Dünyanın en zor işi birine ondan hoşlandığınızı söylemekti.
Sanki herkes bu haftayı bekliyormuş gibiydi. Pazar günü Soobin ve Yeonjun hyungun ısrarlarıyla açılmaya karar vermiştim.
Ve bugün günlerden cumaydı.
Beş gündür bırakın açılmayı Beomgyu hyungla baş başa bile kalamamıştım. Bir de üstüne önceden yanında hiç görmediğim insanlarla gördüm onu, salı günü beni onlarla tanıştırdı. Birkaç yıl önce bizim okuldan mezun olmuş arkadaşları varmış meğerse.
Beomgyu hyungun düşündüğümden daha sosyal olduğunu fark etmiştim bu hafta.
Benim de arkadaşlarım vardı elbette ama asıl arkadaşım diyip her şeyimi anlatabileceğim sadece Soobin vardı.
Oysa Beomgyu hyungun yanında gördüğüm herkes onunla aynı yakınlıkta gibiydi. Ve bahsettiğim herkesle olan bu yakınlık Soobin ve ben kadardı.Bunu fark ettiğim an herkes gibi olmak istemediğimi de fark ettim.
Hyung benim için diğerlerinden farklıydı, ben de onun için öyle olmak istiyordum.Günler birer birer geçtikçe ve ben hyungla bir türlü yalnız kalamayınca zar zor elde ettiğim tüm cesaretim yok olmuştu.
Şimdiyse her zamanki gibi Soobin bana 'sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın' konulu konuşmasını yapacaktı sanırım.
Öğle arasıydı, Beomgyu hyung Kai'ye söz verdiği için dışarı çıkmıştı ve Soobin de bu vakti basketbol oynamaktansa konuşarak geçirmemizin daha iyi olacağını söylemişti.
Bu yüzfen boş sunıflardan birindeydik. Üzerine oturduğum masanın hemen yanında cam vardı.Bilerek böyle oturmuştum, hyung geldiğinde hemen söylemek istiyordum artık. Biraz daha beklersem elimde kalan ufacık cesareti de kaybedecektim yoksa.
"Niye söyleyemedin hala?" Soobin hayıflanır gibi konuşmaya devam ederken elimdeki kağıttan uçakla oynuyor bir yandan camdan dışarıyı izliyordum.
"Bu hafta çok meşguldü. Hiç yalnız kalamadık."
"Geçen gün kütüphanede yalnızdı?"
"Ödev yapmak için gitmişti, çalışmasına engel olmak istemedim." dedim hazırcevaplılıkla.
Soobin bana alınmış gibi baktı elbette çünkü o ne zaman ders için kütüphaneye gitse onu rahatsız ederdim. Beomgyu hyung konusunda bunu asla yapmamıştım oysa.Dediğim gibi, hyung benim için farklıydı. Soobin onu sinir etsem de benimle konuşmayı bırakmazdı, alınsa bile kalbini geri kazanırdım veya.
Ama Beomgyu hyung nasıl tepki verir veya sonradan aramız bozulur mu kestiremiyordum.
Riske atmak da istemiyordum doğal olarak.Ayrıca, Beomgyu hyung hep 'düzgün' insanlarla takılıyordu. Yani düzgünden kastım işte bilirsiniz; daha kültürlü, daha ciddi ve sakin insanlardı. Ve ben bu saydıklarımın tam tersiydim sanırım.
"Ya benden hoşlanmıyorsa?" dedim aklımdaki düşüncelerin verdiği karamsarlıkla. "Niye hoşlanmasın, mal mısın Taehyun?" Soobin tam bir en yakın arkadaştı. Teselli ederken bile dövecek gibi konuşuyordu.
"Yani, bilmiyorum... Ben pek de onun seveceği biri değilmiş gibi hissediyorum."
Başımı kaldırıp Soobin'e baktım tepkisini görmek için. Tanıştığımızdan beri ilk kez böyle özgüvensizdim karşısında. Bunu o da fark etmiş olacak ki cevap vermeden önce gülümseyip omzumu sıktı.
"Sevilmeyi hak ettiğin gerçeğini değiştirmiyor bunların hiçbiri." Omzumdaki elini çekip benim elimdeki kağıt uçağı aldı. "Hem sen gayet iyi birisin Taehyun, aynı şeylere ilgi duymuyorsunuz diye böyle düşünüyorsun. Ama zıt kutuplar birbirini çeker diye boş yere demiyorlar sonuçta, unutma." Benden aldığı uçağın içine bir şeyler yazdığını görsem de okuyamamıştım oturduğum yerden.
Zaten Soobin konuştukça üzüldüğümü hissetmiştim. Sandığımız gibi benden hoşlanmıyorsa arkadaş kalabilir miydik ki?
Beomgyu hyungu kaybetmek en çok korktuğum şeydi sanırım.
Dışarıyı izlemeyi kesip zemine bakmaya başlamıştım ki Soobin az önce uçak şeklinde olan kağıdı buruşturup top halinde bana uzatmıştı.
"Al bunu, gözünü kapatıp camdan fırlat."
"Ne?"
"Fırlat işte."
Zorla elime tutuşturdu top şeklindeki kağıt parçasını. "İyi, tamam da niye atıyorum?" dedim kağıdı ona işaret edip.
"Korktuğun her şey bu kağıtla beraber gidecekmiş gibi düşün. Metafor yani bu kağıt anladın mı şimdi?"
Şimdi daha mantıklı gelmişti işte. Topu açık camdan fırlatmaya hazırlanmıştım ki Soobin bileğimi tuttu, "Gözlerini kapat. Yoksa olmaz" dedi.
Dediği gibi yapıp gözlerimi kapadım. Elimdeki şey kağıt değilmiş de son günlerde beni rahatsız eden her şeymiş gibi düşündüm. Kağıdı sertçe fırlattım bahçeye doğru.
"Gözün açık atsan bu kadar iyi atamazdın, Taehyun. Aç da nolduğuna bak." Soobin'in gülüş sesiyle birlikte gözlerimi açıp cama doğru eğildim.
Attığım kağıt Beomgyu hyungun ayağının dibine düşmüştü resmen. Bir de üstüne hyung bunu fark edip kağıdı yerden almıştı.
Hatta içini açıyordu.
Bir dakika. İçini açıyordu, değil mi?Muhtemelen herhangi birinin yapacağı bir şeydi bu. Normal bir şeydi benim için de.
Ta ki Soobin'in kağıdı bana attırmadan önce içine bir şey yazdığını hatırlayana kadar. O ana kadar çok normaldi.
"Ne yazdın kağıda? Kağıda ne yazmıştın?" ısrarla Soobin'e soru sorsam da gülüp omuz silkiyordu yalnızca.
"Onu da seninkine sorarsın artık."
Soobin'i hipokrat yemini etmeden önce bir gün kesinlikle öldürecektim.
——
bu da geçiş bölümüydü✨✨
normalde uzatacaktım da çok uzun yapmamak daha iyi gibi geldi çünkü bu kurgu genel olarak düşünce ağırlıklı yani uzun bölümler sıkabilir diye düşündüm✨
kağıdın içinde ne yazdığını boş verin de bence hepimiz farkındayız ne yazıyorsa da hepsinden seni seviyorum anlamı çıkacağından😊🥰😇
ctf soobin'e aşığım ya ben o da olmasa bizim iki aşık kavuşamayacak bi türlü🤡
bu bölüm olacaklar demiştim de o iş yattı biraz
ama söz bi sonraki bölüme yapıyoruz (şüpheli💀)bu kurgudaki karakterleri cidden seviyorum bu arada. Tae zaten genel olarak benim kendi hayatımdaki düşüncelerimi yansıttığı için baya yakın hissediyorum kendimi. Beom da bir şeyleri düzgün tutmak için çok çabalayan tarzda biri olduğu için seviyorum falan🦋
Soobin'i niye sevdiğimi açıklamaya gerek bile yok kurgunun eğlencesi neşesi her şeyi valla ya💃🏻
fav çocuğumuz soobin bu saatten sonra🥰🥰
ay bu arada taehyun'un düşüncelerine dikkat edin ileride olaylar bu düşüncelerden kopacak zaten ✨
çünkü farkındaysanız taehyun başta çok özgüvenli gibi davranıyordu ama çevresinde ve kendi içinde genel olarak hep bi sorun var (zamanla daha da anlaşılacak demek istediğim)
neyse iyi akşamlarr✨💃🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chasing that feeling ✔︎
Hayran KurguDoğduğundan beri DADS hastalığı yüzünden acı hissetmeyen Choi Beomgyu ve acısız hayatının ilk aşkı Kang Taehyun. düz yazı [fluff] © kupsel | 250124 - 270524