9

50 3 41
                                    

6 Ekim 2007
Japonya,Tokyo

Chifuyu, elindeki su şişesini yatağının başındaki komidinin üstüne koydu. Her gün rutinleşen hayatı sonrasında, buna alışması zorlaşacağı için, kendine ufak değişiklikler eklemeye karar vermişti.

Kuruma spor aleti sokmak yasaktı, bu yüzden yapabildiği kadarıyla odasında spor yapmaya başlamıştı. Birkaç yıl öncesine ziyaden bedeni oldukça zayıflamıştı. Bunu düzeltmek için çabalamaya başlamıştı.

Birkaç gün önce de idareden izin almış, kendi odası içinde olmak ve kendine zarar vermemek üzere spor yapmaya başlamıştı. Şimdi ise uzun süredir spor yapmadığı için onu zorlayan hareketler bitirmiş, yaklaşık bir buçuk litrelik su şişesini tekledikten sonra kenara koymuştu.

Ne olduğunu bilmese de kendinde değişim hissediyordu, zihinsel miydi yoksa fiziksel mi bilmiyordu. Sadece eski anıları aklına geldikçe içinde yanan ateşle kavrulup duruyordu.

Peki ya neyin ateşiydi onu bu kadar kavuran?

Derin bir nefesi dışarı verip çömeldiği duvar kenarından kalktı. Odası çok beyazdı, bunu değiştirmek istiyordu ama değiştirecek ne yapabileceğini bilmiyordu. Belki bir gün boyamaya başlardı, kim bilir.

Yatağının üzerine koyduğu küçük havluyu boynuna dolamış ve banyoya doğru ilerlemişti. Banyo dediğime bakmayın, hastaların kendine zarar vermemesi için keskin hiçbir şey yoktu, ayna bile.

Üstündekilerden bir çırpıda kurtulurken kendini duşakabinin içine atmış, hızlı bir duş almıştı. Şampuanı açarken aldığı kokuyla duraksadı. Kendisi almamıştı bu şampuanı, peki ya kokusu neden bu kadar tanıdıktı.

Sanki yaseminle karışık vanilya kokusu ona geçmişi hatırlatıyordu. Sıcak bir yaz akşamı aldığı duş sonrası yemek yediği o bulanık adamı, beraber uyandıkları zaman vanilya kokan saçlarını ve cıvıldayan kuş seslerini hatırlatıyordu.

Chifuyu nedenini anlamadığı bir şekilde bundan nefret etti, iğrenmişti durduk yere. Gerçi pek durduk yere miydi orası bilinmez...

Şampuanı kullanmadan aldığı yerine koydu ve başka bir şampuan aradı. Ne mutlu ona ki bulduğu diğer şampuan daha çok odunsu ve nanemsi bir koku yayıyordu. Bu hoşuna gitmişti. Ağır kokuları normalde sevmezdi evet ama bu şampuanın kokusu ağırdan ziyade daha chill bir tarzdaydı.

Bulduğu şampuanı kullandıktan sonra duştan çıkmış, yanına aldığı havluyu beline sarmıştı. Hızla odasına geri dönerken kendi kıyafetlerini çıkarmadığı aklına geldi.

Hemen dolabından siyah bir tişört, gri bir boxer ve koyu gri bir eşofman çıkardıktan sonra dolabın kapağını kapattı. Kendi kıyafetleri değildi aslında, doktoru ona bunları onu çok seven birinin getirdiğini söylemişti. Chifuyu ona inanmayan bir bakış attığında ise çok yakında kendisini de ziyarete geleceğini söylemişti.

Aslında belki o gün Chifuyu için bir dönüm noktası olmuştu. O güne kadar bulunduğu yerden kaçmaya çalışan Chifuyu, birinin onu görme düşüncesiyle yanıp tutuştuğu için kendine çeki düzen vermeye karar vermişti. 

Önce; fazlasıyla uzayan siyah saçlarını alnına dökülecek boyuta gelene kadar kısaltmıştı. Daha sonrasında daha sağlıklı beslenmeye başlamış, uyku düzenini yerine oturtmuştu. Doktoru onu her böyle gördüğünde gururlu bir bakış atıyordu.

Neden olduğunu biliyordu ama bu sefer, bu yaptığı şeylerin çoğu tedavi süresini hızlandırıyordu. En erken ne zaman buradan çıkması gerekiyorsa Chifuyu bunun için değil, onu görecek biri için bunları yapmaya karar vermişti.

Hızla altına geçirdiği boxer'ı ve eşofmanını düzelttikten sonra tişörtü de üstüne geçirecekti ki çalan kapıyla duraksadı. Kapıların kitlenmesi yasaktı, yine de doktoru onun gizliliğine saygı duyuyor- kurumdaki herkes duyuyordu- kapıyı çalmayı ihmal etmiyordu.

Chifuyu'nun gelebilirsiniz sesi odayı doldurduğunda Baji kapının arkasında daha fazla bekleyememiş, hızla içeri girmişti. Girdiği gibi gözlerinin önündeki görüntüyle duraksamıştı.

Bir adet Chifuyu, sadece altı giyinik, ıslak ve kısa saçlarıyla bayık bir şekilde ona bakıyordu. Ne yapacağını bilmeden kapıda kalan doktoruna Chifuyu kaşını kaldırarak n'oldu dercesine bakmıştı.

Yutkunarak kendine gelmeye çalışan Baji, bir şey yok anlamında başını sallamış ve odaya girmişti. Chifuyu tişörtünü giymeyi bir süreliğine kenara bırakmıştı.

"Neden giyinmiyorsun?" Doktorundan gelen soruyla omuzlarını silkti.

"Canım istemedi." Neden giyinip giyinmeyeceğinin hesabını da ona sormazdı herhalde?

Baji, kendini sakinleştirmek için titrek nefesini dışarı vermişti. Karşısındakini bu şekilde görmeyeli yıllar olmuştu ve yıllar sonra bile onun üzerindeki etkisi hiç değişmemişti.

Hâlâ kendisini suçluyordu evet ama yine de bu görüntüye bir insanın ağzının salyasının akmamasına imkan yoktu. Şimdi düşünenen Baji, aklına gelen görüntülerle kaslarını çatmıştı. Ona göre kimsenin onun bu halini görmesine de gerek yoktu. Kendine özel kalsa yeterdi.

"İdareden spor için izin istediğini duydum, ne yaptın diye sormaya gelmiştim." Arada sesi detone de olsa kendini kontrol etmeyi başaran Baji, Chifuyu'ya baktı. Chifuyu ise bir şey demeden yatağının üzerine oturmuştu.

"İyi gidiyor gibi, bilmiyorum." Gerektiğinden fazla iyi gittiğini ona nasıl açıklayabilirdi?

O sırada aklına gelen gerçekle yutkundu.

"Seni bekleyen biri var dışarda. Görmek istiyormuş." Chifuyu, anında heyecanlanıp yatağından kalktı. Bir zamanlar kendisi için de böyle heyecanlandığını ama onun her şeyi mahvettiğini düşününce kendini dövmek istedi.

Üstüne hemen tişörtünü geçiren Chifuyu, koşarak kapının dışına çıkmıştı. Baji arkasından bakarken bir yerlerine küçük toplu iğnelerin saplandığını hissetti.

Kendisi için böyle davranırken her şeyi bozmak,tüm düzeni yıkmak ona acı veriyordu. Sormak istediği birçok şey vardı aslında;onlarca yıl nerede yaşadığı, ne yaptığı ve annesinin ona verdiği kolyenin nerede olduğu gibi.

Sormuyordu ama, sormaya utanıyordu. Hangi yüzle soracaktı ki zaten?

O sırada Chifuyu, kapıyı açar açmaz gördüğü yüzle duraksadı. Bu yüz geçen sefer doktoru ile tartışan siyah saçlı kişiye aitti.

Siyah saçlı olan, Chifuyu'yu gördüğü gibi ona sarıldığında Chifuyu ne yapacağını bilememişti. Eğer ona sarılan kişiyle tanışıyorsa doktoru ile de mi tanışıyordu.

Saçmalık olduğunu düşündü. Sadece kendi içinde saçmalıyordu.

Kollarını üstünden çeken çocuğa baktığında, gözlerindeki yaşları görmesiyle daha da şaşırdı.

"Özür dilerim daha erken gelemediğim için.." fısıldayarak söylediği sözlerin ardından arkasından bir de pembe saçlı kız çıkmıştı.

Kızın güzelliğine hayran kalan Chifuyu, tek bir laf bile edemiyordu. Kendisi en çok birisinin ya da birilerinin onu görmeye gelmesini isterken şu an ne yapacağını bilmiyordu.

Pembe saçlı kız ise elinde tuttuğu sümbül buketini Chifuyu'ya uzattı. Daha sonra sorduğu soru ile Chifuyu yutkunmuştu.

"Her şeyi baştan alalım mı?"

-
NE BU AKTİFLİK İNANMİYORUM
HAYİRLİ RAMAZANLAR ARKASLAR🎀🎀🎀
Optuö kendinize dikkat edin😘😘😘

Star Shopping | BajiFuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin