1.6'•
"hey,Bay Sukuna seni arıyordu. bir sorun mu var?"
yalnızca kahve molasına çıkmıştım,olması gerekenden daha uzun kalmış olduğum doğruydu ama bana bu kadarcık zaman tanımaması canımı sıkıyordu. yanıma yaklaşan stajyere sorun olmadığını ve yalnızca kahve molasında olduğumu söyleyerek onun yanından ayrıldım,Sukuna'nın odasına doğru adımlarken bu konuşmayı yapmaktan hoşlanmayacağımın farkındaydım.
Sukuna'yla olan tartışmamızın ardından akşam olana dek onunla konuşmamıştım,o da benimle konuşmayı denememişti. çıkış saatim yaklaşırken beni arıyor olmalıydı. somurtuyordum,onunla ne yaparsak yapalım neden anlaşamadığımızı anlamıyordum. ki bu,ilişkimiz başlamadan önce de farklı sayılmazdı.
sonunda onun odasına vardığımda kapıyı tıklatarak yanıt vermesini beklemeden odaya daldım. "beni arıyormuşsunuz,Bay Sukuna."
okuduğu dosyayı bir kenara bıraktı,somurtuyordu ve hala bana kızgın olduğunu anlayabiliyordum. ama sorun şuydu ki,şu anda dargın ve kızgın olması gereken taraf benken,daha anlayışlı davranması gereken tarafsa oydu. "Bay Sukuna?" mırıldandı,beklemeden başımı olumlu anlamda salladım.
"evet,Bay Sukuna?"
bıkkınlık dolu bir nefes aldı,ardından oturduğu deri koltuktan doğruldu ve kravatını gevşeterek bana doğru adımladı. bakışlarımı ondan kaçırıyordum,o ise bunun farkında olarak ve inat ederek doğrudan bana bakıyordu. "annem ve babam bu akşam yemeğe çağırıyorlar bizi,sende orda ol,anlaşıldı mı? bu aptal tartışmayı daha sonraya saklayabilirsin umarım."
"neden bana emir vererek konuşuyorsun Sukuna? hayatıma karışamazsın,bunu o kalın kafan anlayamıyor mu? ve bu tartışma senin bakış açından aptalca olabilir,yaşadığım kırgınlık sana gerçekten aptalca geliyor olmalı."
şakaklarını ovdu,bu tartışmalardan en az onun kadar bende yorulmuştum. "kırılmana sebep olacak herhangi bir şey yapmadım,bunu anlamalısın. neden yalnızca benimle anlaşmayı denemiyorsun? o kadar inatçısın ki,bazen sana katlanamıyorum."
"peki ya sen neden benimle anlaşmayı denemiyorsun Sukuna? inan bana,bazen bende sana katlanamıyorum. senin bakış açından bakılırsa sen her zaman haklısın,her zaman en doğru olanı yapıyorsun. benim duygularımı umursamıyorsun."
kaçırdığı bakışları tekrardan beni buldu,bense kollarımı çaprazlamıştım ve açıkça şu anda yaptığımız konuşmanın hoş sonlanmayacağını anlamıştım. "duygularını umursuyorum." alçak bir ses tonuyla mırıldandı. "neden bunu anlamıyorsun? seni,duygularını umursuyorum. seni hayatımın tam ortasında tutuyorum,seninle beraber yaşıyorum,benden daha fazlasını mı bekliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asistan. | ryomen sukuna
FanfictionAnd drags you along, She might want a kiss, Before the end of the song. Because love can burn like a cigarette, And leave you with nothing.