Sabah uykumdan Aralık olan pencereden gözüme dusen gün ışığı kuşların melodisi ile gözlerimi açarak uykuma son verdim. Pencereni açarak havanı soldum bu gün bi enerjiliydim hiiic kimse enercimi aşağı düşüremez. Pencereni açık koyarak dolaba yonelerek üzerime uygun olan kiyafeti dolaptan yavaşça çıkararak üzerime giydim.
Sade elbiseni giyerek sade makyaj ve bakım yaptıktan sonra saçlarımi tarayarak şekil verdim ardından taç seçme işine koyuldum.
Hazır olduğum an kapı çaldı "girin" kapı yavaşça açılarak içeri siyah saçlı kahküllu sevecan bir kız girerek gülümseyerek selam verdi ardından konuştu "Selam olsun Prensesim, Sizi kahvaltiya çağırmak için geldim rahatsız ettiysem özür dilerim, bide misafirler,konuklar olucak komşu krallıklar öğlen saatlerinde Saraya gelecklerdir haberdar etmem gerektigini söylediler ona uygun giyinin diye." "Selam, ismini bilmiyorum özür dilerim öğrenmek isterim, yok canım ne rahatsızı geliyordum zaten, ve haberdar ettiğin için teşekkür ederim?" "Momo efendim. Kralın yardımcısıyım." "Ahh tamam anladım Momo Tanıştığıma memnun olduum" diyerek el sıkıştım tatlı ve asil duruşu vardı. Eliyle 'buyrun' der gibi yaptığında önden buyurdum.
Aşağıya indiğimde bütün bakışlar beni bulmuştu,Abimide görmüştüm gülümseyerek Felix'in yanına yerleştim Kral en başta onun yanında Bir kadın annesi olmalıydı Melanie Lee. Tatlı kadındı lakin beni gördüğünde gülümsemesi solmuştu. Pek anlam veremedim. Bayan Melanie'nin yanında Lixie onun yanında ben kralın sol tarafında kuzeni Christhoper Bang Chan onun yanında kardeşi Bang Jeongin. Felix'in önünde ise Abim.
Kral'a bakmayarak düz önüme bakıyordum. Fakat sadece eliyle sofrani işaret ederek konuştu asil sesiyle "Afiyet olsun yemeğe başlaya bilirsiniz." Zaten dün geceden beri yemek yemedigim için baya açtım. Tam ağzıma lokmani atıyordum ki Tanidik gelen sesle başımı yukarı kaldırdım Shuhua'dı. "Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim Kral ve Kraliçem Prenses Jisung'un ilaçlarını içip icmedigini sormak için geldim yemeğinizi böldüysem özür dilerim " kimsenin konuşmasına izin vermeyerek konuştum "İyi yaptın Shuhua aklımdan çıkmış benimde, özür dileme etmene gerek yok normal bir şey ola bilir özür dilenecek bişey göremiyorum? Gel gidelim" Bakışımı sofradikelere(Minho hariç ) çevirerek "Müsaadenizle" küçük gülümseme koydum yüzümü fakat tez zamanda soldurdum ayağa kalkarak sert ve asıl addımlarla yukarı çıktık Shuhua'la lakin arkamızda hayran bakışlar birakarak..
Odama geldiğimizde hemen içeri attım kendimi arkamdanda Shuhua girdi "Sincap bu özgüven nerden geliyor gi" gülerek dedim "Özgüven değil Shuhua'm gercekler nedne özür diliyorsunki? Gerek mi var. Hayır Tabikide. Bide ettiğini duymayayim!! Yoksa görürsün." İlaçlarıma taraf addimlarken Shua konuştu "Anladım ama etmesemde saygısızlık olur be güzel omegamm" gülümseyerek bitkili ilaçi ağzına attım. "Ayy Jiii seni ikizlerimle tanistirmaliyim bir gün hatırlat tamammi unutkanim da eheh umarım severler seni arada sana kitlerim çocukları Alfam'la vakit geçiririm koymuyorlar ki!" Dediği şeyle yanaklarım allandı
"Umarım derken Shua?" "Her kesi sevip onlarla oynamazlar nadiren biriyle oynarlar ve niye utaniysounki kız AA" birazda havadan sudan konuştukça konuştuk gece olmuştu artık Ayaklandim hemen "SHUHUA KİZ BU GECE MİSAFİRLER GELİCEK HATTA GELİYORLAR BEN HAZİRLNAMADİM?! NAPİCAM?" Hemen gardırop'a yöneldim "Sincap sakin ol yardım ederim ben sonra bende giderim hazırlanmaya bak bu güzell" diyerek elini elbiselerden birine atarak üzerime tuttu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enemy Kingdom || Minsung
Ciencia FicciónNefret ile başlayan aşk hikâyesi... Lee Krallığının Kralı Öldükten sonra Hakimiyete gelen Oğlu Alfa Lee Minho Babasının Hwang Krallığının öldürdüğünü sanar fakat olay çok başkaydı? Acaba Minho'nun siniri geçicekmiydi? Gözü Nefretden başka bişey görm...