9| "Ortak olmasına gerek olmayan zevkler"

217 39 17
                                    

Beomgyu hyungla konuşmamızın ardından gariptir ki Soobin bir anda gelip kapıyı açmıştı bize. Muhtemelen pek sevgili arkadaşım en başından beri kapının önünde bizi dinliyordu yani.

Soobin bizi çıkardıktan sonraysa ikimiz de bir şey diyememiştik. Beomgyu hyung zaten çoğu zaman çekingendi de normalde kolay kolay utanmayan ben o an konuşamamıştım ve bu garipti.
Hayatımda ilk kez birine karşı bu kadar çekingen davranıyordum.

Tanrıya şükür Soobin konuşacak konu açtığı için üçümüz normal sohbet etmiştik. Sonrasında da muhtemelen bizim baş başa kalırsak tek kelime edemeyeceğimizi anladığı için beni de peşinden çekiştire çekiştire götürmüştü.

Dün gece Soobin'le kendi aramızda bir kutlama bile yapmıştık. Ama bir şeyler ters gibiydi.
Yani evet, ikimiz de açılmıştık ama sevgiliyiz denebilir miydi ki?

Soobin'le dün bunu da konuşmuştuk. Daha doğrusu ben bunu sorduğum gibi kafama vurarak soruma "sen aptal mısın tabii ki sevgilisiniz" cevabını vermişti bir nevi.

Bu sabah hyungla telefonda konuşmuştuk. İkimizin de boş olduğu zamanlar çok az olmasına rağmen bugün o günlerden biriydi.
Eh, artık beraber olduğumuz için de bu boş günü dışarı çıkarak değerlendirmeye karar vermiştik.

Evden çıktığım gibi yüzüme vuran soğuk hava uykulu halimden eser bırakmamıştı. Heyecandan pek de uyuyamamıştım açıkçası. İlk kez dışarda buluşmuyorduk ama sonuç olarak şu anki bizim ilk randevumuzdu. Yani, bence böyleydi en azından.

Bence hyung da bunun sıradan bir buluşma değil de randevu olduğunu düşünüyordu.

Arabama binip Beomgyu hyungu almak için evine doğru sürdüm. Bugün nasıl geçecek diye düşünmeden duramıyordum; neler yapacak, nereye gidecektik mesela?

Pek de ortak zevklerimiz yoktu sanırım. Ama benim için çok da önemli değildi bu tabii ki. Hyung ne yapmak isterse ben ona uyardım.

Beomgyu hyung sevdiği şeylerle ilgilenirken gözleri ışıldıyordu resmen. Aslında buna başka kişilerde de şahit olmuştum ama onun gözlerinin parladığını görmek hepsini unutturacak kadar güzeldi.

Beomgyu hyungla ilgili her şey nefes kesici bir güzelliğe sahipti.

Evine geldiğimde yolun kenarında beni bekliyordu. Şu an yalnız, birkaç gün öncesine kadarsa Soobinle yaşadığım müstakil eve kıyasla Beomgyu hyung bir apartmanda yaşıyordu.

Ah, apartmanın önünde Kai ile beraber beklediğini söylemiş miydim?

Kai ile doğrudan çok konuşmuşluğum bile yoktu ama sevemiyordum onu. Bilmiyorum, ileride soruna neden olacakmış gibi hissettiriyordu bana.
Bunun yanı sıra kıskanç biri olmamın da etkisi vardı elbette.

Tanrı'ya şükür ki kıskançlığını dışarı yansıtan tarzda biri olmamıştım hiçbir zaman.
Kıskanmak benim çevremde sadece bana zarar veren bir şeydi, birini kıskandığında o kişiyi kısıtlayan biri değildim. Genelde sorunu kendimde arardım çünkü.

Her şeyde sorunu kendimizde aramak da doğru değildi tabii aslında. Ama sonuç olarak başkalarına zarar vermektense kendimize zarar vermek bir tık daha vicdanı rahatlatan bir davranıştı bence.

Kısacası, Kai'yi kıskansam da bir yandan iyi geçinmeye de çalışıyordum. Çünkü ister onu seveyim ister sevmeyeyim Beomgyu hyungun en yakını oydu. Hyungla beraber olmayı istiyorsam onun hayatına da saygı duymam gerekliydi sonuçta.

chasing that feeling ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin