15.Bölüm

127 29 13
                                    

Lisa uyuyamamıştı. Nasıl uyusundu? Kont Wellingtonu o hale getiren nedeni düşünmeden edemiyordu. Adam orada yaşanan birkaç dakika ardından kalkmış kendisini odasına kapatmış bir daha da çıkmamıştı. Hoş, yemekten sonrasıydı. Mathew bir bakıma kendi rutinini yerine getirmişti. Yine de Lisa sürekli onu düşünmüştü. Mutfakta yaktığı cılız mum alevinde kendisine ısıttığı bir bardak sütü içmeye çalışırken öte yandan lord Victor'un da oldukça öfkeli olduğunun ve muhtemelen kötü bir abi kardeş kavgasından çıktıklarının farkındaydı. Genç kız iç geçirerek mutfağın arka bahçeye açılan kapısı önünde duran,   Jhonathan'ın yukarıdan topladığı kırık tablo parçalarının konduğu çuvala baktı. Tüm sorun o tablo muydu? lisa bir müddet daha bardağı ile ilgilendikten sonra merakına yenik düşerek -ki başına ne geliyorsa merakından gelirdi- ayağa kalkıp kırılan çerçeve parçaları içerisinden ikiye bölünmüş tuvali çıkarttı ve mumun altına serdi. Genç kız başta anlamlandıramamış olsa da tuvalin yırtık parçasını eli ile düzleştirdiğinde genç kadının bebeğiymişçesine emzirdiği yaşlı adamı gördüğünde gözleri irice açıldı ve bedenini saran utanç duygusu ile yanındaki bardağa çarparak düşüp kırılmasına neden oldu. Lisa parçalanan bardak ile ilgilenmek için yere eğildiğinde ellerini taş zemine ardından yüzüne bastırmıştı. şüphesiz bu çirkin, ahlaksız tablo kavga sebebiydi lakin tabloyu satın alıp getiren lord Wellingtondu. Genç kız ahlaksızlığı da, kendisine rahip diyen yetişkinlerin küçük kızlara neler yaptıklarını da biliyordu. Bayan Ewans ta onlara anlatmış ve gidecekleri yerlerde bu tip durumlardan olabildiğince uzak durmalarını öğütlemişti. Lisa utanmadan çocuk sahibi nasıl olunur düşünemezken bu resmedilen şey onu hepten tiksindirmişti. Telaş içinde topladığı kırıkları masadaki çuvalı aşağı çekerek içine koymaya devam etti. 

Uyku Mathew'e de uğramamış kale de onu boğar olmuştu lakin nefes alabilmek için en doğru zaman çalışanların uykuya geçtiği gece yarısıymış gibiydi. Genç adam kendisini mutfaktan arka bahçeye atmış soluğu huysuz atının yanında almıştı. Bir müddet kale dışında Victor misali rüzgarı karşısına alarak koştu lakin bu kez de nöbetçi askerlerin peşini bırakmayacaklarının farkına vardığında zaten de olanları düşündükçe gözleri sık sık görmez olduğunda geri dönme kararı almıştı. Atı ahıra bırakması ardından kapı sürgüsünü çektikten sonra ağır adımlar ile kaleye doğru ilerledi. İçten içe Victorun kendi gerçeği ile yüzleşmesinden her daim korkmuştu lakin bugün farkına varmıştı ki bu korkusuyla aynı ölçüde hareket etmemişti. İçinde bir yerlerde ona hırslandığını biliyordu Mathew lakin Victorun yanıldığı, onu kardeş bilmemesiydi. Aksine çatışsalarda anlaşamasalarda birbirlerinin dayanaklarıydı. bugüne dek. Genç adam yaptığı herşey için onu affedebilirdi lakin Victor çok daha hırslı ve kinciydi. Aralarının düzelmesi yıllar alabilirdi. Ya merhum nişanlısı? İlk aşkı? Ardından uzun müddet yasını tuttuğu kadın? Onun ile birlikteyken kardeşine mi aşık olmuştu? düşününce birlikte katıldığı balolar da da partilerde de Victorun onlarla olmasını istediğini biliyordu ve bunu hep o kendini yalnız hissetmesin diye yaptığını da söylediğini anımsıyordu. Bu hareketleri de aptal bir aşığı kendisine elbet çok daha fazla bağlamıştı. Mathew neye nasıl güveneceğini bilemez halde mutfak girişinden içeri girdiğinde ortadaki masa görevi gören ahşap ada üzerinde yanan, tükenmek üzereymiş gibi görünen muma ve hemen yanında duran çerçeveye baktı. Genç adam resmi yakıp yıkmak öfkesini ondan alabilmek için harekete geçti. 

Lisa ayak seslerini duyduğunda paniklemiş kendisini elinde tuttuğu çuval ile birlikte masa çıkıntısı altına gizlemişti. Burada oturup önündeki tabloyu gözetleyen kadın imajı vermek korkunçtu. Genç kız gözü önünde duran bir çift çizmeyi ve pelerini fark ettiğinde elini ağzına götürerek herhangi bir ses çıkmasını engellemeye çalıştı. Çizmeler bir müddet hareket etmedi ve başı tepesindeki ahşaba inen yumruk ile yerinde sıçrayıp kendini geri çekmeye çalışırken gitmemekte direnen her kim ise bıraktığı tabureye oturdu. Lisa çamurlu çizmelerinden onun Ron olduğunu var saydı. Lakin adam tek elini dizi üzerine indirdiğinde ve yumruk yaptığında Lisa iyi görebilmek adına gözlerini kısarak parmağındaki mühür yüzüğünden şu dakika önünde oturan adamın Lord Wellington olduğunu fark etti. Aksilikler Lisayı seviyordu. Her daim onunlaydılar. genç kız adamın sıkıp gevşettiği eline odaklanarak bir yandan nasıl olduğunu sorabilmek adına yerinden çıkmak isterken diğer yandan avuç içlerini paralamadan müdahalede bulunmak istedi. Aynı ellerin akşam ona sıkıca tutunduğunu düşündüğünde ise başını çevirmek zorunda kaldı. İyi ki de çevirdi çünkü lord Wellington ani bir hareket ile çizmesinin burnunu masayı tutan aynı zamanda da dolap görevi gören ahşaba bir parça da koluna değilde suratının ortasına yerleştirebilirdi. 

KARANLIĞIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin