𝙳𝚎𝚝𝚊𝚌𝚑𝚖𝚎𝚗𝚝

363 43 11
                                    

🎧 Taylor Swift - Cardigan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎧 Taylor Swift - Cardigan



Gözyaşlarını akıttığı ördek yeşili , deri defteri odasındaki kitaplığın alt rafına özenle yerleştirdi. Geçmişi , şimdileri ve muhtemel geleceği. Hepsi dört raf dolusu onlarca defterden ibaretti. Günlük yazmayı çok küçük yaşlarda alışkanlık edinmiş olsa da zamanla aklımdakilerden ziyade kalbindekileri döker olmuştu yazıya. Onunla tanıştığı günden itibaren her şeyi yazar olmuştu. O güldüğünde midesinde kanat çırpan kelebekleri , alay ettiğinde kızaran yüzünü , görmezden geldiğinde dolan gözlerini ve en önemlisi , en ufak hareketinde karışan zihnini. Tüm dünyasını yazar olmuştu. Keza tüm dünyası da o olmuştu.

Tanıştıklarında ikisi de altı yaşındaydı. Ailesinin sahip olduğu küçük fakat sıcak müstakil eve komşu olmuşlardı. Wooyoung babasının bahçelerindeki iki ağaca gererek kurduğu hamakta sallanırken görmüştü ilk onu. Kaçan kedisini arıyordu heryerde. Ağlamaktan konuşamıyor kelimeleri yutuyordu birbir. Bilmiyordu ki keyfine ortak ettiği kahve gri kedinin onun olduğunu. Çocuk sulu gözleriyle yanına yaklaştığında yabancı gördüğü kendisiyle aramaktan helak olduğu kediyi yan yana görünce sinirle Wooyoung'u itelemiş , yere düşürüp kafasını küçük bir taşla yarmasına sebep olmuştu.

Eli , o günün izini taşıyan alnına ulaştığında dudaklarında küçük bir tebessüm oluştu.İşte böyle tanışmışlardı Choi San ile. On üç yıllık arkadaşlıklarına dolu dolu bir gençlik ve bir şehir sığdırmışlardı. İlsan. Doğduğu büyüdüğü bu şehri terk etmek çok zordu onun için.

Ahşap merdivenlerden gelen tarçınlı kurabiye kokusunu takip ettiğinde annesini her zamanki gibi mutfakta buldu. Onun da içi buruktu ve kimsenin bir şey anlamayacağını umarak tüm gününü mutfakta geçirmişti. Ama Wooyoung anlıyordu.O onun oğluydu. Korkutmak istemeyerek geldiğini belli eden bir kaç mırıltı sonrası , annesine arkasından sarılarak onun güzel nergis kokusunu içine çekti. Ellerini belinden sararak çenesini uzun kızıl saçlara sürttü. "San'ı uyandırmaya gidiyorum. Lütfen geldiğimde bu moddan çıkmış ol anne."  Yaşına göre oldukça genç görünen kadın bir iki adım uzaklaşarak başını sallamıştı. Wooyoung kadının saçlarına öpücük kondurarak verandaya çıktı. Hava yağmurlu , kasvet doluydu. Ellerini dışarıya doğru uzatıp parmaklarına çarpan su damlalarını hissetti.İçine çektiği toprak kokusuyla gözleri tekrar dolmuştu. Bu lanet olası yerden ayrılmayı hiç istemiyordu.

Her zaman açık olan arka bahçe kapısını iteleyecek içeri , Choilerin evine girdi. San'nın odasına giden merdivenleri tırmanırken evin soğuk havası içini ürpertmişti. Her iki ailenin de durumları çok iyiydi. Fakat San'ın ailesi akademik kariyere kafayı taktıkları için yedi yirmi dört çalışıyor , birlikte pek vakit geçirmiyorlardı. Babası emekli bir hukuk profesörüydü annesi ise İngiliz Dili ve Edebiyatı dersleri veren oldukça önemli bir akademisyendi. O nedendendir ki bu ev hep kasvetli hep soğuk gelirdi ona.

