Herkese merhaba❤️Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmazsanız sevinirim❤️
Uzun bir bölümle sizleri baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar❤️
"Geceleri uyku tutmuyor. Kabahat sende! Beni uyutmuyorsun.Senden davacıyım."
~Nazım Hikmet~
**********
"Lidya, sözlüm. Gidelim mi?"
Ne saçmalıyordu bu herif. Ne sözlüsü. Aklımdaki düşünceler yüzüme alev alan bir sinir getirince iki adım öne gitdim. Aliyi geçmemiştim ama yanındaydım. Geldiğimi farkettiği gibi anlık bana doğru döndü. Gözündeki ateş birazdan buraları yakıp kavuracak cinstendi. Ellerini yanında sinirden sıkmış bir şekilde bekliyordu. Sözlüm lafı ağzından çıktığı gibi dalardı, biliyorum ama hem Eslim, hem de benim arkadaşlarım varken bunu yapmak istemezdi.
"Ne saçmalıyorsun, lan." dediğinde sesi boğuk çıkmıştı. Adeta kendini sinirden boğuyor gibiydi. "Saçmalama yok Ali Ağa, sözlümü alı-" demeye kalmadan Ali yüzüne sert bir yumruk indirdi. Burnuna gelmiş olacak ki, Azat elini burnuna götürüp arkaya doğru sendeledi. Ali hızla Azatın yakasına yapışıp, cüsseli vücudu sinirle sarstı. Azat elini burnundan çekip kan olup olmadığına baktı.
Ve evet kan vardı. Kırık olsa acıdan yerinde duramazdı. Belki de kırılmıştı ama gururu canının yandığını belli etmiyordu. Öylesine ki, yüzünde acı yerine gülüş belirdi. Baya baya en pisinden gülüyordu. Hatta iğrenç sesiyle kahkaha atıyordu.
Kesinlikle manyaktı.
"SEN KİMSİN LAAANNN, KİMSİN. NASIL ONA SÖZLÜM DERSİN. NASIL ONUN ADINI AĞZINA ALIRSIN. ŞEREFSİZZZZ?!!" diyerek Ali bu sefer kafa atdı. Yakasını bırakmadı. İlk defa bu kadar öfkeli görüyorumdum onu. İlk defa birine şiddet uygularken görüyordum.
Korkmuşmuydum?
Evet. Hem de çok. Hayatımda şiddete yer yoktu. En azından bu denli.
Mazi geldi önüme. Unutamadığım, yıllarca unutmaya çalıştığım mazim.
BABAAA NOLURRR YAPMAA. ÇOK ACIYOOR.
Anlık gelişmişti her şey. Hiç bir şey yapamam sandım, kitlenir kalırım sandım ama Aliyi durdurmam gerekti. İleri doğru atılıp kolundan tutdum. "Alii, lütfen bırak, yapma." dediğimde yalvarıyordum.
Yıllar önce birinin yapması gereken şeyi, yıllar sonra ben, kendim yapıyordum. Bana döndü. Bana bakarken hep gülüş olan o kahvelerde şimdi ateş vardı, öfke vardı. Hiç bir şey söylemedim. Bakışlarım belli ediyordu zaten ne demek istediğimi.
Yalvarırım dur.
Beklediğime değdi. Gözlerinde yanan alev söndü, esen rüzgar dindi. Görmüştü kortuğumu. Hızla elini Azatın yakasından çekti. "Yalvarırım yapma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE DOKUNAN
RomanceŞehirden Mardine gelen Lidya, tesadüf eseri aşiret ağasıyla karşılaşır. Yıllardır hayatına kimseyi almayan Karahan aşiretinin ağası Ali Efe Karahan hastahanede gördüğü Lidyaya aşık olur. Bu ikisinin aşk serüvenini okumaya hazırmısınız?