15 Kasım 2005 SalıJeongin
Sabah erkenden kalkmış ve karakola gelmiştik. Bang Komiser olay yerindeki kamera kayıtlarından çok önemli bir detay yakalamış olabileceğini söylemişti. Şimdi ise hepimiz toplantı için odada toplanmıştık fakat Komiser Bang ortalıkta yoktu.
Düşünmeden edemiyordum, acaba katil gerçekten kimdi? O kadar zekiydi ki bazen kendimden de şüphe duyuyordum. Salak falan olabilir miyim? Çünkü onu bir yıla yakın zamandır aramamıza rağmen henüz bulamadık. Katil bu zamana kadar tam tamına beş kadını öldürdü. Veya belki daha fazlasını yaptı ve bize bu kadarını gösterdi. Geri kalan cesetler ise ortada yoktu. Cesetlere ne olduğunu da gerçekten çok merak ediyordum.
Hyunjin yanımda oturmuş bacağını sallıyordu. Dikkatim önce salladığı bacağına daha sonra da yüzüne kaydı. Tırnaklarının yanındaki deriyi ısırıyordu. Bu cidden vahşi amk ya. Yavaşça salladığı dizine dokundum.
"Hyunjin, yapma." bacağını sallamayı kesti ve bir süre yüzüme baktı. Sonrasında ise tekrar derisini yemeye başlamıştı. İnsanlar fark etmesin diye elini de tutamıyordum. Kafamı eğdim ve biraz daha yaklaştım ona.
"Hyunjin yemesene şu derini!" fısıldar gibi konuştuğumda göz devirmişti, of ya.
"Jeongin karışma bana." diye fısıldadı hafif bir sinirle, evet yeniden başlamıştık. Ben bu çocuğa ne yapmış olabilirim ya? Neden bana bu kadar sinirli yaklaşıyor amına koyayım? Hiç mi değişmedi düşünceleri? Bir sene olacak neredeyse, hâlâ nefret mi ediyor benden ya? İster istemez yüzüm düşmüştü, önüme döndüm ve tek elimi çeneme yasladım. Minho Hyung gülerek bize bakıyordu, piç ya.
"Jeongin, Komiser Chan'ın ne söyleyeceğini biliyor musun?" ben boşuna demiyorum piç diye. Minho Hyung'ın sorusuna karşı kafamı olumsuz anlamında salladım.
"Hayır Hyung, bilmiyorum, sen biliyorsan söyleyebilirsin ama." o da benim gibi kafasını sağa sola sallamıştı gülerek. Göz ucuyla Hyunjin'e bakacaktım ki bir el bacağımın üzerine yerleşti. Gözlerim isteğim dışında kocaman açılırken kafamı Hyunjin'e doğru çevirdim. AMINA KOYAYIM NE YAPIYORSUN ADAM BENDEKİ DE KALP YALNIZ! Elini bacağımın iç kısımlarına doğru sürttüğünde istemeden bacaklarımı birbirine bastırmıştım. Kafamı öne doğru eğdim, İNSAN İÇİNDE YAPILIR MI AMIN EVLADI?
"Jeongin, iyi misin?" Minho Hyung ısrarla benimle uğraştığında ruhuna kadar bakıp ağzımı kıpırdatarak sessiz bir küfür ettim. Anlamış ve gülmüştü. Hyunjin ikimize asla iyiye yoramadığım bakışlarını attığında Minho Hyung'a kaş göz hareketi yapmaya başlamıştım.
"Ya yok, şey için söyledim ben, kıpkırmızı olmuş yüzün de." OROSPU ÇOCUĞU KUTUP AYISI KILIKLI PEZEVENK.
"Yok Hyung, biraz sıcak da."
"Kasım ayında mı?" dedi Minho hyung ve güldü. Hyunjin, ben ve Minho Hyung arasında geçen bu saçma sapan konuşmadan sıkılmış olacak ki elini bacağımdan çekti. Aq ya ne güzel okşuyordu ya. Tam bu sırada içeri Bang Komiser girmişti. Yüzünde anlamlandıramadığım bir heyecan vardı.
"Elimizde çok büyük bir şey var!" dedi heyecanla. Nasıl büyük bir şey olabilirdi? Katili bacağı koyarken bile görmüştük fakat onda bile hiçbir şey yapamadık, şimdi bu kadar büyük ne var elimizde? Hepimiz benim düşündüğüm gibi düşünmüş olacağız ki Bang Komiser şaşkın suratlarımıza bakıp sırıttı.
"Bekleyin." dedi ve cam kapının perdelerini kapattı. Projeksiyonu çalıştırmak için duvardaki büyük, beyaz perdeyi de aşağı doğru çekip bilgisayarına bir şeyler yazmıştı. Elindeki flaş belleği bilgisayarın kasasına taktı ve videoyu oynattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
suç tutkusu. hyunin.
Fanfiction"Bu gün, 29 Aralık 2005 Perşembe günü. Bu günden neredeyse bir yıl önce Seul kan dondurucu bir cinayete tanıklık etti, ama hiç kimse bu cinayetin devamının geleceğinden haberdar değildi... Seul'ün alakasız yerlerinde kesilmiş kadın bacakları bulunma...