Kapının açılma sesini duymamla birlikte bakışlarım dizlerimden kapıya yöneldi. Sarı saçları özenle yapılmıştı ve mavi gözleri tamamen bana odaklanmıştı.
"Um, bugün ödül töreni vardı, unuttun mu?"
Sormasını beklediğim soruyu sorunca duraksamadan cevap verdim.
"Hayır."
Kapıyı biraz daha aralayıp eşiğe iyice yerleşti.
"O zaman hızla hazırlanacaksın?"
Hâlâ umudu olması beni içten içe güldürdü.
"Hayır Niall, gelmiyorum."
Bakışlarımı yüzünden ayırdım, dizlerimi biraz daha kendime çektim. Hayâl kırıklığına uğradığını hissedebiliyordum.
"Peki neden?" Diye sordu acınası bir ses tonuyla. Boğazındaki yumruyu ben bile hissetmiştim. "Diğerleri sevgilileriyle gidiyor ve ben de seninle gitmek istiyorum, aralarında sap gibi kalmaktan bıktım." Sesi iyice buruklaşmıştı.
Sessizliğime devam ettim.
"Beni cezalandırıyor musun? Yanlış bir şey mi yaptım?"
"Hayır, sadece böyle olması gerekiyor."Bakışlarımı dizlerimden ayırmadım. Birkaç saniye olduğu yerde dikildi.
Daha sonra ise tek duyduğum çarpılan bir kapı sesi, ardından da uzaklaşan bir araba sesi oldu.