hello bu bölümü ne kadar çok şimdi yayınlamak istemesem de yayınlıyorum
bugün benim doğum günüm 3 Mart ve kimse kutlamadı yani o kadar bile değerim yok ya ben başka bir şey demiyorum... 💔
"buyrun kızım kime bakmıştınız" diyen kadından hipnoz olmuş bakışlarımı fark ettim gözümü kırpıştırdım
"biz... şey... heh mesut yılmaza bakmıştık" dedim Bi an ne için geldiğimizi unutuyordum
"Eşim olur kendisi ama evde değil"
Eşim olur kendisi
Eşim olur
Eşim
o zaman bu kadın da benim Annem mi oluyor yani "siz Meryem yılmaz olmalısınız" dedim gülümseyerek "evet kızım" dedi
Kızım ne de güzel demişti o kelimeyi
" biz mesut beyi nerde bulabiliriz acaba" soruyu soran egeydi
"şu sokaktan düz devam edin sağa dönün bir tane kitap evi olacak Didem kitap evi orası" dedi
ne ne ne ne bir dakika kitap evine benim ismimi vermiş nasıl yani bir dakika biraz daha şaşırmam lazım
Neeeee
beni terk edip giden birisi neden kitap evine benim ismimi versin ki değil mi
kadına dönüp" teşekkür ederim "dedim ve yürümeye başladım arkamdan gelen Ege "senin adını vermiş "dedi
" Evet, ege sence beni bırakıp pardon terk edip giden biri neden dükkanına benim ismimi versin "dedim ege biraz düşündü ve
" bence bir sebebi var her gidenin bir sebebi vardır inan bana babanın da bir sebebi var dır ve onu dinlemeden sakın onu üzecek bir şey deme olur mu Didem "gülümsedim ve başımı tamam anlamında salladım
kitap evinin önünde durdum ve egeye döndüm onun neden yanımda oldunğunu sakın sorgulamayın ben de bilmiyorum
" ben yapamam gidiyorum "dedim tam arkamı dönüp gideceğim sırada kolumu tuttu ve içeri soktu
" kolay gelsin "diye içeri seslendi içerisi çok güzeldi kokusu dekorasyonu falan her şeyi çok güzeldi yani
genç bir delikanlı yanımıza geldi ve" buyrun nasıl yardımcı olabilirim "dedi
çok yakışıklı birisiydi aslında biraz babamı andırıyor" biz mesut yılmaza bakmıştık "sesim biraz titrek çıkmıştı
arkasını dönüp" baba seni soruyorlar "tabi ya oğlu olmalıydı yani bu benim abim mi
her şeyi bu kadar çabuk kabul etmem biraz aptallık değil mi belki beni kabul bile etmeyeceklerdi
babam hiç değişmemiş 6 yaşımda beni bırakıp giden adam hiç değişmemiş sadece saçı ve sakalından hafif bir beyazlık olmuş
yaşlanmış ama hala ayakta dik duruyordu heyecandan ne dediğimi bile bilmiyorum
"kimiş oğlu-" diyeceği sırada benle göz göze gelince sustu tanıdı mı
umarım tanımıştır umarım tanımıştır lütfen tanı beni baba lütfen
"baba iyi misin" diyen oğluna "iyim oğlum hanfendiyi birine benzettim de" dedi
tanımamış şu an kalbim yere adeta bir cam misali düştü ve çıkan sesi bir tek ege duydu
egeye baktığım sırada o da bana baktı sonra babama döndü bakışlarım
ege benim konuşmadığımı fark edince "biz özdemir Asafın kitaplarını arıyoruz da sizde var mı" dedi
ege şu an yalan söylüyor ve zor bir duruma dusurmek istemedim onu "ege" dedim ve gözüne baktım
en derinine hem de bir şeyleri konuşmadan anlasın istiyorum başını aşağı yukarı 'tamam' anlamında salladı ne demek istediğimi anlamış
"biz seninle konuşmak için geldik eğer müsaitsen fazla zamanını almayız yarım saat"
bu konuşmamda sana baba demeyi o kadar çok istedim ki ve canım ne kadar yandı bir bilsen be baba
"tabiki gelin şöyle oturalım selim oğlum bize çay getir"
adını yeni öğrendiğim delikanlıya yani selime "çok teşekkür ederim zahmet olmazsa ben sadece su alayım" dedim
biz içeride bulunan masaya geçtiğimizde ben ve ege yan yana karşıma da babam oturdu selim bana bir su babam ve egeye de cay getrdi
ban uzattığı suyu aldığımda "teşekkür ederim" dedim ve bir yudum içtim
derin bir nefes aldım ve " bana benzettiğin kişi 6 yaşında terk edip gittiğin kızın Didem mi?" sorduğum soru karşısında dondu kaldı
sadece gözlerime baktı baktı ve baktı "nerden biliyorsun sen bunları" sesi garip çıkmıştı hem de çok garip
tırnaklarımla oynadığım ellerime indi bakışlarım "o kız benim çünkü" dedim
bakışlarımı asla kaldırmıyorum kaldırıyorum o cesareti kendimde bulamıyorum ortamda olusan sessizlik biraz fazla sürdüğü için bakışlarımı babama çevirdim
gözleri kırmızı olmuş ve dolmuştu
gözlerinde özlem vardı hasret ve en önemlisi de sevgiyle bakıyordu
ayağa kalktı ben de kalktım ege ve selim de kalktı yanıma geldi ve sarıldı
ben de sabahtan beri tuttuğum göz yaşlarımı saldım sıkı sıkı sarıldık "özür dilerim o kadına inanıp seni aramayı bıraktığım için" dedi
bana sarıldı artık babam yanımda, dibimde hatta kollarımın arasında
birbirimizden ayrıldık ben gözlerimi silerken "bu delikanlı oglan kim peki" babamın sorduğu soruya hiç düşünmeden
"sevgilim" dedim
Bitti
bu saate bölüm atacak kadar iyi bir yazar
bölümü burada bitirecek kadar da şerefsiz bir yazarım
hihihi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni unutamadım
ChickLitlise de platonik olduğunuz çocuğa açılsanız o sizi reddetse 6 yıl sonra tekrar karşılaşsanız ona kırık oldugunuz icin affedemiyorsunuz ve onun size lise basindan beri aşık olduğunu öğreniyorsunuz onca yıl sonra onu tekrar affeder miydiniz?