"Mert!"
Elif'in sesiyle "Ne var?" Diye bağırdım gözlerimi bilgisayarak ekranından ayırmadan. Çatalıma taktığım çileği küçük tabaktaki erimiş çikolataya batırıp ağzıma attım.
Odanın kapısı açıldığında yerimde doğrulmadım bile. "Bir abi seni soruyor."
Duraksadım. Benim arkadaşlarımdan biri olsa Elif 'bir abi' demezdi.
"Kimmiş o?" Diyerek ayağa kalktığımda odamın kapısı açıldı. Odaya giren uzun boylu çocukla kaşlarım kalktı. Ediz.
"Kocan." Dedi sırıtarak ve kapıyı kapattı.
"Ne işin var lan burada?" Dediğimde beni umursamadan az önce kalktığım yere oturdu.
"Sensin işte işim." Dedi ekranda oynayan videoya bakarken. "Hem yabancı mıyım ben amına koyayım, o nasıl soru?"
Yanına ilerleyip kalçamı masaya yasladım. "Birden niye geldin, onu soruyorum." Diye düzelttim kendimi.
"Seni özledim." Dedi ve gözlerini dağınık masada gezdirdi.
Dudaklarım kıvrıldı. "Daha dün birlikteydik?"
"Bu özlememem için bir neden değil." Yayıldığı yerden doğrulmadan bileğimi tutup beni kendine çekti. Yaslandığım yerden ayrılıp ona yanaştım. Bacaklarının arasında ayakta dururken kollarını belime dolayıp boynuma dudaklarını bastırdı.
Gözlerim kapıya kaydı. Kardeşlerimin kapı çalma gibi bir huyu yoktu, pat diye açıp giriyorlardı.
"Kapıyı kilitleyeyim." Dedim ondan ayrılıp. Kapıya ilerlediğim de kalçama vurmuştu hafifçe. Omuz üzerinden ona ters ters baktım. Sırıtıyordu.
Gidip kapıyı kilitledim. Onun yanına geri dönmek yerine yatağıma ilerlemiştim ki beni kolumdan tutup kendine çekti. "Hoop," yine az önceki gibi dibine sokmuştu beni."Nereye?"
Tekrardan bile isteye kucağına kadar gitmeye utanmıştım aslında. O yüzden gidip yatağıma uzanacaktım, tabi Ediz buna izin vermemişti.
"Seni özledim bugün." Dedi kollarını belime dolayıp gövdeme öpücükler kondururken. "Sonra bana attığın fotoğrafa baktım biraz."
Durdum. "Hangi fotoğraf?"
"Geçen akşam atmıştın ya. Yerde otururken, ayna karşısında."
"Ha..." diye mırıldandım. Hatırlamıştım.
Çenesini iki göğsüm arasına bastırıp alttan bana baktı. Elimi yanağına koydum ve baş parmağımla okşadım. Dudakları kıvrıldığında parmağım altında çukurlar oluştu.
"Fotoğrafına bakarken ne oldu biliyor musun?"
"Ne oldu?"
Bir elimi kavrayıp aletine bastırdığında gözlerimi kırpıştırdım. "Kalktı."
"Ş-şimdi mi?" Diye sordum zorlukla. Bir anda kalktı deyince kafam karışmıştı. Ardından kendimi toparlamaya çalışıp "Git indir bana ne."
Ediz güldü. "Şimdi değil, o zaman." Elimin üzerindeki elini hareket ettirince aletini daha net hissetmiştim. "Hem kalksa böyle olur mu?"
Ediz birden ayağa kalkıp kollarını bana doladı. Ben sarılacak sanarken o beni tutup masaya oturttuğunda afallayarak kollarına tutunmuştum.
"N'apıyorsun?" Cevap vermedi.
Ediz boğuk bir nefes vererek sandalyeye geri oturdu. Başını kucağıma koyup bacaklarıma öpücükler kondurdu. Bir elide şortumun açıkta bıraktığı bacaklarımı okşuyordu.