Bölüm 29

119 7 0
                                    

Sabah kalktığımda Alp'i yan tarafımda bana sarılı bir halde bulmuştum. Bu haline gülümsedim ve çok hareket etmemeye özen göstererek ona doğru hafifçe döndüm. Ona baktığımda etrafımdaki her şey duruyordu sanki. Zaman bile. Elimi kumral saçlarını attım. Yüzü tuhaf bir hal alıp kıpırdanmaya başladı. Onu rahatsız ettiğimi düşünüp elimi geri çekmiştim ki Alp kıvrak bir hareketle yakalayıp geri saçlarına koydu. İlk başta şaşırsam da sonrasında gülümseyip saçlarıyla oynamaya devam ettim.

"Uyanık olduğunu bilmiyordum." Diye mırıldandım. Gözleri hala kapalıyken şişik ve kızarık dudaklarıyla yan bir gülüş attı.

"Yanımda sen varken ayılabilmek ne mümkün?" Tek gözünü açtı ve alttan alttan bana baktı. Kafamı iki yana sallayıp güldüm.

"Sen ne kadar arsız oldun böyle?" Kafasına ufacık vurup geri çekildim. Ofladı ve elini yastığın altına soktu. Bunu yaparken pazıları belirginleşmişti ve bu az da olsa yutkunmamı sağladı.

"Bu arsız adama sabah öpücüğü yok mu?" Tatlı tatlı bunu söyleyip, o kahveleriyle bana bakmaya devam ederse sabah öpücüğüyle kalmayacaktı. Gittim ve dudağına küçük ama etkili olduğunu bildiğim bir öpücük kondurdum. Geri çekilmeyip Alp'in göğsünün üstünde durmaya devam ettim.

"Ayıldığına göre kahvaltıyı hazırlarsın değil mi?" Deyip gözlerimi kırpıştırarak Alp'e baktım.

"Tabi sevgilim hazırlarım. Ne istiyorsun?"
İşaret parmağıyla yüzüme düşen saçımı alıp kulağımın arkasına attı. Ben bu adamla evlenecektim. Başka yolu yoktu.

"Seni." Sinsice gülüp bir hışımla üstünden kalkıp banyoya koştum. O sırada arkamda bana bağıran bir Alp bırakmıştım.

"İdil! Gel buraya sohbetimiz daha bitmemişti!"
Daha çok bağırırdı. Güldüm ve kapıyı kitleyip ihtiyaçlarımı gidermeye başladım. Banyodan çıkıp salona gittiğimde Alp'i mutfakta tezgahın başında bulmuştum. Sessizce gittim ve arkadan beline sarıldım. Alp arkasına bakma gereği duymadan güldü ve dilimlediği salatalıktan birini alıp yandan ağzıma uzattı. Eline doğru uzanıp salatalığı elimden aldım. Ama alırken dudaklarım parmağına sürtünmüştü. Alp kasıldı ama bozuntuya vermeden işine devam etti.

"Bugün beni fazlasıyla kızdırıyorsun dengesiz kız." Sarılmaya devam ederken kafamı yandan uzatıp ona baktım. O da bana bakınca göz göze geldik.

"Öyle mi Alp bey?"

"Öyle İdil hanım." Dil çıkarıp belini bıraktım ve buzdolabına yöneldim.

"Bugün yoğun musun?" Alp bana bakıp kafasını olumluca salladı. Son günlerde hep yoğundu. Aklıma birden Alp'e duygular besleyen kız gelmişti. Acaba o napıyordu?

"Alp bir şey soracağım."

"Sor güzelim." Elimdeki zeytini masaya bırakıp Alp'e döndüm.

"Hastanede karşılaştığım kız vardı ya? Hani sana sarılan. O kız ne yapıyor?" Alp bir süre gözlerimde oyalandı. Sanırım yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.

"Komada." Bir anda söylemesiyle bende Alp'in gözlerinde duraksamıştım.

"Üzgünüm." Dedim dudaklarımı birbirine bastırıp. O da kafasını salladı ve önüne döndü. Daha fazla aklını bulandırmak istemediğim için konuyu kapattım.

"Sen ne yapacaksın bugün?" Dedi Alp.

"Okulda 4 saat dersim var. Sonrasında Beren'le bir şeyler yaparız. Ya ders çalışırız ya da başka şeyler yaparız." Alp sonunda işini bitirip tabağı masaya koyduktan sonra sandalyeye yaslandı.

Karşı KomşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin