"Hastanede olmaman sorun olmayacak mı?"
Yeonjun hyungun bana uzattığı sudan bir yudum içip bardağı sehpanın üstüne koydum. Yaklaşık bir saat önce Soobin odaya çıkmıştı. Durumu gerçekten iyiydi, öyle ki çok kısa bir süre yoğun bakımda kalması gerekmişti.
"Annesi varken gözükmesem daha iyi." dedi karşımdaki koltuğa otururken. Odaya çıktığı sırada annesi gelebilmişti. Uzakta yaşadığı için tüm geceyi yolda geçirmek zorunda kalmıştı. Yeonjun hyung annesinin geldiğini duyunca Soobin'le sonradan konuşmanın daha iyi olacağını düşünmüştü anlaşılan.
Soobin'in annesiyle sorun yaşadığını anlamak çok da zor değildi.
Sanırım ikimiz de ilişki yürütme konusunda berbattık.
"Beomgyu'ya odaya gittiğinde ne dedin? Sen odasından çıktıktan sonra direkt eve gitmek istemiş."
Söylediğim bir iki cümleden oluşan konuşma zihnimde canlandığı gibi tekrar içime tanıdık sıkıntı gelmişti. Soobin yaptıklarımı duysaydı beni döve döve onun yanına götürür, yine aynı şekilde döve döve barışalım diye yalvarmama neden olurdu muhtemelen.
"Ayrılmak istediğimi söyledim." dediğimde Yeonjun hyung içtiği kahve yüzünden öksürmeye başladı. "Ne? Ben seni oraya adam akıllı konuşun diye yollamıştım, ayrılın diye değil!" Sitem edişiyle oflayıp arkama yaslandım. Ben de farkındaydım aptalca davrandığımın ama Kai'nin söyledikleri ve diğer şeyler aklımdan çıkmıyordu resmen.
Yeonjun hyungun iç çekişini duyduğumda ona doğru baktım. Elindeki fincanı az önce benim yaptığım gibi sehpaya bırakıp yanındaki minderi kucağına aldı.
"Soobin'in neden kaza yaptığını biliyor musun Taehyun?"
Başımı hayır anlamında salladığımda tebessüm edip gözlerini kaçırdı. Kucağındaki minderle oynamaya başlamıştı.
"Benim yüzümdendi."
Diyecek bir şey bulamadığım için sessiz kalmıştım. Gerçekten bunu kastettiğini düşünmüyordum açıkçası ama bunu bile söyleyememiştim ona.
"Onu aradığımda araba sürüyordu. Annesiyle alakalı bir şey yüzünden kavga ediyorduk, daha doğrusu ben olayı büyüttüğüm için kavga ettik." Dikkatle dinliyor bir yandan kendi durumumla kıyaslamasını yapıyordum. Bizimki de benzerdi. Ben Kai'nin söylediklerini kafamda bu kadar büyütmüş olmasaydım bu hale gelmeyeceğimiz kesindi en azından.
"Araba sürdüğünü bilmeme rağmen olayı büyütüp durdum. Eve gelmesini bile beklemedim." Bir süre durup konuşmadı. Bana bakmaya başladığında içindeki suçluluğu gözlerinden okuyabiliyordum.
"Kaza yaptığını anladığımda, acile geldiğinde bunun gerçekten son olmasından o kadar korktum ki. Beraberken üzülebiliriz ama ayrıyken daha da üzüleceğiz diye düşündüm."
Birkaç gün önce sahilde Soobinle konuşmamın ardından benim de aynı şeyleri düşündüğümü hatırladım. Ayrıyken daha çok üzüleceksek beraber kalmaya devam etmek daha mı iyiydi?
Kesinlikle daha iyiydi.
Yeonjun hyungun demek istediklerini anlamıştım. Tekrar konuşmaya başlamıştı ki telefonu çalınca durdu. Aramayı açtığında hoparlörden odanın içinde duyduğum sesle kalbim duracak gibi olmuştu sanki.
"Merhaba Yeonjun hyung, Soobin nasıl oldu?"
Beomgyu hyungun en son birkaç saat önce hastane odasında duyduğum sesini o birkaç saatte bile ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Tıpkı sesinin normalden kısık çıktığını fark ettiğim gibi.
"Gayet iyi, şu an odaya çıktı hatta."
Beomgyu hyungun sevindim sözü duyuldu odada. Ardından bir sessizlik oldu. Üçümüz de farkındaydık, hyung bir şey söylemek istiyor ama buna çekiniyordu.
"Başka bir şey var mı Beom?" dedi Yeonjun hyung biraz daha rahat olabilmesi için.
"Aslında..." Yeonjun hyungla göz göze geldim. "Taehyun'a özür dilediğimi ve evde onu beklediğimi söyleyebilir misin?" Olduğum yerde sessizce gülmeye başladım. Gülüşümün arasında gözümden akan yaşların farkındaydım.
"Söylerim tabii. Eminim en kısa sürede yanına gelecektir."
Birkaç görüşme cümlesinin ardından aramayı bitirdiğinde Yeonjun hyunga baktım. "Üzülmeyi hak etmiyorsunuz, biliyorsun." Başımı sallayıp gözlerimi sildim.
"Bu arada Taehyun, hemen yanına gitsen iyi olur."
Tam olarak neyi kastettiğini anlamadığım için kaşlarım çatılı hale gelmişti hemen.
"Beomgyu acı hissetmediği için üzüldüğünde kendini cezalandırmak için vücuduna zarar vermeyi seçiyor anladığım kadarıyla. Kamera görüntülerine baktığımda merdivenden yanlışlıkla düşmediğini gördüm. Ve biliyorsun saatlerdir evde tek başına duruyor."
Oturduğum yerden kalktım. Kimin ne düşündüğünün önemi yoktu.
Beomgyu hyung üzülmeyi hak etmiyordu.
-----
Medyadaki şarkı Sena Şener - Bak Bana
bu bölümü yazarken acaba ctf için playlist mi yapsak diye düşündüm ama emin olamadım
ayrıca şuraya da bir şiir bırakmak istiyorum bence son birkaç bölüme uyuyor
Attila İlhan - Aysel git başımdan
sonraki bölüm barışıyorlar artık yeyy🥺🥳
GÜNEŞLİ SOFT ZAMANLARIMIZA DÖNÜYORUZ ARKADAŞLAR SONUNDAAA🥺🥺🥺🥺🌟🌟🌟🌟
iyi gecelerrr✨✨💃🏻💃🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chasing that feeling ✔︎
Fiksi PenggemarDoğduğundan beri DADS hastalığı yüzünden acı hissetmeyen Choi Beomgyu ve acısız hayatının ilk aşkı Kang Taehyun. düz yazı [fluff] © kupsel | 250124 - 270524