İŞTE O ASIL BÖLÜM GELDİ!!
şükür be(bölümü yazıp atcam diye murifeye donustum)
neyse askolar burada abilerin bi kısmıyla tanısanzi
bence guzel ve kaoslu bi bölüm oldu.
Bir de direkt yazıp atıyorum mantık hatası varsa hayat mottomuzu kullanalım. 'siktir et' 🎀Keyifli okumalar kitap kurtlarıı~
Bölüm şarkıları : Duvet/ boa
Birds of a feather/ Billie Eilish
Evergreen/ Rich mitch
Sofia/ Clairo
Sex, drugs, etc. / Beach weather
Blue hair/ Tv girl
Daddy issues/ The neighbourhood
"Parlak bir yıldız olmak isterken tükenebilir miydim? Bu uğurda ilerlerken kayıplar verir miydim? Ama zaten sahip olduğum her şeyi arkamda bırakıp gitmemiş miydim?"
°°°
Kendime yeni sözler vererek uyuduğum gecenin sabahında, aralarında olmak istediğim yıldızlar yerini bulutlara bırakmıştı. Güneş her zamanki gibi gecenin kötülüğünü yenmiş gururla parlıyordu. Doğuşuyla beraber yeşeren umutları selamlıyor, gökyüzünde bir üstünlük kuruyordu.
Gözlerimi açtığımda ilk birkaç dakika nerde olduğumu hatırlayamadığımdan korkuyla yatakta savunma pozisyonu almıştım. Ne geri zekalıydım ama! Açıkçası kendi kendime yaptığım savunma hareketlerinden dolayı yatağı biraz dağıtmış olabilirdim ama konumuz bu değildi.
Her yeni bir günde olduğu gibi bugün de beni bekleyen psikolojik savaşlar vardı. Hemen alt katımda sinsice pusuda bekleyen bu duygular, beni tuzağa düşürmek için deliriyorlardı.
Parlayan bir yıldız olmalıyım diye geçirdim içimden tekrar. Bugün hava, düne göre biraz daha güzeldi. Mart ayının sonlarında olmamıza rağmen her gün farklı bir havayla uyanıyorduk. Çantamdan aldığım diz hizasında biten siyah bir kot şort ve beyaz düz kazağımı banyoda hızlıca giyindim ve biraz olsun insana benzeyebilmek adına elimi yüzümü yıkadım.
Kafamı lavabodan kaldırdığımda aynadaki görüntüme şükrettim. Sonunda az da olsa insana benzemiştim. Karnımdan gelen, Arda'nın gür sesine taş çıkartacak cinsten olan seslerle beraber aşağı inmeye karar verdim.
Odadan çıktığımda kattaki sessizlikle beraber bu katta kimsenin olmadığının kanısına vardım ve hızla merdivenlere yöneldim. Dünkü ben bugün olmayacaktı. Daha fazla duygusallığın anlamı yoktu. Bu sefer üzülen taraf ben olmayacaktım.
Aşağıya indiğimde salonda kimsenin olmadığını gördüm. Neredeydi bu biyolojik aile üyelerim benim?
Ay iyice kafayı yedin sonunda! Kızım bipolar mısın sen?
Sen yine mi geldin?! Gelme ya gelme! Hem, evet. Delirdim ben! Delirttiler beni. Ayrıca şu an seninle uğraşamam ben. Aile üyelerimi bulmam lazım benim.
Seri adımlarla salonun arkasında bulunan koridoru da geçerek mutfağa ulaştığımda içeride bir sürü çalışanın olduğunu gördüm. Şimdi anladım bu mutfağın neden bu kadar büyük olduğunu. Ev büyük olunca tabii, çalışanları da fazla oluyordu.
Vay be, Toprak! Bu kanıya varabilmek sadece tyt matematik fulleyenlerin harcıdır.
Doğru diyorsun bak! Kırk yılda bir doğruları konuşmak nasıl bir his acaba? Ayrıca tyt matematiği ben bile fulleyemiyorum ne diyorsun sen?
Mutfağa girmemle beraber beni fark eden birkaç çalışan bana dönmüş gözümün içine bakıyordu. Bakmasalar hareket edebilecektim ama anksiyetem tutmuştu iki dakikada. Gözlerimle mutfağı tararken Sevda Hanım'ı fark etmemle kimseyi takmamaya çalışarak ona doğru ilerledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK
Ficção AdolescenteKendini bildi bileli hayali yurt dışına çıkmak olan ve bunun için çabalayan Toprak KOÇAK bir sabah uyandığında hayatının kökten değişeceğini nereden bilebilirdi ki? -Bir Gerçek Ailem Klişesidir-