•-müstehcen konuşmalar.-
"ah,çok yoruldum.. ağzının içine bakan tonlarca personelin olmasına ramen neden bavulunu bana taşıtma kararı aldın?" diye homurdandım,kocaman bavulu içeriye bıraktım ve sukuna sayesinde artık görmeye alışık olduğum lüks kral dairesine baktım. gerçekten güzeldi,burası benim evimden onlarca kare daha büyük olmalıydı. ah,zengin insanlar..
"sadece canım öyle istedi,diğer personelleri meşgul etmek istemedim." dedi gıcık bir tebessümle. "burası senin otelin sukuna! bunu sadece inadına yaptın öyle değil mi? senden nefret ediyorum.."
surat asıp deri koltuğa oturdum,başımı geriye yasladım ve biraz soluklandım. bu adamın benimle derdi neydi böyle?
"benim odam nerde? umarım seninle aynı katta değildir,odaya atacağın kadınların çığlıklarını duymak istemiyorum da."
kıkırdadı,bana doğru birkaç adım yaklaşıp tam önümde durdu. başımı biraz kaldırıp ona baktığımda parlak gözleriyle yukardan beni seyrediyordu. kaşlarım biraz çatıldı, "ne oldu?" diye sordum.
dudaklarına kurnaz bir tebessüm yayıldığında söyleyeceği şey konusunda gerçekten meraklanmıştım. "sen benimle beraber kalıyorsun."
"ne?" gözlerim şaşkınlıkla büyüdü,o neyden bahsediyordu böyle? "seninle mi kalacağım? nasıl? alay mı ediyorsun?"
"hayır,benimle beraber aynı odada kalacaksın. başka bir oda ayırtamadım,boşluk yokmuş sanırım.. eh,ne yapalım?"
kanepede duran yastığı onun kafasına çarptım ve kaşlarım kızgınlıkla biraz çatıldı, "sen benimle dalga mı geçiyorsun? burası senin otelin yahu!"
kıkırdadı,bunu bilerek yapıyordu ve bundan nefret ediyordum. derdi neydi onun? neden beni kızdırmaya ve beni utandırmaya bu kadar meraklıydı? "seninle aynı yatakta yatmayacağım,merak etme. senin yatağın karşıda,sadece aynı otel odasına kalacağız. hem defalarca benim evimde yatıp kalktın,bu seni neden bu kadar rahatsız ediyor?"
"çünkü çok saçma! ayrı odalarda kalabilmek varken neden aynı odayı paylaşıyoruz? neden yaptın böyle bir şeyi?"
bakışları biraz derinleşirken sustum,sadece gözlerime bakıyordu ve konuşmayı reddediyordu. ben ise sadece bir yanıt bekliyordum. "karşında patronun var,ses tonuna dikkat et."
"sorumun cevabı bu değildi!"
bana sırtını döndü ve kendi yatağına oturdu,kollarını arkaya doğru yaslayıp biraz gerindi ve beni hiç umursamıyordu. "hey,seninle konuşuyorum." bana aldırmamaya devam ediyordu,sadece yatakta otururken göz teması kuruyordu benimle.
yatağa doğru yaklaştım ve beni dikkate almasını umarak yumruklarımı sıktım. bu umursamaz tavırları beni deli ediyordu. "sukuna,seninle konuştuğumun farkında-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asistan. | ryomen sukuna
FanfictionAnd drags you along, She might want a kiss, Before the end of the song. Because love can burn like a cigarette, And leave you with nothing.