DÜZENLEMEYE ZAMANIM OLMADI KUSURA BAKMAYIN KAÇ GÜNDÜR EVDE DEGILIM VE SIMDIDE TELEFONDAN YAYINLIYORUM YAZIM HATASI COK FARKINDAYIM BIR DAHA OLMAYACAK SOZ VERIYORUM MEDYADA ARABADAKİ SARIŞIN ÇOCUK.OY VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUM
KEYİFLİ OKUMALARSOPHİA'NIN AĞIZINDAN
Ellerimi sıkarak bana yaklaşan Devin amcaya döndüm ve "Gidebiliriz." dedim. Bana anlamayan gözlerle baktığında "Ben göreceğimi gördüm. Emir haklı. Aradığı hiç bir özellik bende yok." dedim ve arabaya bindim. Devin amcada arabaya bindi ve arabaya çalıştırdı. Kulübeye yaklaştığımızda kemerimi çözdüm ve arabanın durmasıyla inip kulübeye girdim. Devin amca da peşimden geliyordu. Bahçeye çıktım ve Devin amcaya dönerek "Ben hazırım. Silahsız eğitime başlayalım." dedim. "Emin misin?" diye sorduğunda başımı sallayıp "Evet. Hadi." dedim. Başıyla onaylayıp üstündeki ceketi çıkardı ve "Başlayalım o zaman." dedi. Tam bir yumruk atacağı sırada hızla eğildim ve koluna umruk attım. Pek acımışa benzemiyordu. Tam yumrik yapmıştım mi elimi yumruk yaptığım elimi kavrayıp beni saniyeler içinde yere serdi. Acıyla bağırdğımda "Asla düşmanının adaletli davranacağını düşünme." dedi. Yerden kalktım ve soluklanmaya çalıştım. Devin amca Etrafı göstererek "Etrafındaki her seyi silah olarak kullanabilmelisin. Bir dal, taş, kapak, demir ya da bir çöp konteynırı seni bir dövüşte kazanmanı sağlayabilir." dediğide etrafıma bakındım. İyi de burada dediklerinin hiçbiri yoktu ki. "Bu sefer seni daha fazla zorayacağım. Gerçek bir düşmanmış gibi hayal et beni." dediğinde başımı sallayarak onu onayladığımda birden karnıma gelen bir yumrukla iki büklüm oldum. Acıyla inlediğimde "Sophia!" diye beni azarladı. "Bir düşman bu durdan fırsatlanır ve seni öldürebilir." dediğinde doğrularak yüzüne yumruk attım. Elini yumruk attığım yere dokundurdu ve bir süre rkledikten sonra kaşlarını çattı. Ayvayı yedim. Kulübenin içine doğru koşmaya başladım ve herhangi bir şey aradım aklıma duvardaki silahlar gelince o odaya koştum. Ama duvarda hiç silah yoktu. Devin amca tam karşıma geçince korkuyla mutfağa daldım ve elime geçen ilk şeyi Devin amcaya fırlattım. Oha bir bıçak fırlattım Devin amcaya. Son anda geri giderek bıaktan kurtuldu ve sinirle üstüme koşmaya başladı. Korkarak koşmaya başladım ve bahçeye yöneldim. Tam dışarı çıkacaktım ki yere kapaklandım. Kendimi yerden kaldırıp koşmaya devam ettim. Şu ileride ki ... Okum mu? Sevinçle okumu elime aldığım sırada yüzüme gelen yumrukla okumla beraber yere kapaklandım. Tamam numara iş başında. Sahte ağlamam başlattığımda Devin amcanın birden yumuşadığını gördüm. Tam bana dokunacaktı ki okumla ona vurdum. En azından yayla. Geriye düştüğünde zaferle "Asladüşmanının sana acıyacağını düşünme." diyerek okumu havaya kaldırdım.
