Oy vermeyi unutmayın!•
HAYATTA BAZEN BIR KIŞIYLE O KADAR ÇOK KARŞILAŞIRIZ Kİ ; O KARŞILAŞMALARIN BİR ÇOĞUNDA FARK ETMEYİZ. KALBİMİZ HIZLI ATTIĞINDA VE O ANA ŞAITLIK ETTIĞINDE YILLAR SONRA DERIZ.
O KISI ASLINDA HAYATIMIZDAYMIŞTA BIZ GÖRMEMİŞİZ12. BÖLÜM: HAYATIN CİLVESİ
Çocukluğunuzu gözler önüne seren anlar vardır. O anları hatırlamak, küçükken parkta hiç tanımadığınız, fakat o gün,O parkta oynadığınız çocuklar gibidir.
Biliyorsunuz fakat tanımıyorsunuz.
Çünkü büyüdünüz.
Benim çocukluğum abimdi. Benim güzel her anımda abim vardı. Şimdi o güzel anlarda depremler oluşmuştu, Sallanıyorudu her biri.
İlk uçakla Londra'ya dönmüştüm. Nasıl döndüm, hangi ara uçak bileti aldığımı olayın kargaşaşından hatırlamıyordum.
Hastane koridorunda, sevmediğim hastane kokusu eşliğinde abimden güzel haber almayı beklıyorduk.
Dört yıl önce hayata, tekrar yaşama tutunmuştum ve o günden beri hastaneye adım dahi atmamıştım. Ameliyat olduğumdan dolayı kontrollerim vardı ve bittiği zamanda ben Londra'ya gelmiştim. O günden beri hastane yüzü görmek benim için uzak bir düşünceydi.
Beyaz duvarın önünde kollarım göğsümde, yoğun bakımın önünde bekliyordum. Selen abla perişan olmuştu. Mavi gözleri kıpkırmızıydı. Annem ve babam Alçin'in doğum günü için gelmişlerdi. Karşımdaki sandalyede uykusuz olduğu her halinden belli olan babam oturuyordu.
Annem buraya gelirse fenalaşıcağını bildiğimizden, Alçin ile birlikte evde kalmıştı.
Henüz beş yaşında olabilirdi lakin hissediyordu bazı şeyleri. Babasının neden yanına gelmediğini, hepimizin perişan bir halde hastanede beklediğimizi dile getirmesede seziyordu.
48 saati geride bırakmıştık. Doktorların söylediğine göre abim hastaneye geldiğinden beri gözünü açmamıştı ve durum böyle giderse komaya alacaklarını söylemişlerdi.
Abimin arabası pert olmuş bir vaziyetteydi. Abim uyanmadığı içinde Vücudundaki hasarlar tam olarak belli değildi.
"Su getirdim. Hadi birazcık iç" babamın sesiyle bakışlarım ona doğru döndü. "Alçin'i düşün, kendini kolay kolay bırakma. Benim oğlum güçlüdür. Uyanacak. Hadi biraz topla kendini kızım." Babam elindeki su şişesini Selen ablaya uzattı.
"Kemal baba, yapamıyorum. Benden bunu isteme." Babam Selen ablanın omzunu sıvazladı. "Öyle deme kızım. Kendin için olmasa bile evdeki sabi için toparlan."
Selen abla babamın sözleri ile kafa salladı. Sudan bir yudum içti. "Ben bir lavaboya gideyim."
"Tamam abla" dedim.
Babamın yanına sandalyeye oturdum. Başımı omzuna yasladım. Fazlasıyla uykusuzdum fakat böyle bir durumda uyumak istemiyordum.
"Kayla, eve gidip dinlensem mi babacım ?" Babamın sesiyle başını omzundan kaldırdım. "Burda abimin yanında kalmak istiyorum." Sesim mırıltılı çıkmıştı yorgunluktan.
"Çok uykusuzsun, doğru dürüst bir şeyde yemedin. Abin uyanırsa seni böyle görmesin. Hadi babacım!"
"Off" Dediğimde ayağa kalkmıştım. "Bir şey olursa arayıp söyleyeceksin değil mi ? Ona göre giderim baba!"
"Doktor bir şey derse direkt seni arayacağım, söz veriyorum. Baba sözü."
"Baba sözü verdin ona göre." Babam tebessüm etti. Oda yorgun ve üzgün lakin önce bizi toparlamaya çalışıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/356466216-288-k113114.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIÇAK VE YARABANDI
Teen Fictionİki genç aşık. İki yaralı kalp lakin biri katil biri maktül. Kayla, ilk aşkı için yapamayacağı hiç bir şey yokken ihanet ile sarsılır. Geçmişin kapısı aralanıyor yavaş yavaş. Uzay Doğu; kendini kalpsiz diye nitelendiren bir genç adam. Gerçekten kalp...