Herkese merhaba ❤️
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmazsanız sevinir❤️
Kitapta keçen tüm karakterler, olaylar, yerler tamamile kurgudan ibaret olup, gerçeği aksettirmemektedir.
Keyifli okumalar ❤️
Yine Ali, yine ben ve yine elimi tutmuş beni çekiştiriyordu. Azatın yanından Amerikan filminden fırlamış edasıyla geçip gitmiştik ama şuan ki duruma bakarsan yine ben patates çuvalı gibi sürükleniyordum.
"Ali bir dur." desemde dinlemeden arabaya doğru götürüyordu beni. "Ali!" dururmu? Durmadı.
"Ali bir dur!" deyip bu sefer elimi hızlıca çektim. En nihayetinde durmuş ve bana dönmüştü. İşte o an gördüm sinirden alev almış gözlerini, çatılmış kaşlarını, alnının ortasında sinirden çıkan çizgiyi.
"Ne oluyor Ali. Ne bu şimdi?" bakmayın ona dediğime ben de sinirlenmiştim. Azata iyi saydıramadığım için içimde ukte kaldı resmen. Bir dahaki sefere bunu zevkle yaşatacaktım o şerefsize. "O herifden uzak dur." bağırdı. Ne bağırıyorsun ayı.
"Bana bağırma Ali. Ben ona yakın değilim. Ayrıca olsam bile bundan sana ne." demeye kalmadan "Olmazsınız, o şerefsize yakın falan olmazsın" diye bağırdı. İlk defa gözlerindeki öfkeyi bu kadar açık şekilde görüyordum.
"Niye Ali niye?" dedim isyankar ses tonumla. Bilmek istiyordum sadece Azatdan nefret ettiği için mi, yoksa beni ondan kıskandığı için mi, bu denli öfkeliydi. Kıskanmak kulağa bir hoş gelse de, şuan yeri gibi değildi ha?
"Niyesi yok. O herifle bir daha konuşmayacaksın." dediğini dedi. "Başka emrin? Kiminle konuşup konuşmayacağımı sana soracak değilim." hayatım boyu en nefret ettiğim birinin bana karışıp, ne yapıp yapmamı söylemesiydi. Tamam abartmış ola bilirim. Hayatım boyu değil. En azından bu hatayı bir kez yapıp nasibi aldıktan sonra
kimseye bu hakkı vermemiştim."Emretmiyorum. Sadece o şerefsizin, piç herifin teki. Sana nasıl baktığını görmüyormusun?"nasıl baktığını ben nereden bileyim.
Biliyorsun biliyorsun.
Nasıl bakıyormuş?
Adi, düzenbaz, sapık, takıntılı bir manyak gibi.
" Nasıl bakıyormuş pardon? " dedim iki elimi belime koyarak. Bir de o anlatsın bakalım. "Şerefsiz gibi. Ayrıca ben sana dediğimde bu kıyafeti giyme. Dinlesen ne olurdu ki? " hay ben bu kıyafetin içine edeyim. Tutturmuş bir kiyafet gidiyordu bu Hödük. " Yav kardeşim, ne varmış benim kıyafetimde. Kendin seçip bana vermedin mi? Şimdi ne oldu."
"Kiyafeti seçen aklımı sikeyim!" bu gün küfür kotasını zorluyordu bu adam. "Şu haline bak girdiğimizden beri her kes sana bakıyor. Ayrıca bu kıyafetin bu kadar yırtmacı olduğunu bilsem verirmiydim!"
Ayy bu adam baya baya kıskanmıştı. Normalde biri bana böyle bir şey söylese bana karıştığı için onu dövmekten beter ederdim ama Ali yapınca bir hoşuma gitmişti.
Yalan söylemeyeyim şimdi aklımın bir ucunda ağzına şöyle bir çakma isteği de vardı ama..
Onun ilgisini hissetmek güzeldi. Hiç bir şey söylemedim sadece gülmemek için dişimi dudaklarıma geçirerek kendimi zorladım. Ama gizlemek ne mümkün görmüştü, güldüğümü. "Neye gülüyorsun. Ben burada ciddi bir şey konuşuyorum." tüm ciddiyyetiyle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE DOKUNAN
Storie d'amoreŞehirden Mardine gelen Lidya, tesadüf eseri aşiret ağasıyla karşılaşır. Yıllardır hayatına kimseyi almayan Karahan aşiretinin ağası Ali Efe Karahan hastahanede gördüğü Lidyaya aşık olur. Bu ikisinin aşk serüvenini okumaya hazırmısınız?