İlk kez bir kitap yazıyorum. Bu yüzden hatalarım olursa kusura bakmayın. Herkese iyi okumalar. Umarım beğenirsiniz.
Küçüklüğümden beri sırtımdaki izin bir anlama gelmediğini, sadece doğduğumdan beri sırtımda işe yaramayan bir iz olduğunu düşünmüştüm. O günden sonra o izin bir anlama geldiğini ve ne anlama geldiğini öğrenmiştim ama daha bilmem gereken çok şey vardı.
Yine her zamanki gibi normal bir şekilde kulaklığım kulağımda şarkı dinleyerek okuldan dönüyordum ve birden başım ağrımaya başladı. Başımın hiç bu denli ağrıdığını hatırlamıyordum. "Ben Lara, güçlü bir kızım. Bu acıdan zarar gelmez. Bu acı beni öldürmez" dedim. Başımdaki ağrı gittikçe artıyordu.
Birden önümde bir kadın beliriverdi. Bu kadın kahverengi gözlüydü; siyah saçlı, saçlarının arasında bir tutam beyazlık vardı ama çok genç görünüyordu. Açık tenini örten uzun kırmızı elbisesi hiç görmediğim bir tarzdaydı. Yüzünden okuyabildiğim kadarıyla gözükara, cesur ve maceracı biriydi. Başta beynimin hayal ürünü olduğunu düşündüm. Çünkü bu aralar beynim benimle hep bu şekilde oyun oynuyordu ama sonra karşımdaki kadın "Demek efendimin bahsettiği kız sensin. Dedikleri kadar varmış." dedi. Ne dediğini anlamadığımı belli ederek tek kaşımı kaldırıp kadının ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum ama kadın sessizliğini korumayı seçti.
"Neden bahsediyorsunuz ve siz kimsiniz?" dedim. "Ben Victoria, Manilla krallığının veliahtının özel asistanıyım. Bay Even bana sizi krallığa onunla konuşmanız için getirmemi söyledi." Bir an Bay Veliaht beni nereden tanıyor ayrıca beni neden çağırıyor demek istedim ama içimdeki ses oraya gitmem gerektiğini söyledi ve ben de tereddüt etmeden gitmeyi kabul ettim.
Ben Victoria'ya gitmeyi kabul ettiğimi söyledikten sonra " Lara gözlerini kapatabilir misin?" dedi. Gözlerimin kapalı olduğundan emin olduktan sonra içinden bir şeyler söylemeye başladı. İçinden neler söylediği hakkında hiç bir fikrim yoktu. "Gözlerini açabilirsin" sözünü duyduktan hemen sonra gözlerimi açtım ama kendimi başka yerde buldum. Burayı ilk kez görüyordum.
Bu gördüklerim sanki bir rüyadaymışım hissiyatı veriyordu. Sağımda ve solumda farklı türlerde ve boyutlarda ağaçlar vardı, önümde kocaman bir saray, sarayın yanında küçük bir göl vardı. Saray çok şaşaalıydı. Dışı bu kadar büyüleyiciyse içi ne kadar büyüleyiciydi hiç bir fikrim yoktu.
Victoria saraya doğru yürümeye başladı ve onu takip etmemi söyledi. Onun arkasından takip etmeye başladım. Sarayın kapısının önüne vardığımızda görevliler koca kapıyı açtılar ve Victoria önden ben arkadan ilerleyerek içeriye girdik. İçerisi düşündüğümden şaşaalıydı. İçeri girdiğimizde gözüme çarpan ilk şey çaprazımda duran duvara asılı bir adamın resmiydi. Resimdeki adam yaşlıydı bu yüzden o resimdeki adamın kral olduğunu düşünüyordum. Victoria yanımızda duran merdivenleri çıkarak üst kata çıktı. Onun ardından onu takip ederek üst kata çıktım ve ilerlemeye devam ettik. Bir süre yürüdükten sonra Victoria solumuzda duran kapıya doğru ilerledi ve sonra durdu. Onun yanına varınca Victoria kapıyı çalıp içeri girdi. Odaya girdiğimizde bir adam çalışma masasının önünde oturuyordu ve bizi görünce bir eliyle diğer koltukları göstererek oturmamızı söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DREA
VampireKüçüklüğümden beri sırtımdaki o izin doğum lekesi olduğunu düşünmüştüm ama o günkü olanlardan sonra o izin benim sonumun belirtisi olduğunu öğrendim. Bir vampir ve bir insan...