4. Bölüm

37 28 6
                                    


Bu bölümde anlatılan bir olay yaşanmış bir olaydır.

EVEN~

Balonun üstünden 2 hafta geçmişti ve Lara ile anlaşmaya başlamıştık.

Bugün annemin isteği üzerine onunla birlikte biraz geziye çıkacaktık. Yanımdaki asistanım Victoria'ya Lara'nın yanına gidip Lara'ya hazırlanmasını, onunla birlikte biraz dışarı çıkacağımızı söylemesini istedim ve Victoria beni çalışma odamda yalnız bıraktı.

Bir süre sonra Lara ile bahçede buluştuk ve Lara "Ne oldu?" dedi. Üstünde beyaz bir gömlek ve siyah bol bir pantolon vardı. Bişey olmadığını söyleyerek "Sadece biraz dışarıda gezelim, birbirimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olalım istiyor" dedim. Annemin isteği olduğunu bilmediği yüzündeki anlamadığını belli eden ifade sayesinde belli oldu ve "Annem, biliyorsun sanıyordum" dedim.

"Peki ya nereye gideceğiz?"

"Sadece beni takip et"

Bu sözlerimden sonra gideceğimiz yere kadar sessizlik oluştu. Oraya varınca Lara'nın yüzünde korku ve endişe olduğunu farkettim. "Merak etme, burada vahşi hayvanlar yok" deme ihtiyacı hissettim biran. Bu sözlerimden sonra gözlerini kocaman açıp "Ben mi korkucam vahşi hayvanlardan. Asıl hayvanlar beni görse korkar." dedi.

"O zaman az önceki yüzündeki ifade neydi?"

"Yüzümde ne varmış?"

"Sanki korkuyordun"

"Burayı ilk kez görüyorum, bence normal"

Bir ağacın önüne vardığımızda durduk ve ağacı bir süre inceledim. Ondan hemen sonra ağaca yaslanıp "Manilla'da en sevdiğim yer burası, hep buraya gelir dinlenirim. Buranın havası çok güzel." dedim. Hemen sonra yanıma oturup "Çınar mı?" dedi. "Evet, babam ben doğduğumda bu çınarı buraya dikmiş. Yani aynı yaştayız."

Lara gözlerini devirerek "Çok yaşlıymışsın." dedi. Bir süre sessizlik oluştu ve bu sessizlikten rahatsız olup "Buraya gelmeden önce ne yapardın" dedim.

"Evden okula, okul bitince de abime yardım için pastaneye giderdim"
"Onun dışında neler yapardın"

"Sevdiğim adamla oyun oynardım" Sevdiği adam mı vardı? "Sevdiğin biri mi var?"

"Evet, ama ona onu sevdiğimi asla söyleyemedim"

"Bu yüzden mi evlenme olayını reddettin"

"Sadece bu değil ama evet." derin bir nefes alarak "Neyse, konuyu kapatalım" dedi.

"Peki ne tür oyunlar oynuyordunuz, kanlı para gibi oyunlar mı?" söylediğim sözlerden sonra yüzünü buruşturup "Çok vahşice, hem o oyunu hala oynayan var mı cidden?" dedi. "Demek orada da oynanıyordu o oyun" dedim ve Lara evet anlamında kafasını salladı.

"Biz öyle oyunlar oynamıyorduk. Daha çok bilgisayar oyunu oynuyorduk" Burada en bilgili vampir olsamda Lara ve dünya hakkındaki bilgileri benim kendimi cahil hissetmemi sağlıyordu. "Bilgisayar oyunu? O ne demek oluyor?" sonunda bu soruyu sordum ve Lara "Sana geçen verdiğim kutuyu -asıl adı telefon- hatırlıyor musun?" dedi. Gülerek ve alay ettiğimi belli ederek "İnsan kanı içmek dışında herşey yapabildiğimiz kutu?" dedim.

"Evet o. Ona benzer bir alet var ve adı bilgisayar, onun içinde oynayabildiğimiz oyunlara deniyor."

Kafamı sallayarak anladığımı belli ettim.

Bir süre sonra ayağa kalkıp ormanın içine doğru yürüdüm. Lara "Nereye gidiyorsun?" diyip arkamdan beni takip etmeye başladı.

"Biraz gezelim"

DREA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin