Bölüm-18

1K 59 0
                                    

"Sana dışarıya çıkma demiştim!"

"Tasma tak istersen!" Diye bağırdım onun gibi.

"Umay sabrımı zorlama!" Dedi dişlerini sıkıyordu.

Gözlerimi devirdim,bu işe bulaşmadan önce düşünecekti. Kendisi çok iyi biliyordu bir insanı mühürledikten sonra neler olabileceğini.
Beni sonsuza kadar izole edemezdi benim de bir hayatım vardı. Ne zaman biri yine aramızı bozmaya çalışacak diye tetikte duramazdım!

"Seni korumaya çalışıyorum Umay,yapma bunu."

"Sen de yapma." Diyip apartmana girdim.
Tamam beni korumak istiyordu fakat çok üstüme gelmeye başlamıştı. O kurdun neler söyleyeceğini merak ediyordum o zamana kadar Aybars'ı biraz bu konuda yumuşatmak yani hiç değilse beni azıcık serbest bırakmalıydı yoksa onun açıklayacağı şeyleri öğrenemeyecektim.

Anahtarımı çıkarıp girdim içeriye başımı kaldırdığım an kızlarla göz göze geldim. Üçü de kollarını göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu.
Çok mu ses yaptık ne?
Kapıyı kapatıp paltomu ve çantamı astım.

"Ne var kızlar?" Diye sordum.

"Derdiniz ne sizin? Zehra teyze Allah'tan evde yok Umay!" Diye sitem ettiler.

"Kızlar tamam, lütfen." Diyip odama girdim.

"Sen hiç meraklanma,o piçe gerekeni yapacağım." Aybars'ın sesiyle sıçrayıp ona baktım. Benden önce girmiş içeriye sandalye de oturuyordu.
Elimi korkuyla kalbime koydum,ben gerçekten buna alışamayacaktım! Her defasında kalbim yerinden çıkacaktı galiba...

"Ne yapıyorsun burada!?"

"Konuşmamız bitmemişti Umay."

"Benim için bitmişti." Diyip pijamalarımı da alıp banyoya girdim ve kapıyı da kitledim.

"Aç kapıyı güzelim." Kapının kolunu zorluyordu. Umursamadan üzerimi değiştirmeye başladım.

"İnatçı keçi seni!" Bir kaç dakika bekledim sesler kaybolmuştu. Anahtarı çevirip kapıyı açtım.
Başımı uzatıp içeriye baktım yoktu,gitmişti...
Yatağıma oturdum,bakışlarım açık kalan pencereydi.
Ona böyle yapmak istemiyordum ama o kurdun ne söyleyeceğini öğrenmek için Aybars'ı kendimden uzak tutmam gerekiyordu...
Biliyordum Aybars eninde sonunda öğrenecekti belki de planımı biliyordu da fakat yine de her şeyi göze alıp yapacaktım bunu...
Başka çarem yoktu,beynimi kemiren düşüncelere anca böyle son verebilirdim...

~~~

Ormanın derinliklerine giderken aklımı kemiren sorular ve heyecan kalbimi yerinden oynatacaktı.
Kızlara hasta olduğumu söyleyip onları okula gönderdim ve ben de ormana gidiyordum.
O Çağın denen kurdun söyleyeceklerini çok merak ediyordum. Öğrenmezsem yapamazdım...
Bi de ne oluyorsa bu ormanda oluyordu!
Tek temennim Aybars gelmeden onun söyleyeceklerini öğrenip eve dönmekti.
Biliyorum aslında yanlıştı bu yaptığım sonuçta Aybars sevgilimdi istesem ondan da öğrenirdim aklımdaki soruları cevabını ama ya benden bir şeyler saklıyorsa hissi bedenimde dolaşıyordu...
Ormana doğru ilerledim artık derinliklerine gelmiştim. Etrafıma baktım kimse yoktu. Seni bulurum demişti bana o yüzden beklemeye başladım. Rüzgar tenime değdikçe ürperiyordum mühür benim duyularımı sanki daha çok kuvvetlendirmiş gibiydi...
En ufak sesi bile net olarak duymak beni ürpertmiyor değildi....
Bazı şeylere alışmak zor geliyordu tıpkı fantastik bir filmin içinde gibiydim. Tek fark bu yaşadıklarım kurgu değil gerçekti.
Beni düşüncelerimden sıyıran çıtırtı sesiydi.
İrkilip arkama baktım.
Oydu...
Kurt formunda bana doğru yaklaştı.

Kan KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin