Asi'nin duyduğu bu cümle karşısında gözleri dolu dolu olmuştu.
Hayatında ikinci kez birine tam güvenmişken darbe yiyordu.
Mahir ise o an Asi'ye baktı ama ne diyeceğini bilemedi. Sadece verdiği tek tepki acıyla yutkunmak oldu.
Narin ise Mahir'in aksine zafer kazanmış bir ifadeyle gülümsüyordu.
Tahir dahil herkesin gözü Asi'nin üzerindeydi. Asi de ayağa kalktı ve ikisine birden zoraki gülümsemeyle bakarak " Hayırlı olsun, dilerim çok mutlu olursunuz. " Dedi.
Mahir o an onun gözlerinin içine baktığında sevdiği kadının gözlerindeki o hayal kırıklığını, acıyı, öfkeyi gördü.
Asi ilk zamanlarda da ona öfkeyle bakardı. Ama bu seferki başkaydı. Gözlerinde adını henüz koyamadığı bir ifade vardı.
Asi'ye bakarak başını iki yana özür dilerim der gibi salladı. Şu an içinden onun elinden tutup, götürmek. Seni seviyorum, hiç bir şey düşündüğün gibi değil demek geçiyordu.
Ama yapamadı. Öylece durup Asi'ye baktı. Asi de ona son bir kez baktıktan sonra da yavaşça arkasını döndü.
O gururlu bir kadındı. Öyle ki burada daha fazla duramayacağını anlayınca hızla oradan ayrıldı.
Herkes şok içinde birbirine bakıyor bir anda ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Asi mekandan çıkarken adeta bir ölüden farksızdı. O bir yaşayan ölüydü. Kalbi az önce güvendiğini sandığı adam tarafından paramparça olmuştu.
Yürüdü yürüdü. Öylece nereye gittiğini bilmeden yürümeye devam etti. Evine gitse ne olurdu acaba?
Ailesi ne tepki verirdi. Sahi onun evi neresiydi? Etraf saat geç olduğu için sessiz ve karanlıktı.
Her an biri karşısına çıkıp ona zarar verebilirdi. Asi bunu bilse de başka çaresi yoktu.
Hem kim ona Tahir ve Mahir den başka zarar verebilirdi ki. En büyük kötülüğü hayatında bulunan iki adam yapmıştı.
Asi'ye bir an olsun acımamışlardı. Biri canından çok sevdiği, onun için her şeyi göze alan sevgilisi. Diğeri ise ona sürekli zulüm ettiği yetmezmiş gibi üstüne üstlük bir de kuma getiren...
Rüzgar saçlarını uçuruyordu. Ama o bunun farkında değildi. Ilık ılık tenini okuşuyordu.
İlk önce gök gürledi. Ardından da peş peşe şimşek çaktı. Ardından da var gücüyle yağmur yağmaya başladı.
Sanki Asi'nin o anki üzüntüsünü, hayal kırıklığını alıp götürmek ister gibi adeta şiddetle yağıyordu.
Asi ıslansa da bunu önemsemiyordu. O sırada ise Asi'nin peşinden çıkan Tahir de arabasına atlayıp Asi'yi aramaya koyulmuştu.
Ne yaşarlarsa yaşasınlar Asi, onun sevdiği kadındı. Ona değer veriyordu ve bu hep böyle olacaktı.
Bir yandan Asi'yi gözden kaçırmamak adına hızla etrafa bakarken bir yandan da kendi kendine " Neredesin Asi? Allah'ım ne olur düşündüğüm şey olmasın!" Diye söyleniyordu.
En sonunda hemen az ötesinde arkası dönük ağır ağır yürüyen genç kadını fark edince gözlerini kıstı ve " Asi!'" dedi.
Evet evet bu oydu. Asi'ydi. Ona geldiğini haber vermek için de dörtlüleri yakarak peş peşe kornaya bastı.
Niyeti genç kadını korkutmak değildi. O yüzden de genç kadına biraz daha yaklaştığını anlayınca da camı açıp " Asi!" Diye bağırdı.
Asi de kendisine seslenen kim olduğunu görmek için yavaşça başını çevirip yola baktığında o an gördüğü kişiyle donakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi- Bir Mardin Hikayesi
ChickLitBir tarafta 3 kardeşi olan güzeller güzeli Asi, diğer tarafta ise toprakların sahibi aşiretin oğlu olan Mahir.... Asi, görücü usulü olarak tanıştığı adam, Mahir'e aşık olduğunu nereden bilebilirdi.