Mesela şu an buram buram aldığı şeftali kokusu, denizden gelen hafif esinti, kum tanelerinin cildini hafifçe kaşındırması...
Chifuyu, esmerin uzun saçlarını eline doladı. Ne kadar da uzamıştı yokluğunda, biraz daha zorlasa beline kadar gelebilir diye düşündü. Siyah saçlarının her bir telini severken omzuna akan gözyaşları durmasına sebep oldu.
Hızla esmerin başını omzundan kaldırdığında ise gördüğü şeyle gözleri sonuna kadar açıldı. Karşısındaki oğlan içli içli ağlıyordu. Peki ya neden diye düşündü Chifuyu, neden ağlıyordu ki?
"Özür dilerim..." dudaklarının arasından anlaşılması zor olan kelimeler çıksa da, Chifuyu son dediğini anlamıştı. Özür dilemişti ondan.
Gittikçe daha fazla ağlamaya başlayan Baji'ye karşı yüzünde içten bir gülümseme belirdi. Kollarını daha sıkı bir şekilde esmere doladığında Baji'nin de ağlaması gittikçe şiddetlenmişti.
"Ben her şeyi unuttum bile..." diyerek kulağının arkasını öpen Chifuyu, Baji'nin kalbinin teklemesine sebep oldu. Eğer bir rüya olsaydı diye düşündü Baji, eğer bir rüya olsaydı şu an o öpücüğü hissetmezdi değil mi?
Fakat Baji, o öpücüğü hissettiğine yemin bile edebilirdi. Demek ki bu bir rüya değil diye düşündü. Yine de bilmediği şey, odasında uyuyakaldığıydı.
Klinikteki odasının koltuğunda uyuyakalan Baji, gördüğü rüyaların en güzeli olduğuna yemin edebilirdi. O sırada bir şey sormak için odaya giren Chifuyu, doktorunun uyuduğunu görünce geri çıkmak istedi.
Belki de unutmasına rağmen en içten hissetmesiydi sorun, çıkmadı odadan. Aksine giderek yakınlaştı doktorun uyuduğu sandalyeye.
Siyah saçları masanın üstüne dağılmış, gözleri kızarmıştı. Neden olduğunu bilmediği bir şekilde elini doktorun saçlarına daldırdı. Eğer o an doktoru uyansaydı ne olurdu bilmiyordu fakat yapmıştı işte, istemişti.
Saçlarını omzunun tek tarafına attığında ortaya çıkan boynuna kaydı gözleri. Beyaz, pürüzsüz boynunun hemen ortasında yer alan küçük ben nedensizce kalp atışının hızlanmasına neden olmuştu. Gözleri boynundan üstüne kayınca sadece bir tişörtle olduğunu görünce kaşları çatıldı.
Hava zaten buz gibiydi, üstüne üstlük odasının camı açıktı ve kendisi de tişörtleydi! Derin bir nefesle birlikte göz deviren Chifuyu, üstüne giydiği siyah hırkasını çıkardı. Doktorunun omzuna bıraktığında açıkta kalan boynu sürekli dikkatini çekiyordu.
En sonunda dayanamayıp boynuna kısa bir öpücük kondurduğunda boynuna dolan ferahlatıcı kokuyla kaşları çatıldı. Neydi bu kadar tanıdık olan şey?
Sanki her şeyini bu kokuya bağlamış, hayatını bu kokuyla geçirmiş gibi geliyordu. Daha fazla kalmadan hızla geri çekildiğinde bunun nedenini düşündü. Büyük ihtimalle parfümden kaynaklı olduğuna kendini inandırıp kırmızı yanaklarıyla odadan çıkmak için acele etti.
Kapıya ulaştığında arkasını döndü, son bir kere doktoruna baktı. Onda uyandırdığı bu hissi çözmeye çalışıyordu belki ya da sadece kendini kandırıyordu.
"İyi geceler doktor..." yutkunarak söylediği sözden sonra kendisini kapının dışında bekleyen hemşire ile birlikte odasına geri döndü. Hızlanan kalp atışları ona hiç de iyi gelmiyordu...
-
Selamlar 🥰
Uzun süre oldu sanırım🥰
Cok safe hissettiren bir bolum oldu😭😭😭(sanki iki uc bolum sonra ortalık karismayacak gibi davranirkene)
Neyse arkaslar bayraminiz mubarak ola ben gidiyom sonraki bolumlerde gorusuruz kendinize dikkat edin😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star Shopping | BajiFuyu
FanfictionEğildi, yavaşça kulağıma fısıldadı. "Bu gece tüm yıldızları bize adadım, hepsinin parlaklığı kadar olacak aşkımız." Unutmamı istemiyor gibiydi; gibisi fazlaydı. Ben de içimde sonsuza dek yankılanan ama kimin olduğunun bilmediğim o sesi unutmayacakt...