OLİVER'IN AĞIZINDAN
Yolda bir süre boşboş yürüdükten sonra bir kafeye girdim ve bir tane.tavuk siparişi verdim. Hava kararmıştı ve yoldaki insan sayısı azalıp doğa üstü varlık sayısı patlak vermişti. Siparişleri alan adam bana yan bölümü göstererek "Tavugunuz yan tarafta." dedi. Yan taraftan kutudaki tavuğumu alıp parasını ödedim ve çıkışa ilerledim. Gözlüklerimi takıp yolda yürümeye başladım. Birkaç adım sonra tavuğumdan gelen kokulara daha fazla dayanamayarak bir boş bank bulup oturdum ve tavuğumu posetten çıkartıp kutudan çıkardım. Bir but koparttım ve iısırarak etrafıma bakındım. Şu ileride sırtında bir ok ile yürüyen... Sophia mı? Tavuğu geri kutuya atıp posete geri koydum ve elimde duran yemek artıklarını yalayarak ayaklandım. Adımlarımı ona doğru hızlandırıp arkasında yürümeye başladım. Fazlasıyla dalgın görünüyordu. Arkasından yaklaşıp başımı başına yaklaştordım ve "Selam cadı." dedim. Bunu dememle ani bir refleksle yana sıçrayıp sırtındaki oku indirip yanağıma şiddetle vurması bir oldu. Acıyla sendeleyerek bağırdığımda endişeyle "Çok özür dilerim Oliver. Sen ol- Ne diye arkamdan yaklaşıyorsun yahu. Korkuttun.." dedi. Gülümsemeye çalışıp hala acıyan yanağımı okşadım ve "Üzgünüm. Sadece... Özledim sen." diyerek kollarımı açtım ve "Sarılabilir miyim?" diye sordum. Bana bakış tarzıyla hafifçe kahkaha atarak "Dostça." dedim. Bir kaç saniye bana bakıp en sonunda yavaşça bana yaklaştı. Kollarımı ona sardım ve sıkıca kendime bastırdım. Onu özlemiştim. Birkaç saniye karanlık bir ara sokakta birbirimize sarılmış bir halde durduktan sonra onu yavaşça bıraktım. Gülümseyip "Bu ok ne?" dedim. "Yoksa spora mı basladın?" diye devam ettiğimde başını olumsuz anlamda sallayarak "Ne tabi ki hayır. Geçenlerde bir kurt olduğumu keşfettim ve birini öldürdüm. Avcılarda beni 9ldürmesin diye avcı olmaya karar verdim ve eğitimlere başladım." dedi. Kaslarımı çatarak etrafı kokladım ve "Bir avcı var yakınlarda." dedim. Eliyle kendini isaret edip "Az önce ben ne dedim?" dedi. Başımı sallayarak "Hayır sen değilsin." dedim. Bunundememle sessiz sokakta yüksek bir silah sesinin patlaması bir oldu. Birlaç saniye korkuyla durduktan sonra akamı döndüm. Bir avcı, tüfeğini kaldırmıstı. Korkuyla Sophia'ya döndüğümde Sophia'nın birden yefe düşmesi bir oldu. Korkuyla birkaç saniye Sophia'ya baktıktan sonra yeniden avcıya baktım. Tüfeği bana doğrultmuştu. Öfkeyle hıayıp avcının üstüne koşmaya başladım. Dönüşümüm başladığında avcı ateş etti ama kurşun sol omzuma denk geldi. Sinirle istüne atladığımda kurda dönüşmüştüm. Dişlerimi boğazına geçirdiğimde avcını tüm hareketleri kesilmişti. Onu bırakıp elimi avcının ateş ettiği merminin girdiği yere bastırıp Sophia'ya döndüm. Yerde hareketsizce yatıyordu. Hızlı adımlarla yanına koştuğumda karnındaki derin yarayı fark ettim. Pembe bluzu kanla kaplanmıştı ve kanaması devam ediyordu. Yanına çömeldim ve onu dürtüledim ama acmadı gözlerini. Elimi yanağına koyduğumda buz gibi olan teniyle karşılaştım. Kurda dönüşüp yanına kıvrıldım ve onu ısıtmaya çalıştım. YARIM SAAT SONRA Hala gözlerini açmamıştı ve kan kaybediyordu. Onu hastaneye götüremezdim. Doktorlar bir kurdun fizgolojisinden anlamazlardı. Yanlış bir müdahele onun ölümün ebile neden olabilirdi. İnsana dönüşüp onu ke dime yasladım ve cebinden telefonunu ç8kardım. Riley mi Devin mi? Devin'in yazısına tıkladığımda birden aramaya başladı. Telefonu kulaklarıma götürdüm ve açmasın ıbekledim. Beşinci çalışta açmıştı. "Ne oldu Sophia?" dediğinde hızla "Devin benim. Oliver. Sophia... Sophia'yı bir avcı vurdu... Ço-çok kan kaybetti. Hemen gel lütfen!" diye yalvafmalı konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ İKİZLER 2 ' Sonsuz Güç '
FantasíaMELEZ İKİZLER SERİSİNİN İKİNCİ KİTABIDIR. Hayatımı mahveden günün ardından 3 yıl geçti.Anıların beni boğduğu bu şehirden uzaklaşıyorum.Hayatımda değer verdiğim birini benden alanlardan intikamımı alacağım.Bizi henüz çıkmaya yeni başladığım karanlı...