Dümdüz yolda nereye gittiğimi bilmez bir halde yürüyordum. Nerede olduğumu tam anlamış değilim ama ücra bir yer olduğunu ve hemen buradan uzaklaşmam gerektiğini biliyordum.
Sorun şu ki nereye gidersem gideyim her yer birbirine benziyordu ve kötü bir şey olacağını hissediyordum bu da elimin ayağımın birbirine dolanmasına sebep oluyordu. Tam o sırada sağımda bir hışırtı duydum o tarafa doğru baktığım sıra da diğer tarafımdan bir şey üzerime atladı.
Kurtulmaya çalıştıkça daha fazla yapışıyordu. Ne olduğunu anlayamadığım şey bana bir şey anlatmaya çalışıyordu sanki. Bunun ne olduğunu düşünecek halde değildim. Çünkü canım tehlikedeydi şu an! Anlatmak istediği şeyi bana karşılıklı aramızda belirli bir mesafe olacak şekilde anlatabilirdi.
Durun bir dakika onun dişleri neden bir anda o kadar sivrileşti? Yoksa düşündüğüm şey mi? Beni ısırmak üzereydi ve ben hiçbir şey yapamıyordum! Biri yardım etsin lütfen.
Tanrı dualarımı duymuş olmalı ki elime nereden geldiğini bilmediğim bir bıçak ilişti. Hiç düşünmeden garip yaratığa sapladım ve onu geri püskürtmeyi başardım. Hızlıca ayağa kalktım ve bıçağı bana birinin vermiş olduğunu düşündüğümden etrafıma bakındım.
O çocuktu, bize soğuk baklava yapan çocuk, Akın. Tam ona teşekkür edeceğim sırada " Dikkat et!" diye bağırdı. Arkama baktığım sırada garip yaratık dediğim şeyin bir insan olduğunu fark ettim, bıçağı sapladığım yerden garip bir sıvı akıyordu ve o bana doğru koşuyordu.
Bense filmlerdeki gibi olduğum yerde kalmış haldeydim. Her zaman filmlerdekilere nasıl koşmayı akıl edemezler derdim ama haklılarmış gerçekten öyle oluyormuş.
Bana epey yaklaşmıştı ve ben çığlık atıp yere atlamayı son dakika akıl edebilmiştim ama çığlığım olduğundan daha kalın çıkmıştı. Gözlerimi açtığımda o çığlığın bana ait olmadığını anlamıştım. Akın beni kurtarmak için canavar dediğim insanın üzerine atlamıştı ve o canavar insan onu ekstra uzun vampir dişleri ile ısırmıştı.
Onu kurtarmam gerekiyordu ama ne yapmalıydım kalbine sapladığım bıçak bile etki etmediyse başka ne yapılabilirdi ki? Buldum! Bu canavar insan değil mi? O zaman belki de zombidir, beynini hedef almayı denesem ne zarar gelir ki?
Ama ne saplayacaktım bende keskin bir şey yoktu Akın'da bir şey olsa da zaten onu kurtarmaya çalışıyordum. Bugün tanrı benden yana sanırım bıçak yerdeydi ama canavar insana epey yakındı, ona gözükmeden almam zor olacaktı.
Yol geniş bir yoldu ve etrafında birkaç ağaç ve eski evler vardı. Eğer ağacın arkasından gidersem beni görmeyebilirdi. Ağaca doğru yavaşça ilerledim ve ağacın yanına geldiğimde canavar insan beni fark etmişti. Var gücümle koşarak bıçağı aldım ve o da bana yakınlaştığı için nişan almam zor olmamıştı.
Tam alının ortasına bıçak saplandı ve bu onun geriye sendelemesine sebep oldu. Planın işe yaramama ihtimali vardı bu yüzden hemen Akın'ı da alıp saklanmalıydım. Akın' a baktığımda rengi epey solmuştu yürüyecek gibi değildi. Yarası ise şaşırtıcı şekilde çok derin durmuyordu ama bu kanamasının çok olduğunu değiştirmiyordu.
Canavar insandan sesler gelmeye başlamıştı. Hızlı olmam gerekiyordu son çare olarak bacaklarından tutarak eski bir eve doğru sürüklemeye başladım. Canavar insan ayaklanmıştı ama bizi bulmakta güçlük çekiyordu. Sanırım beyninden aldığı hasar onun görme yetisini azaltmıştı.
Sessiz olmaya dikkat ederek Akın'ı yavaşça eski eve sürükledim. Eve girerken ses yapacağımızdan canavar insanın dikkatini dağıtmalıydım. Elime aldığım taşı atabildiğim kadar uzağa ve bizden olabildiğince zıt bir yöne doğru attım. Akına döndüğümde daha da kötü bir hal almıştı ve şu ana kadar da hiç bir kelime dahi etmediğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNANIN ARDINDAKİ GERÇEKLER
Misterio / Suspenso23 yaşındaki Leyal ERTEM veteriner kliniğinin yakınlarında bir cinayete tanık olur. Bu cinayetten sonra Leyal kabuslar görmeye başlar lakin bu gördüğü kabuslar bir anda güzel rüyalara dönüşür. Leyal rüyalarında gördüğü adama âşık olur. Peki ya gördü...