Yarın doğumgünümdü ve daha yeni aklıma gelmişti. Bu tarz şeyleri pek umursamazdım ama bu seferki benim için çok önemliydi. 18'ime giriyordum. Burdan bir sürü anlam çıkarılabilirdi ama benim aklım sadece alacağım ehliyete takılmıştı. Varlıklı bir aile değildik o yüzden bana ayrıca bir araba alamazdık, ama babamın arabası bana yeterdi. Dalgın bir şekilde hayallere dalmışken Sude de ne anladığımı fark etmiş gibi "Yarınki partiyi ben ayarladım çoktan merak etme" dedi. Samimi bir gülümsemeyle bana bakıyordu. artık onun bir büyücü olduğundan şüphe edecektim. Bende onaylar biçimde gülümsedim.
--
Akşam yemeği için annem Sude ' yi eve çağırmıştı. Annem Sude'yi çok seviyordu ve bizi yakıştırıyordu. Bu bana anlamsız geliyordu. Biliyordu ki o benim hep istediğim kardeşimdi. Yemekten sonra odama çıktık. Sude yatağıma atladı ve "Yarın doğum günün için harika bir mekan ayarladım" dedi. Sorgulayan gözlerle ona bakınca "Sürpriz" dedi. Sude varlıklı bit aileden geliyordu. Çok zengindiler. Geçen doğum günümü de o organize etmişti. Birkaç arkadaşımızı da alıp teknede kutlamıştık. Hoşuma gitmemiş değil di. Hediyesi bir telefondu. Başta kabul etmemiştim ama onun inadı başa çıkılmazdı. "Sakın geçen seneki gibi pahalı bir şey alma" diye net bir şekilde konuştum. Bir şey söylemek için ağzını açtı ama tereddüt etti ve "Göreceğiz, ama şimdi daha önemli dertlerimiz var" diyince şaşırdım. "Ne derdi?"dedim. Gözlerini takip ettim ve dolabıma baktığını gördüm. "Ah hayır, olmaz" dedim telaşla. Yine alışverişe çıkmak istemiyordum. Yeterince kıyafetim vardı. Sude şımarık bir çocuk gibi kıkırdadı ve dolabın kapağını açtı. Yeni bir takım vardı.
"Ne ara bunlar buraya girdi?" Sesim şaşkınlığımı yansıtıyordu. Sude "Bu kadar da saf olma ama" dedi. Ben sitem eden bakışlar yollayınca oda küçük bir kahkaha attı. Bir süre oturduktan sonra Sude "Yarın sabah seni evden alırım, bunları giymeyi unutma" dedi ve göz kırptı. Odamdan çıkarken el sallayarak veda ettik. Aşağıdan annemin Sude'yi uğurladığını duydum. Kapı kapanmadan önce aralarında bir konuşma geçti, dinlemeye çalıştım ama duyamadım. İç çekerek beni bekleyen yatağıma girdim. Bir süre sonra kendimi uykuya teslim ettim.
--Sabah beni alarmın sesi uyandırdı. Neye uğradığımı şaşırmıştım saatim hafta sonu çalmayacak şekilde ayarlıydı. Saatin üzerinde asılı duran notu görünce Sude'nin yaptığını fark ettim. Not maddeler halinde yazılıydı. Sinirimi bozan kısım üç yaşındaki çocuğa yazılmış gibi olmasıydı.
~Kalk
~Tuvalete git
~Elini yıka
~Tuvaletini yap
~Tekrar elini yıka
~Yüzüne şu çarp
~ Elini yüzünü kurula
~Üzerine dün söylediklerimi giy
~Kahvaltını yap
~ 9:00 da kapının önüne çık
Not: Doğum günün kutlu olsun :*
Sjsjs ilk ben kutladım (umarım)Maddeleri harfiyen yerine getirdim en son annem ile babam bana sarıldılar ve aldıkları saati verdiler. Bende onlara sarılarak karşılık verdim ve teşekkür ettim. Saat 9'a gelince de dışarı çıktım. Dışarı çıkınca kendimi baştan aşağı süzdüm. Ayağımda fosforlu gibi sarı ve beyaz ayakkabılar, üzerimde lacivert bir kot onun üzerinde de beyaz ve üzerinde desenler olan bir tişört vardı. Açıkçası çok da uyumlu ve hoş olmuştum. Tişört üzerime yapışıyordu ve bütün kaslarımı ortaya çıkarıyordu. Ki zaten yakışıklıydım ama benim gibi birinden beklenmeyecek şekilde tavırlarım ve davranışlarım vardı ve halimden gayet memnundum yada öyle olmasını istediğim için öyle düşünüyordum.
Düşüncelere dalmışken Sude'nin sesiyle irkildim. "Hadi atla doğum günü çocuğu" diyince arka koltuğa yanına geçtim. Şoför bana samimi bir gülümsemeyle "Doğum gününüz kutlu olsun Egemen Bey" diyince bende aynı samimi gülümsemeyle teşekkür ettim. Sude ' ye "Nereye gidiyoruz?" sorusunu yöneltince hazırlıklı olduğunu belli eden bir şekilde "Bunun cevabını önceden vermiştim" dedi ve sırıttı. Ben oflayarak arkama yaslanırken camdan geldiğimiz yerin sürücü kursu olduğunu fark ettim. 3 aylık bir süreç sonunda sınava girmiştim ve ehliyetin bugün verildiğini unutmuştum.
--
Heyecanla ehliyetimi alırken aklıma Sude'nin ehliyeti takıldı. O 18 yaşına benden önce girmişti ama ehliyetini sormak hiç aklıma gelmemişti. "Senin ehliyetin var mı?" diye sorunca "Var ama kullanmıyorum. Biraz korkuyorum" diyince "Artık yeneriz o korkuyu" diyerek sırıttım.
--
"Bu sefer nereye" diye sorunca Sude iç çekti. Bende yine oflayarak arkama yaslandım. Araba durunca bir garajın önünde olduğumuzu fark ettim. Sude şoföre gitmesini söyleyince şaşırdım. Şoför başıyla onaylayıp gitti. Arabayı alarak gitti. Ne derdi vardı bu kızın. Sude "Doğum günü hediyeni verme zamanı" diyince, "Burada mı?" diye sordum. "Aynen öyle" dedi ve cebinden bir kumanda çıkardı ve garajın kapısını açtı. Önümde son model bir Mercedes A 180 duruyordu. Sude bana bir anahtar fırlattı. "Güle güle kullan" dedi. Ben hala anın şokunu yaşıyordum. Kendime gelince Sude'ye "Hayır bunu kabul edemem" dedim. Sude gözlerini devirdi ve benim dediğimi duymamış gibi yaparak "Evet beni nereye götürüyorsun?" diye sordu.
--
Yol boyunca tartıştık, en son pes edince "Anneme nasıl anlatacaksın?" Diye sorunca "O en kolay kısım" dedi.
Aslında bir yere gitmek üzere arabaya binmiştik ama bizim eve gittik. Ben direk odama çıktım ve Sude'yi beklemeye başladım. Çıktıktan hemen sonra yukarı gelince şaşırdım. Tamam çok şaşırdım. Sude " Canım ya ben Aslı teyzeyi çok seviyorum ya" dedi ve yatağa oturdu. Ben ağzım açık bir şekilde ona bakarken "Meslek Sırrı" dedi ve göz kırptı. Saat 5'e geliyordu ve Sude beklediğim sinyali verdi. "Hadi çıkalım, doğum günü çocuğu partiye önden gitmeli" dedi ve beraber odamdan çıktık. Bu sefer gideceğim yeri önceden söylemek zorunda kalmıştı çünkü arabayı ben sürüyordum. Sahile gidiyorduk. Bu kız gerçekten çılgındı. Bir doğum günü için sahili kapatmıştı. Gittiğimizde her şey hazırdı. Masalar, ışıklandırma, ve diger her şey. Biraz daha zaman geçince içeriye bizim sınıftaki herkes toplanmaya başlamıştı. Son kişi de gelince hediye merasimi başladı. Genel olarak tişört hediye gelmişti ve geneli de lüks markaydı. Zaten özel bir lisede okuyordum ama ben bursluydum. Hediye merasimi bitince pasta kesilmeye başlandı. Pasta güzeldi. Çikolatalıydı, en sevdiğim. Pasta da yenince müzik son ses açıldı ve herkes eğlenmeye başladı. Ki bu partide en çok ben eğleniyordum. En son herkes getirdikleri mayoları giydi ve denize atladık. Bir kaç saat daha eğlendikten sonra saat gece yarısına gelmişti. Parti yavaş yavaş dağıldı ve en son bir kaç kişi kaldık. Sude'yle bende üzerimizi değiştirip arabaya bindik. Sude'yi eve bıraktıktan sonra bende eve gittim. Sessizce odama çıktım ve üzerimdekilerle kendimi yatağa bıraktım.
Bu bölüm biraz uzun oldu yaklaşık 1000 kelime. Bir kaç gün üzerinde çalıştım ve değişiklikler yaptım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hani şöyle 5 oy 5 de yorum gelse ne de güzel olur. :)) Keyifli okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ KALPLER
RandomHer insan ağlayacağı bir omuz, tutacağı bir el haketmez mi? Hayallere kavuşmak, geciktiği için kızmak istersin. Hayaller gerçek olsa kim ne kaybederdi ki? Sevginin de dozu vardır ama. Çok olursa sonunda kaybın büyük olur.