Şaşkınlıkla karşısındaki adamın yüzüne bakakalmıştı genç kız. Bunu kesinlikle beklemiyordu. Babasından bu kadar erken bir adım asla beklemiyordu. Belki de babamla doğru düzgün oturup konuşamam bile, diye düşünüyordu. Karşısında başka biri olsaydı bu konuda haklı olabilirdi ama karşısındaki Çağan'dı. Çağan evlatları için her şeyi göze alır, onlar istedi diye dünyaları önlerine sererdi ve tüm bunları lafla değil icraatle yapardı.
Önündeki manzaraya çevirdi kafasını Yıldız. Şehir falandı ama buradan o bile güzel görünüyordu.
"Ben sizin babam olmanızı çok isterim. Sizin gibi bir babam olmasını. Ama çocuklarınıza haksızlık değil mi tüm bu olanlar?"
Hakkını savunmayı da empati yapmayı da biliyordu ancak bazen empati yapmayı fazla kaçırıyordu. İnsanları kendinden fazla düşünüyordu ve insanları kendinden fazla düşünmek bir hastalıktı.
"Sen de benim çocuğumsun Yıldız. Bunca yıldır senden haberim olmasa da, sana hakkın olan babalığı yapamasam da sen de benim çocuğumsun. Şu an en çok senin hakkın var benim ve diğerlerinin üstünde. Çünkü senin hissetmediğin, görmediğin bir baba sevgisi var. Sevgisiz büyümenin vebalini kim verebilir ki güzel kızım? Kim hakkını ödeyebilir senin? 13 yılın nasıl telafi edilebilir? Edilemez. Edilmesi için senin yeniden doğman gerek. Kalan ömrüne 13 yıl daha eklenmesi bile bu yılları telafi edilebilir kılmaz. Şimdi lütfen izin ver sana istediğim gibi babalık yapayım. Yıllardır özlemini çektiğim o kız çocuğuna sonunda kavuşmuşken beni kız babası olmaktan mahrum bırakma güzel kızım. Ne kendine ne de bana bu acıyı çektirme. İzin ver dünyayı önüne sereyim. İzin ver senin için o önyargılarından önlerini görmeyen eşek sıpalarını karşıma alayım. Onlar hatalarının farkına varmazlar. Hata yaptıklarını bile düşünmezler. O yüzden boşver sen onları. Sen ve seni sevenler senin için öncelik olmalı. Sana hadsizlik yaptıklarında nerede durmaları gerektiğini istediğin gibi göster onlara. Kimsenin gıkı çıkmaz emin ol. Gıkı çıkan karşısında babanı bulur. Sen izin versen de vermesen de ben bunları yaparım ancak izin ver ki yaralarını da sarayım. İzin ver ki hayatına kendimden izler bırakayım. Ben senin babanım. Bunları yapmak benim hakkım. Bunları görmek de senin hakkın." deyip uzun konuşmasına son vermişti Çağan Bey.
O lafta baba değildi. Babalık lafla olan bir şey değildi. Biri size baba dedi diye baba olmazdınız. Eğer o kişinin yaralarını sararsanız, onun sol tarafında yer edinebilirseniz baba olurdunuz. Babalık öyle kolay bir şey de değildi. Kendi kanından olanı kendi zevklerine alet etmek babalığın yanından geçemezdi zaten. Allah onların belalarını gönlünce versindi ancak affedilecek bir yanı yoktu. Bu canilikti. Bir anlık gaflet değildi. Takım elbise giymekle, pişman olduğunu söylemekle aklanabilecek bir şey hiç değildi. Böyle insanlara inat güzel, ideal babaydı Çağan Bey. Parası olduğu için değil merhameti olduğu için böyleydi. Bazı insanlar onun yanından geçerken bile utanmalıydı.
Gözleri dolu dolu olmuştu Yıldız'ın. O hayatında hiç bu kadar güzel sevilmemişti. Babası onu seviyordu. Daha ne olabilirdi ki? Daha ne isteyebilirdi hayattan?
"Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. İyi ki hayatıma girdiniz. İyi ki geç de olsa buldunuz beni." Daha cümlesine başlamadan kolları babasının beline dolanmıştı genç kızın. Göğsüne yaslanan kafayla bir eli hemen saçlarını diğer eli ise sırtını bulmuştu kendisine daha çok bastırmak istercesine küçük bedeni.
"Teşekkür edilecek bir şey yok güzelim. Dediğim gibi bunlar senin sağlanmamış hakların. Bunların sana zaten verilmesi gerekiyordu. Eğer doğduğun andan itibaren benim yanımda olsaydın emin ol bunların hiçbirinden mahrum kalmazdın ama akıl edemedim güzel kızım. Annenin bir aile kurmuş olduğunu gördüğümde senin benim kızım olabileceğin aklımın ucundan bile geçmemişti. Öyle olsaydı annene gereken cezayı verdirir seni de yanıma alırdım ama yemin ederim aklıma gelmedi böyle bir şey yapıp benden saklayacağı. Özür dilerim o yüzden güzel kızım. Hepimizin sana 13 yıl borcu var ve senin bize kötü davranman gereken yerde hala biz sana kötü davranıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babanın Bahtsız Kızı (Devam Ediyor)
Fiksi Remaja"Ne zaman öğrendin?" diye sordu adam merakla. "Yeni sayılır." diye cevapladı onu genç kız. "Anladım." diyerek onu anladığını belirtti adam bir yandan da dikiz aynasından baktığı kıza. Bir süre içlerindeki sessizlik ve ortam sessizliği içinde yola d...