Herkese merhaba ❤️
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmazsanız sevinirim ❤️
İnsan sevmeye başlayınca
yaşamaya da başlar.- William Shakespeare
Keyifli okumalar ❤️
, , , , , , , , , , , , , , ,
Başımın ağrısından dolayı güçlüklede olsa gözlerimi aça bilmiştim. Pencereden dışarı baktığımda havanın aydınlanmak üzere olduğunu gördüm.
İnanılmaz ağrım yüzünden ilaç almam gerekti. Dün içkiyi fazla mı kaçırmıştım acaba? Zaten kaçırsamda hatırlamadığım için fazla sorgulamadım. Yataktan çıkıp üzerime en rahatından gri bir eşofman takımı giydim.
Elimi yüzümü yıkayıp saçımı at kuyruğu yaptım. İlaç almak için odadan çıkıp aşağıya indim. Duvardaki saate baktığımda saat altıyı yirmi geçiyordu. Kimse uyanmadığı için ilaç isteyecek birisi de yoktu. İlacın nerede olduğunu da bilmediğim için en iyi fikir temiz hava almaktı.
Beynime oksijen giderse işe yarar diye düşündüm.
Kapıyı açıp bahçeye çıktığımda dışarıda iki üç koruma dolaşıyordu. Adımlayarak bahçenin ortasına doğru geldim. Hava son güne nazaran daha soğuktu. Başımı kaldırıp yukarıya baktım ve derin bir nefes aldım.
Bir iki dakika sonra bana yaklaşan adım sesleriyle beraber kafamı sola doğru çevirdim. Gelen, hatta bana doğru koşan Aliydi. Üzerinde siyah tişört, altında siyah eşofman, saçı terden ıslanmış durumdaydı.
Çok çekici görünüyordu. Bu görüntü karşısında yutkunmadan edemedim.
"Günaydın." diyerek tam önümde durdu ve gülümsedi. "Günaydın, hayırdır sen spor mu yapıyorsun?" dediğimde bir sey farkettim. Bana bakarken hep gülümserdi ama bu gülümseme çok farklıydı. Daha bir güzeldi sanki.
"Niye yapamazmıyım?"sordu ve
"Ayrıca sen beni boş verde bu saatde burada ne yapıyorsun? " diye devam etdi. "Niye bahçede dolaşamazmıyım?" diyerek küçümser bir bakış atdım. "Yok. Dolaş, dolaş da sabah erken kalkarmıydın sen?" Ay sana ne dememek için zor tuttum kendimi. Göz devirmeyi de ihmal etmedim tabi. Ağrım olduğu zaman dünyanın en çekilmez insanı olabiloyordum kabul."Ali, koşuna bak" dedim ve aklımdaki soruyla yeniden ona döndüm. "Ben en son kış bahçesindeydim. Nasıl odaya geldim? Bir bilgin varmı?"
Sinsice bir gülüş döküldü dudaklarından. Allahım düşündüğüm şey olmasın, ne olur. Acaba ben dün bu hödükle.. "Lidya sana çok önemli bir şey söyleyeceğim." kısık sesle, biraz bana yaklaştı. Söyle diye bir bakış atdım. Geliyor gelmekte olan. Ama ben hazır değildim.
"Senin iki ayağın var."
Çok ciddi bir şekilde ne söyleceğini beklerken duyduklarımla sanki bir boşluğa düşmüş gibi oldum. Benimle dalga geçiyordu bu hödük. Zaten başımın ağrısı yüzünden aşırı gergindim, bir de boş boş konuşması canımı sıkmıştı
"Ali. Seni gebertmemem için bana tek bir şey söyle." iki elimle yakasına yapışıp, gözlerimi gözlerine diktim. Gözümde bir yanardağ olduğuna emindim. Yaptığım onu şaşırmış olacak ki, kaşları havalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE DOKUNAN
RomansŞehirden Mardine gelen Lidya, tesadüf eseri aşiret ağasıyla karşılaşır. Yıllardır hayatına kimseyi almayan Karahan aşiretinin ağası Ali Efe Karahan hastahanede gördüğü Lidyaya aşık olur. Bu ikisinin aşk serüvenini okumaya hazırmısınız?