Hammer And Rose || TaeKook

Ben Seninle Mutsuzluğa da Varım

Medyadaki şarkı ile okumanızı öneririm.
İyi okumalarr
-

Jungkook Taehyung'a görüldü attıktan sonra telefonunu umursamazca yatağına doğru fırlattı.

Gözyaşları hızla yanağından süzülürken bir yandan da akan burnunu silemeye çalışıyordu.

Ofisten çıkıp eve geldikten sonra biraz içmiş ve şimdi de oturup ağlıyordu.

Aklında dolanan tek bir işim vardı o da Taehyung.

"Ben seni çok seviyorum." diye ağlaması daha da hızlanırken birazdan onun buraya gelecek gerçeği ile gözyaşlarını hiçe sayarak oturduğu yataktan ayağa kalktı.

Saçlarını geriye doğru tarayarak sabitledikten sonra kulağındaki gümüş küpelerini çıkartarak aynalı makyaj masasının üzerinde bıraktı. Daha sonra boynunda ki kolyesini ve bileğin de ki bileklikleri çıkartarak onları da küpelerini yanına bıraktı.

Odasından çıkarak koridorun sonunda ki banyoya girdi.

Üzerinde ki kıyafetlerinden kurtularak lavabonun önüne geçti. Ayna da ki yansımasında göz gezdirdi. Az önce ağladığı için göz altları biraz şişmişti ama yine de, "Çirkin değilim." diye mırıldandı, "Giderim var."

Sonra aklına bundan 2 gün önce Taehyung ile ilgili rüya geldi...

Jungkook ve Taehyung bir bahçe de oturuyorlardı. Birbirlerini öpüp kokluyorlarken etraflarında ki çiçekler onların bu güzelliklerinin yanında sönük duruyorlardı.

İkili yere serdikleri mavi örtünün üzerinde pasta yiyorlardı. Pasta tabağı Jungkook'un ellerinin arasına duruyorken, Taehyung da elinde ki çatalı Jungkook'un ağzına doğru götürürken bir yandan da kahkahalar içerisinde konuşuyordu.

"Minik Jungkook. Minik Jungkook aç ağzını polis arabası geliyor!"

Jungkook başını geriye atarak kocaman bir kahkaha attığında Taehyung çatalın ucunda ki pastayı ağzına götürdü. Jungkook dudaklarıyla kıstırdığı çatalın ucunda ki çikolatalı pastayı yuttu.

Taehyung hayranlıkla Jungkook'a bakarken, "Çok güzelsin ben güzel sevgilim. Etrafımızda ki bütün çiçekleri kıskandıracak kadar güzelsin." dedi.

Jungkook elinde ki pasta tabağı mavi örtünün üzerine bırakarak ellerini Taehyung'un çenesine koydu.

"Sevgilim," diye başladı. "Bana iltifat ederken kendini de düşün. Kahverenginin en güzel tonunu bulunduran gözlerin, dolgun kırmızı dudakların, hele ki şu yumuşak saçların... Sen mükemmelsin, Taehyung. Senin bu güzelliğin tepemizde ki güneşin kendi ışınlarından utandıracak kadar güzel."

Taehyung dolan gözleriyle jungkook'a bakarken, Jungkook kırmızı dudaklarını Taehyung'un kırmızı dudakları ile birleştirdi. 

Taehyung Jungkook'un alt dudağını dişlerinin arasına çekip ısırdığında Jungkook'un ağzından küçük bir inleme çıkmıştı.

Taehyung ıslak pürüzlü dilini Jungkook'un diliyle buluşturarak dilini damağında sertçe vurduğunda Jungkook yine inlemişti.

Jungkook altında hissettiği şişkinlik ve yeni yeşermeye başlayan acısıyla ihtiyaçla Taehyung'un kucağına oturdu. Kalçasının altında Taehyung'un baskınlığını hissettiğinde bacakları titredi.

Taehyung uzun parmaklarını Jungkook'un ince beline sararak okşadığında dudaklarını ayırdı.

Taehyung'un dudaklarının yeni hedefi Jungkook'un süt gibi parlayan boynu olmuştu. Aç bir kaplan gibi boynuna saldırdığında Jungkook yüksek sesle inleyerek kafasını geriye atmıştı.