Sabah kalktığımda her zamanki gibi uykumu alamamıştım. Bir gün normal kalkabilsem dişimi kıracağım. Düşündüm de kalkma ihtimalini göz önüne alırsam hayir sözümü geri alıyorum. Dişimi kırmam ben. Ergene bağladım yine uff. Kendi kendime konuşmayı ergenlik olarak nitelemiyorum o kimsesizlikten kaynaklanıyor. Yanlış anlaşılmasın annem baban var sadece pek bir arkadaş kitlem yok. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime gelmeye başladım. Salona inince babamı sessizce televizyon izlerken buldum. Ki zaten bu alışık olduğum bir şeydi.
"Günaydın aslanım" dedi babam enerjik bir sesle. Her sabah bu enerjiyi nasıl buluyordu hiç bilmiyorum.
"Günaydın" dedim esneyerek ve kendimi koltuğa bıraktım. Televizyon da haberler vardı. İlgimi çekmemişti. Babam da bunu fark etmiş gibi "Hadi kahvaltı edelim" dedi ve mutfağa yöneldi.
Sabah kahvaltılarından oldum olası nefret etmiştim. Ağzıma ekmek tıkıştırıp çayımı yudumladım. Çayı yarısında bırakıp sofradan "Afiyet olsun" diyerek kalktım.
Merdivenleri çıkmak zulüm gelirken tuvalete ulaşınca zafer kazanmış gibiyim. Telefonumu aldım ve tuvalete oturdum. Belki bana mesaj gelmiştir umuduyla telefonu açtım ama sınıf grubunda konuşulan şeylerden başka bir mesaj yoktu. Sıkıntıyla iç çekerken Wattpad'i açtım ve bir hikayeyi okumaya başladım. İki bölümden sonra tuvaleti terk ettim. Okul firmamı giyip dışarı çıktım. Servisi beklemek her zaman zulüm gibiydi. Hiç bir zaman saatinde gelmeyen abinin her zaman bahanesi vardı. Hiç bir zaman saatinde gelmez diyorum ama istisnalar vardı. O istisnalarda kasıt arardım ama abi büyücü değilse yoktu. Çünkü ne zaman oyalanıp "Zaten geç gelir" diyerek evden çıksa servis erken geliyordu ve geç kalıyordum. Servise binince abi yarım saat niye geç kaldın diye başımın etini yiyordu. Bu durumda ağzıma gelen bütün küfürleri ediyordum ama tabiki içimden. Zaten senenin son zamanlarıydı başımın belaya girmesinden korkuyordum.Serviste kimse yerini değiştirmezdi. En arkadaki yerime geçerken yanımda oturan kız sırıtıyordu. Kulaklıklarımı takarken kız bana cırtlak sesiyle "Günaydın" dedi. "Günaydın" derken sesimi olabildiğince soğuk çıkarmaya çalıştım. Yol boyunca konuştu da konuştu. Kulaklıklarıma rağmen sesi duyuluyordu. Benden sadece bir yaş küçük olmasına rağmen tam bir ergen hallerindeydi. Tamam belki bende ergen hallerindeydim ama davranışlarım çok daha olgundu. Lise 3' te olan birinden beklenmeyecek kadar. Sınıfa girdiğimde sınıfta bir iki kişi hariç boştu. Bir an seviniyordum ama sıraların üzerine atılan çantalar sevincimi kursağımda bırakmaya yetmişti. Camdan dışarı bakınca bizimkilerin futbol oynadığını gördüm. Gerçekten bu enerjiyi nereden aldıklarını anlamıyordum. Zil çalınca sınıfı terli erkek ordusu doldurdu. Önümde oturan Serkan masamın üzerine oturunca onu ittim.
Buna alışık olduğu için rahat bir şekilde dengesini sağladı. "Egemen bak şuraya yazıyorum bir gün senin şu huyuna son vereceğim!""Rüyanda bile göremezsin" diye cevap verince gülmeye başladı. Öğretmen içeri girince en arkada oturmanın avantajını kullanarak uyumaya çalıştım. Ne de olsa Sude beni gerektiğinde uyandırır derken Sude'nin yokluğunu fark ettim. Çantası buradaydı ama kendisi yoktu huzursuz olmuştum. İyi bir kızdı, sürekli benimle uğraşırdı ve bu hoşuma giderdi. Beni rahatlatırdı yani bir nevi kardeşim gibiydi ama kişilik bakımından aramızda bir uçurum vardı. Ama biz o uçurumun arasına bir yol inşa etmiştik. Gerçekten iyi bir kızdı ve tek destek kaynağımdı. Ailem beni mükemmel biri olarak görüyordu. Sosyal hayatta başarılı çevresi geniş ve notları iyi. Notlarım gerçekten iyiydi ama sosyal hayatım pek parlak değildi. Durum böyle olunca aileme de iç dökemiyordum o yüzden tek parçam Sude'nin varlığıydı. Onun yokluğu bir an aklıma kötü şeyler getirdi ama o düşünceleri kapı dışarı ettim. Gergin bir şekilde beklerken kapı çaldı ve içeri Sude girdi.
"Hocam kusura bakmayın revirdeydim" diyerek yanımdaki yerine geldi. Kaşlarım çatık bir şekilde sargılı eline baktım. Sude ninni gibi gelen sesiyle "Merak etme sadece dersi asmak için" diyince gözümü devirdim. Oda beni taklit edince dudaklarım istemsizce yukarı kıvrıldı. Bu kızı gerçekten seviyorum.Değerli okurlarım ( okuyan varsa sjsjs ) öncelikle wattpad de bu tarz hikayeler hep kızların ağzından yazılıyor. Ben tabuları yıkarak bir erkeğin ağzından yazıyorum. Genelde bu hikâyeleri kızlar yazar ve yine tabuları yıkarak ben yazıyorum. Ayrıca ben arkadaşlarıma wattpad okuduğumu söyleyince bile dalga geçmişlerdi ama umurumda bile değil. Yorumlarınız benim için çok önemli. Yapacağınız eleştiriler de. Çünkü yeniyim ve biraz acemiyim. Desteğinize ihtiyacım var. Lütfen oy vermeyi unutmayın.
***Dipnot: Egemen ve Sude aşık değil sadece kardeş gibiler. (En azından şimdilik.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ KALPLER
RandomHer insan ağlayacağı bir omuz, tutacağı bir el haketmez mi? Hayallere kavuşmak, geciktiği için kızmak istersin. Hayaller gerçek olsa kim ne kaybederdi ki? Sevginin de dozu vardır ama. Çok olursa sonunda kaybın büyük olur.