•
"bekle,seninle konuşmam gereken bir şey var."
duraksadım,tutunduğum kapı kolunu bıraktım ve yanımda oturan sukuna'ya baktım. sukuna'nın annesi ve babasıyla yediğimiz akşam yemeğinden sonra beni eve bırakmıştı,eğer sukuna'nın bunalıp homurdanmalarını saymazsak açıkçası güzel bir yemekti. zaten yemekten saatin geç olduğu ve babamın beni merak edeceği yalanını söyleyerek beni de alıp erkenden kaçmıştı.
"umarım beni kovuyorsundur."
kıkırdadı,bakışları bana doğru döndü ve yanağımdan bir makas aldı. "senden daha iyi bir asistan bulduğumda kapının önünde olacaksın,merak etme."
bana dokunduğu için yanaklarım kızarırken söylediği şeye aldırmadım,her zaman yaptığı komik olmayan esprilerden sadece bir tanesiydi. "tazminatımı ver ve söz veriyorum beni bir daha görmeyeceksin."
başını arkaya yasladı ve derin bir nefes aldı. "seni asla bırakmam aptal asistan."
yutkundum,bakışlarımı kaçırdım. ah,neden böyle şeyler söylüyordu? ya da ben neden onun ciddi olmadığını bildiğim halde utanıyordum? bana neler oluyordu böyle?
"her neyse,söyleyeceklerimi not al. ajandan yanında mı?"
başımı salladım ve çantamdan iş için kullandığım ajandamı çıkardım,muhtemelen işle alakalı bir şeyler not aldıracaktı.
"dinliyorum."
bakışları yanaklarıma kaydı,kaşları biraz çatıldı ve merakla bana baktı. "neden kızardın? yoksa sıcakladın mı?"
mekanik bir ses duyduğumda arkamdaki cam yavaşça açıldı,tanrım.. domatese dönmüş olmalıydım. sadece aynı arabada yanyana oturuyorduk,benim ne sorunum vardı gerçekten?
"şey,evet.. biraz sıcakladım,teşekkür ederim."
gülümsedi,yemin ederim ki bu tebessümde imalı bir şeyler vardı.. sonuçta patronumu tanıyordum. "evet,dinliyorum. işle ilgili değil mi?" dedim siyah kalemi yazmaya hazır olarak parmaklarımın arasında tutarken.
"yok,çocukluğuma ineceğiz de o yüzden not almanı istedim. ne kadar aptalsın."
"tch.." dişlerimi sıkıp ona baktım,onun tipik gıcık tavırlarından bir tanesine maruz kalıyordum. bana doğru biraz daha yaklaştı ve gözlerini devirdi. "aptal asistan.."
"sen gerçekten-"
"iş gezisine çıkıyorum." lafımı böldü ve sadece karşı tarafa odaklandı,bana bakmıyordu. kaşlarım aşağıya indi,uzun zamandır bir iş gezisi planlamamıştı.
"nereye gidiyoruz?" diye sordum merakla.
"senin geleceğini kim söyledi?"
gözlerim şaşkınlıkla büyüdü,iş konusunda onun poposundan bir saniye bile ayrılmama müsaade etmezdi. bu yüzden şaşırmıştım. "yalnız mı gideceksin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asistan. | ryomen sukuna
FanfictionAnd drags you along, She might want a kiss, Before the end of the song. Because love can burn like a cigarette, And leave you with nothing.