1.1

474 30 8
                                    

|21.01|

Barın'ın sözleriyle kızardığına emin olduğum yanaklarımı ellerimle gizlemeye çalıştım, onun dediğinden çok zihnimde ister istemez farklı senaryolar canlanmıştı.

Yemek istiyorsa yiyebilir değil mi?

Iç sesimi susturmak için kafami hafifçe sağa sola salladım, boğazımı temizleyip ayaga fırladım "lavabo nerde acaba?"

Barın sinsi sırıtışıysa ayağa kalktı, "gel göstereyim" kafa sallamakla yetindim.

Lavabonun önünde durdu, eliyle gösterdi "Burası" dedi, kafa salladım kulpunu çevirip içeri girdim, Barın'da mutfağa doğru ilerledi.

Aynadan yanaklarıma baktım, beyaz tenimde yayılmış kırmızılık çok kötü duruyodu, güneş yanığı gibiydi, beyaz olmanın kötü yanlarından biri de buydu sanırım. Soğuk suyla kızarıklığını hafifletim yanaklarımın, şuan daha iyi duruyodu.

Lavbodan cıktım, sesler salondan geliyodu oraya doğru yürüdüm, hepsi oturmuş ellerinde pasta tabaklarıyla sohbet ediyolardı.

Ilk beni fark eden Kutay oldu, "gel komşu kız, otur" dedi, tekli koltuğa oturdum Kutay'da önüme pasta ve bardak uzattı, ardından bardağa kırmızı şarap doldurdu. "Teşekkürler" kafasinı salladı.

Tabağımı elimi alıp pastamdan bir dilim aldım, kesinlikle güzel yapmiştım, mutfak konusunda iddialiydim zaten.

"Ellerin sağlık komşu kız, çok güzel olmuş pasta" dedi Bora iştahla pastayı yerken, "afiyet olsun ve ismin Mirel Hazan."

"Unutmuştum, sağol hatırlatığın için" diyip tekrar pastaya gömüldü, Barın'la Kutay'a baktığımda düşünceli şekilde bana bakıyolardı.

Bakışlarımı fark eden Kutay tebessüm edip konusmaya başladı, "isminin anlamını biliyo musun Hazan?"

Pastamdan bir dilim daha alıp kafa salladım, "evet biliyorum, Mirel; acı, acıların denizi demek Hazan; sonbahar demek."

Kutay kafa sallamakla yetindi, Barın hala ciddiyetle yüzüme bakıyodu.
Acaba yüzümde bir sey mi vardı?

"Hadi bir seyler oynayalim, oturmaya mi geldik buraya." Bora'nin neşelı sesiyle bakışlar ona döndü.

"Çocuk muyuz Bora?"

"Tek oyunu çocuklar mi oynar Barın, sus" dedi ve düşünüyo gibi elini çenesine koydu.

"Klişe olacak ama doğruluk mu cesaret mi oynasak."

"Bora bari düsünüyosun yaratıcı bir seyler düşünseydin" diye atladı Kutay.

"Bence çok eğlenceli abicim, geçen kulüpte kızlarla oynadık sonu kucağım-" lafını tamamlamasına izin vemredi Barın.

"Mal misin oğlum, kız var biraz düzgün konuş."

Bora mahçup gözlerle bana baktı, "pardon Hazan" sorun yok der gibi kafa salladım.

Bora yine heycanla konuşmaya başladı "o zaman oylama yapıyoruz, oynamak istemeyenler ve isteyenler diye-" Bora herkese göz gezdirdi "kimseden itiraz nidaları gelmediğine göre oylama vakti, oynamak isteyenler el kaldırsın!"

Bora elini kaldırdı, bende elimi kaldırdım cünkü burda daha çok zaman gecirmek istiyodum oyun da onun bahanesi olabilirdi.

"Hazan sen bari şunun aklına uymasaydın" dedi Kutay, gülerek omuz silktim.

"Misafir oynamak istiyosa herkesin oyu hükümsüzdür, misafir istiyor, kesin oynamalıyız" dedi Bora ve bitmiş şiselerden birini aldı, masada yer açıp ortaya koyup kimseye sormadan çevirdi.

Bora ile Kutay arasında durdu şişe, Kutay soruyodu.

"Doğruluk mu cesaret mi kardesim" dedi sinsi sinsi.

"Cesaret tabi lan" dedi iddialı iddialı, "geçen reddetiğin kıza özür mesajı yaz."

"Kutay bu çok acımasızca." Kutay omuz silkti, "cesaret demicektin o zaman kardeşim hadi."

Bora telefonu alıp kısa bir seyler yazıp, Kutay'a gösterdi.

Kutay şişeyi çevirdi, Barın'la Kutay arasında durdu şişe. "Doğruluk mu cesaret mi Barın bey?"

Barın sinsi sinsi sırıttı, "doğruluk kardeşim."

"O aradığın kızı buldun mu?"

Barın'ın gözleriyle gözlerim buluşunca birazcık tedirgin olmuştu, hangi kızdan bahsediyolardi.

"Sanırım çok yakınım" gözlerimin içine bakarak söylemeseydi bu kadar tedirgin olmazdım ama şuan fazlasıyla gerilmiştim.

Kelebek |+18| Y•Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin