~13~

157 13 12
                                        

hello bu bölümü ne kadar çok şimdi yayınlamak istemesem de yayınlıyorum

bugün benim doğum günüm 3 Mart ve kimse kutlamadı yani o kadar bile değerim yok ya ben başka bir şey demiyorum... 💔

"buyrun kızım kime bakmıştınız" diyen kadından hipnoz olmuş bakışlarımı fark ettim gözümü kırpıştırdım

"biz... şey... heh mesut yılmaza bakmıştık" dedim Bi an ne için geldiğimizi unutuyordum

"Eşim olur kendisi ama evde değil"

Eşim olur kendisi

Eşim olur

Eşim

o zaman bu kadın da benim Annem mi oluyor yani "siz Meryem yılmaz olmalısınız" dedim gülümseyerek "evet kızım" dedi

Kızım ne de güzel demişti o kelimeyi

" biz mesut beyi nerde bulabiliriz acaba" soruyu soran egeydi

"şu sokaktan düz devam edin sağa dönün bir tane kitap evi olacak Didem kitap evi orası" dedi

ne ne ne ne bir dakika kitap evine benim ismimi vermiş nasıl yani bir dakika biraz daha şaşırmam lazım

Neeeee

beni terk edip giden birisi neden kitap evine benim ismimi versin ki değil mi

kadına dönüp" teşekkür ederim "dedim ve yürümeye başladım arkamdan gelen Ege "senin adını vermiş "dedi

" Evet, ege sence beni bırakıp pardon terk edip giden biri neden dükkanına benim ismimi versin "dedim ege biraz düşündü ve

" bence bir sebebi var her gidenin bir sebebi vardır inan bana babanın da bir sebebi var dır ve onu dinlemeden sakın onu üzecek bir şey deme olur mu Didem "gülümsedim ve başımı tamam anlamında salladım

kitap evinin önünde durdum ve egeye döndüm onun neden yanımda oldunğunu sakın sorgulamayın ben de bilmiyorum

" ben yapamam gidiyorum "dedim tam arkamı dönüp gideceğim sırada kolumu tuttu ve içeri soktu

" kolay gelsin "diye içeri seslendi içerisi çok güzeldi kokusu dekorasyonu falan her şeyi çok güzeldi yani

genç bir delikanlı yanımıza geldi ve" buyrun nasıl yardımcı olabilirim "dedi

çok yakışıklı birisiydi aslında biraz babamı andırıyor" biz mesut yılmaza bakmıştık "sesim biraz  titrek çıkmıştı

arkasını dönüp" baba seni soruyorlar "tabi ya oğlu olmalıydı yani bu benim abim mi

her şeyi bu kadar çabuk kabul etmem biraz aptallık değil mi belki beni kabul bile etmeyeceklerdi

babam hiç değişmemiş 6 yaşımda beni bırakıp giden adam hiç değişmemiş sadece saçı ve sakalından hafif bir beyazlık olmuş

yaşlanmış ama hala ayakta dik duruyordu heyecandan ne dediğimi bile bilmiyorum

"kimiş oğlu-" diyeceği sırada benle göz göze gelince sustu tanıdı mı

umarım tanımıştır umarım tanımıştır lütfen tanı beni baba lütfen

"baba iyi misin" diyen oğluna "iyim oğlum hanfendiyi birine benzettim de" dedi

tanımamış şu an kalbim yere adeta bir cam misali düştü ve çıkan sesi bir tek ege duydu

egeye baktığım sırada o da bana baktı sonra babama döndü bakışlarım

ege benim konuşmadığımı fark edince "biz özdemir Asafın kitaplarını arıyoruz da sizde var mı" dedi

ege şu an yalan söylüyor ve zor bir duruma dusurmek istemedim onu "ege" dedim ve gözüne baktım

en derinine hem de bir şeyleri konuşmadan anlasın istiyorum başını aşağı yukarı 'tamam' anlamında salladı ne demek istediğimi anlamış

"biz seninle konuşmak için geldik eğer müsaitsen fazla zamanını almayız yarım saat"

bu konuşmamda sana baba demeyi o kadar çok istedim ki ve canım ne kadar yandı bir bilsen be baba

"tabiki gelin şöyle oturalım selim oğlum bize çay getir"

adını yeni öğrendiğim delikanlıya yani selime "çok teşekkür ederim zahmet olmazsa ben sadece su alayım" dedim

biz içeride bulunan masaya geçtiğimizde ben ve ege yan yana karşıma da babam oturdu selim bana bir su babam ve egeye de cay getrdi

ban uzattığı suyu aldığımda "teşekkür ederim" dedim ve bir yudum içtim

derin bir nefes aldım ve " bana benzettiğin kişi 6 yaşında terk edip gittiğin kızın Didem mi?" sorduğum soru karşısında dondu kaldı

sadece gözlerime baktı baktı ve baktı "nerden biliyorsun sen bunları" sesi garip çıkmıştı hem de çok garip

tırnaklarımla oynadığım ellerime indi bakışlarım "o kız benim çünkü" dedim

bakışlarımı asla kaldırmıyorum kaldırıyorum o cesareti kendimde bulamıyorum ortamda olusan sessizlik biraz fazla sürdüğü için bakışlarımı babama çevirdim

gözleri kırmızı olmuş ve dolmuştu

gözlerinde özlem vardı hasret ve en önemlisi de sevgiyle bakıyordu

ayağa kalktı ben de kalktım ege ve selim de kalktı yanıma geldi ve sarıldı

ben de sabahtan beri tuttuğum göz yaşlarımı saldım sıkı sıkı sarıldık "özür dilerim o kadına inanıp seni aramayı bıraktığım için" dedi

bana sarıldı artık babam yanımda, dibimde hatta kollarımın arasında

birbirimizden ayrıldık ben gözlerimi silerken "bu delikanlı oglan kim peki" babamın sorduğu soruya hiç düşünmeden

"sevgilim" dedim

Bitti

bu saate bölüm atacak kadar iyi bir yazar

bölümü burada bitirecek kadar da şerefsiz bir yazarım

hihihi

seni unutamadım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin