Bu bölümde cinsel tasvirler ve diyaloglar bulunmaktadır!
*"Ne oluyor Sirius?"
Adam hızlıca içeri daldı.
Pek tedirgin görünmüyordu ancak hızlı olmalıydı."Yunanistan'daki davayı hatırlıyor musun? İşte..Sebastian ipi bırakmamış. Babanı hapse tıktırmakta niyetli.
Tekrar çağırıldık.""Yani..."
"Evet, hadi hazırlan. Gidiyoruz."
James de olanı yeni öğreniyordu.
Sirius adama baktı ve James başını sallayarak onayladı.
Elizabeth artık ona gelip gelmeyeceğini sormuyordu bile. Çünkü geleceğinden emindi.Hızlıca bir bavul hazırladı ve evden çıktılar.
Üçü birlikte Sirius'un önceden ayırttığı vagona atladılar. Yolculuk onları bekliyordu.
Hepsi sessizdi, kimseden çıt çıkmıyordu.
James gazeteleri karıştırıyor, Sirius kitap okuyor ve Beth dışarıyı seyrediyordu.
Sıkıntıdan parmaklarıyla bacağına ritim tutuyordu.
Bunu o kadar sık periyotlarla yapıyordu ki bundan sonra bacağının moraracağını fark etmeyecekti.
Daha fazla dermanı kalmayınca kafasını soğuk cama yaslayıp kestirdi.*
Gözlerini sıcak bir sesle açtı.
Sirius onu uyandırıyordu. Ne kadar uzun süre uyumuştu? Çünkü Atina'ya varmışlardı."Uyan sevgilim."
"Geldik mi?"
Kız gözlerini zorlukla açtı.
Fazla uykunun da vermiş olduğu ağırlıkla yavaş yavaş kendine geldi.
İnce bacaklarına serilmiş battaniyeye baktı."Bacakların buz gibi olmuştu. Üşümüştün."
"Teşekkür ederim...Seni seviyorum."
Adam başını öpüp kokladı.
Belki kelimeler ağzından çıkmadı ama onun yerine tatlı bir öpücük verdi.
James içeri girdiğinde Beth çoktan hazırlanmıştı.
Birden aklına Agnes yan kuzeni ile olanlar geldi."James..geçen gün Agnes yolumu kesti.."
Adam ismi duyar duymaz kıza hızla döndü.
Kaşlarını çattı, devamını bekledi."Bir şeyler söyledi...Buralardan gitmem ile ilgili. Rüyalarında görüyormuş, Yunanistan'a bile dönme dedi."
"Agnes...demek öyle. Bilemiyorum Beth bu kız her ne kadar annesi ve ablası gibi olmasa da güven olmaz."
Adamın içine yine de kuşku düşmemiş değildi. Pek umursamıyor gibi görünerek vagondan çıktı.
Erkekler gerekli işlemleri yaparken Elizabeth perondaki insanları inceliyordu.
Kimi sevgilisinden ayrılıyordu kimi ailesinden.
Çoğu mecburiyetten. Kız ömrü boyunca bu duyguları bilemeyecekti çünkü onun ne bir ailesi ne de bir mecburiyeti vardı.
Hayatta bağlandığı tek tük şey vardı. Gelecek planladığı ise tek kişi.
Onu kaybetmekten, terk edilmekten korkuyordu."Sirius'u asla bırakmayacağım asla asla.."
Takıntılı ve major duygular bu konuda onu sarıyordu. Ne olursa olsun ama ikimize bir şey olmasın düşüncesi ile ona gelen adama beklenti içinde sordu:
"Sirius beni hiç bırakmayacaksın, söz ver."
Şimdi bu nereden çıkmıştı ki?
Her geçen zaman kızın kalbini daraltıyor içine kuşku düşürüyordu.
Bu yüzden belki de bir şeyleri hissetti ya da gerçekten paranoyaya bağladı. Gerçekten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Five Nights at Tenebris [𝐒𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤]
Fanfic"Hava ne kadar kapalı değil mi? Sanki olacakları anlamış gibi." * A Sirius Black Fanfiction. #sirius 1st [08/03/2024]