eğlencesine yazılmış bir kurgudur kitap kurtları, herhangi bir sıkıntı varsa çokta dikkate almayınız<33
°°°
Biz insanlar hayatlarımız boyunca başımıza gelen her olayın bir nedeni olduğunu düşünmek isteriz belki inançlarımız elverişlidir bu düşünceye belki yaşam ortamımız belki de kafa karışıklığımızın ve evrenin bilinmezliklerini örtbas edebilmektir bu düşüncenin temeli.
Ama yine de yaşadığımız olayların bir nedeni yoktu bence. Bizi biz yapan başımıza gelen iyi kötü olaylardı evet, ama nedensiz bir olay yüzünden kişiliğimizin şekillenmesine izin vermek sadece benliğimizi kaybetmemize neden olurdu.Sabah erken bir saatte kalkmış ve babama görünmeden çıkabilmek için kafamı kurcalayan düşüncelerimle hazırlanmaya başlamıştım. Bugün hafta sonuydu ve babam beni evde görürse yine kavga çıkarabilirdi çnk onun sinirini bozuyordum. Öyle söylemişti... Eğer hızlı olup evden bir an önce çıkmazsam bir süreliğine mor izlerle dolu bir yüzle gezmek zorunda kalabilirdim ki bunu hiç istemiyordum.
Hızlı bir şekilde dolabımdan siyah kot pantolonumu ve lacivert kazağımı alıp giydim, uzun kestane rengi saçlarımı at kuyruğu yapıp, evden fazla ses çıkartmamaya çalışarak çıktım.°°°
Şu an evimin yakınında bir kafede en yakın arkadaşım Arda'yı bekliyordum. Yine her zamanki gibi geç kalmıştı, bekletilmekten hoşlanmadığımı bilmesine rağmen inatla her yere geç kalıyordu. Sinirle telefonumu çıkarıp ona mesaj yazacakken birden karşımdaki sandalye geriye doğru çekildi ve biri oturdu."Ne zaman geç kalmayı bırakacaksın merak ediyorum! Bekletilmeyi sevmediğimi çok iyi biliyorsun Arda." diye sinirle konuştum, kalın siyah çerçeveli gözlüğümü düzeltirken. Yine bana her zaman ki yüz ifadesiyle eğlenerek bakıyordu. Parmaklarını alnına dökülen kahverengi saçlarından geçirirken konuştu. "Ya kızım ne abarttın be alt tarafı 15 dakika geciktim?! Sen de bu kadar erken gelmeseydin Toprak?"
Erken mi? Tam zamanında gelmiştim. Yine.Aklıma buluşma sebebimiz geldiğinde oturduğum yerde dikleşerek anlık bir heyecanla sordum. "Belgeleri getirdin değil mi?" Şaşkın bakışlarla bana döndü. Aa hayır olamaz... Gerçekten belgeleri unutmuş olamazdı, bunun için ne kadar beklediğimi biliyordu. "Sakın bana belgeleri unuttuğunu falan söyleme Arda! Belgeleri ne kadar uzun zamandır beklediğimi biliyorsun." Mahcup bir şekilde bana bakmaya devam etti. Şaka gibiydi, asıl buluşma sebebimizi nasıl unutabilirdi aklım almıyordu.
"Özür dilerim. Aklımdan çıkmış, en son odamda çalışma kağıtlarımın arasındaydı o dağınıklıkta unutmuş olmalıyım. Akşam sizin oraya uğrar getiririm Toprak merak etme." Ters bir ifadeyle ona bakmayı sürdürdüm. Hala nasıl belgeleri unuttuğunu kavrayamamıştım. Sırf babam görmesin diye o belgeleri onun evine göndermiştim. Benim belgelerim senin o 'dağınık' çalışma masanda ne yapıyorsa? Sonuçları görebilmek için biraz daha bekleyecektim anlaşılan. Tam tripli bir şekilde konuşmaya başlayacaktım ki masanın üzerindeki telefonum çalmaya başladı. Kim olduğuna bakmama bile gerek yoktu çünkü babamın aradığı gayet belliydi. Zaten Arda ve babam dışında da arayan soranım da yoktu.
Arda'ya anlık bir bakış atarken telefonu açıp kulağıma götürdüm. Onunlayken babam aradığında telefonu açmama sinir olduğu için bana ters bakışlar atıyordu. "Efendim baba?" dediğimde sinirli nefes alış verişleri kulağıma doldu, yine ne olmuştu kim bilir. "Sen yine neredesin sabahın köründe? Bugün okulunda yok. Beni çıldırtmak istiyorsun belli! Bir eve gel de görüşeceğiz seninle!" Normalde dışarı çıkmama bir şey demez hatta bu durumdan fazlasıyla hoşnut olurdu. Olur da başıma bir şey gelir belki ölürüm diye. Evet, zamanında bu konuyu da ona sormuştum. Hata etmiştim.
Yine salak saçma bir şeye kızıp onu bahane ederek beni hırpalayacaktı anlaşılan. Tabii ne kadar hırpalamak denilirse...
°°°
Babamı daha fazla kızdırmamak için telefonu kapattıktan sonra kafeden çıkmıştım. Şimdi ise her ne kadar eve doğru yürüyor olsam da ayaklarım geri geri gidiyordu. Yine kapatıcılar ve boğazlı kazaklarla morluklarımı kapatmak zorunda olmak istemiyordum. Her ne kadar o morlukların acısı fiziksel olarak daha fazla olsa da onları saklamaya çalışmak daha acı verici geliyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK
Ficção AdolescenteKendini bildi bileli hayali yurt dışına çıkmak olan ve bunun için çabalayan Toprak KOÇAK bir sabah uyandığında hayatının kökten değişeceğini nereden bilebilirdi ki? -Bir Gerçek Ailem Klişesidir-