Asi o an merdivenlerden inmeye başladı. Mahir'in de gözleri kadının üzerindeydi.
İçten içe kendine kızıyordu. Buraya gelirken de ne diyeceğini defalarca kafasında ölçüp tartmıştı.
Ama işte insan sevdiğini görünce dili lal oluyordu. Kalbi o sırada devreye giriyordu.
Mahir de deyim yerindeyse tam bu durumu yaşıyordu.
Asi'nin gözlerine uzun uzun baktı. Niyeti genç kadına kendini ispatlamaktı.
Ben isteyerek yapmadım. Annem benden habersiz kızı kolundan tutup eve getirmiş demek istiyordu.
Ama bir yandan da Asi'nin yalan söylediğini düşünüp ona inanmamasından korkuyordu.
Bütün gözler ise o an Asi'ye dönmüştü.
Hepsi nefesini tutmuş bir halde genç kadının ne diyeceğini merakla beklemeye başladı.
Yerinde durdu ve " Asi, benim güzel eşim. Eve geldiğimde sen gitmiştin. Annem senin gittiğini söyledi. İnan o an kafayı yemek üzereydim. Aramadığım yer kalmadı. Sonra aklıma burası geldi. Ben gerçekten böyle olsun istemezdim." Derken Asi o an Mahir'e baktı ve soğuk bir ses tonuyla " Neden geldin?" Diye sordu.
Mahir ise o an ilk defa üşüdüğünü hissetti. Yüzünde acı dolu bir gülümseme takınarak " Bak düşündüğün gibi değil. Hadi evimize gidelim. Ben sana her şeyi tek tek açıklayacağım. " Dedi.
Bir yandan da Asi'ye doğru hızla yürüdü ve kolundan tutup onu zorla dışarıya çıkartmaya başladı.
Asi de bir yandan da gelmemek için debelenirken diğer yandan da "Bırak beni. İstemiyorum. " Diye cevap verdi.
Tam kapıya gidiyorlardı ki o sırada Mahir'in kolu bir el tarafından tutuldu.
İki genç de dönüp kimin olduğunu görmek için baktıkları sırada ise karşılarında kaşları çatık onlara bakan Asi'nin abisi Davutu buldular.
Davutun sinirden çenesi seğirmişti. Mahir'in kolunu sert bir şekilde tuttu ve "Hop, delikanlı! Ağır ol, kardeşim seni istemiyor işte. Duymadın mı? Sağır mısın?" Diye sordu.
Mahir de sinirle Davut'a baktı ve "Siz, karışmayın. Bu, Asi'yle benim aramda olan bir mesele." Dediğinde ise Asi'yi tam arabaya bindiryordu ki o an kolu bir kez daha tutuldu.
Davut bu sefer de Mahir'in yüzüne bir yumruk atmasıyla Mahir kendini yerde buldu.
Herkes o an şok olmuştu. Hatta Asi bile bunu beklemiyor olacaktı ki korkuyla bir yerde yatan Mahir'e bir de abisine baktı.
Abisi ise " Bana bak, bir daha seni burada görmeyeceğim. Yoksa bu seferlik yarım bıraktığım işi tamamlarım. Kardeşimden uzak dur, Mahir efendi!" Diyerek onu uyardı.
Ardından da Asi'nin kolundan tutup onu eve doğru sürüklemeye başladı.
Ama Asi yerinden kıpırmadı. Davut sinirle Asi'ye baktı ve
" Asi, yürü dedim sana. Herkese zaten yeterince rezil olduk. Daha fazla olmayalım." Dedi.Asi de o an derin bir nefes aldı ve abisine bakarak " Abi, izin ver. Son sözümü söyleyeyim. " Dediğinde Davut da sinirle tam " Asi! " Diyordu ki Asi elini kaldırıp onu susturdu.
Abisine baktı ve " Sadece beş dakika. Hem o bana siz varken hiç bir şey yapamaz." Dediğinde Davut bir süre durup düşündü.
Asi de o an onun gözlerinin içine yalvarır gibi baktığında ise Davut da el mahkum başını tamam anlamında salladı.
Ardından da Asi'ye bakarak
" Bir şey olursa seslen. Hemen gelirim. " Diyerek eve girdi.Asi de Mahir'e baktı. Acıyla gülümseyerek başını iki yana sallayarak
" Ben, seninle hiç bir yere gelmem. Orası benim evim değil. Benim mezarım. Ben yaşarken öldüm. Sen benim sevdiğim adamı ölüme terk ettin. Yetmedi üstüne üstlük beni zorla eşin yaptın. Ben en başında senin eşin olmayacağım demiştim. Ama sen beni dinlemedin. O da yetmezmiş gibi beni anneliğimden vurdun. Benim üzerime kuma getirdin. Şimdi gelmiş bana hadi evimize gidelim diyorsun." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi- Bir Mardin Hikayesi
ChickLitBir tarafta 3 kardeşi olan güzeller güzeli Asi, diğer tarafta ise toprakların sahibi aşiretin oğlu olan Mahir.... Asi, görücü usulü olarak tanıştığı adam, Mahir'e aşık olduğunu nereden bilebilirdi.