Gıcırdayan ahşap merdivenlerin sonunda görmüştü onu. Odasının kapısı ardına kadar açıktı. Kapının pervazına yaslanarak izlemeye başladı. Küçük bir çocuk gibi yorganı bacaklarının arasına sıkıştırmış , kış soğuğunu odasına taşımıştı. Uyuyordu. Nefes alışverişi düzenli , gözleri sımsıkı kapalıydı. Çok ses çıkarmamaya özen göstererek yağmur kokusunu içeri taşıyan cama yöneldi. Uzun gri fon perdeleri çekerek camı sıkı sıkı kapattı. Bacaklarına sürünen kedinin varlığı onu ürpertse de bu hissede alışkındı. Eğilip yaşlı kedinin yumuşak gri tüylerini okşadı. Bu kadarı yetmemiş olacak ki birkaç sürtünme ve küçük dil darbeleri kazanmıştı. O da sevgiye açtı , kendisi gibi.

Yavaşça beyaz büyük yatağa oturdu. Her sabah onu izleyerek güne başlamak hoşuna gitse de en yakın arkadaşına aşık olduğunu bilmek , hissetmek Wooyoung'u çıkmaza sokuyordu.

Onun tenini hissetmek isteyen elleri titremeye başlamış , yanakları kızarmıştı. Vücuduna bu ızdırabı çektirmeye bayılıyordu. Bu onun cezasıydı. Daha fazla dayanamayıp ellerini önce çocuğun siyah , kısa saçlarının arasına daldırdı. Yavaş yavaş okşuyor , gözlerini yüzünden ayırmıyordu. Parmakları kendisine ihanet etmiş , çocuğun uzun kirpiklerinden yanaklarına doğru yola çıkmıştı. Dokunuşlarını hissettiğini biliyordu. Yarattığı hisleri ise sadece kendisi bilecekti. San'ın kirpikleri küçük bir titreşimle uyanacağını belli ettiğinde ellerini hemen kendine çekti. Yakalanmaktan korkmuştu. Yakalanınca kızaran yanaklarından , onun alaylarından korkmuştu.

Bakışları dev cama vuran yağmur damlalarına kaydı. Yatağın bir köşesinde oturmuş sırtını , yüzü cama dönük yatan bedene dönmüştü. Düşünüyordu. Wooyoung onun yanındayken bile onu düşünüyordu. Onunla kayboldu.

Genç çocuk gözlerini açtığında her zamanki sabahlarından birine uyanmıştı. Yatağının bir köşesinde uyanmasını bekleyen en yakın arkadaşı ve ayak ucunda yatan kedisi. Çocuğun gözlerini sabitlediği pencereye baktığında yağmur yağdığını gördü. Şehir bugün gidişlerine ağlıyor gibiydi. Nefes alışverişinin değişmesinden Wooyoung'un uyandığını bildiğini biliyordu. Beden dilinden anladığı kadarıyla ruh halleri birbirinin tam zıttıydı. San burayı , aile evini terk ettiği için oldukça mutlu ve umutluydu. Küçük çocuk ise sınırlarının dışına çıktığı için üzgün ve kırılgandı.

Çocuğu  kolundan tutarak yatağa çekti. Küçük beden tutuşuna direnmeden yatağa girmiş , sırtını geniş göğüse yaslamıştı. San vakit kaybetmeden , her şey olağan akışında olması gerektiği gibiymiş gibi ellerini çocuğun ince beline dolayarak onu biraz daha kendisine çekti. Çenesini çocuğun başına dayayıp koyu kahve saçlarından gelen vanilya kokusunu içine çekti. Bu koku onun huzuruydu. İkisi de tek kelam etmeden gidecekleri saate kadar o yatağın içinde , düşüncelerin pençesinde kayboldu.

Wooyoung  aşık olduğu çocukluk arkadaşıyla birlikte ,  aynı evde geçireceği beş seneyi...San ise en yakın arkadaşı ile yaşayacağı onca macerayı düşünüyordu...  Aşk , ihtiras ve şehvetle dolu bir üniversite hayatı geçireceklerinden bir haber ikisi de huzurla gözlerini kapattı.

The Escape | WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin