-İyi Okumalar-
• • •
Toplantı odasında derin bir sessizlik vardı, kral Seokjin uzunca masanın baş köşesine kurulmuş sağına ve soluna da eşi Namjoon ve oğlu prens Taehyung oturmuştu. Oğlunun yanı başında ise kızı Prenses Hawasa bulunuyordu.
Masanın vampirlerden yana ayrılan kısmında ise Hyunsik başta olmak üzere, baş saray muhafızı ve bir kaç asker de bulunuyordu.Cadılar da, gelmiş ama henüz toplantı odasına alınmamıştı, sarayın koridorunda kralın onları içeriye almasını bekliyorlardı. Kral Seokjin cadı halkı içeriye girmeden önce bilmek istiyordu. Jungkook geldiğinden emin olmak zorundaydı.
Cadı Jungkook toplantı odasında içeriye girdi, devasa büyüklükte ki odaya ilk defa fiziki olarak girmişti. Daha öncesinde ise hep astral olarak geldiği bir yerdi burası. Gözlerini odanın içerisinde gezdirdi. Prens Taehyung'u gördüğü ilk an içinde ki omeganın titrediğini hissetti.
Prens Taehyung'un burada bu toplantıda bulunacağını bilmiyordu. Ve istemsizce büyük bir heyecan duygusuna kapıldı. Adımlarını tam olarak prensin oturduğu sandalyeye doğru attı. Düşünmeden içgüdüsel olarak yapmıştı bu hareketi. Onun sandalyesinin arkasında ayakta durduğunda ait olduğu yerde olduğunu hissetti. Prensin yanı onun yeriydi her zaman.Bir kaç dakika kendisine gelmeye çalıştı, prensin feromonlarını alan kurdu çoktan feromonlarını yaymaya başlamıştı, şanslıydı ki gizlenme büyüsü oldukça başarılıydı.
Kendine ayırdığı o bir kaç dakikadan sonra kral Seokjin'e ulaşarak ona geldiğinin haberini verdi.Zihninin içinde Jungkook'un sesini duyan kral Seokjin, derin bir nefes bıraktı dışarıya ve muhafızlarına emir verdi.
Aldığı emiri ikiletmeyen muhafızlar dışarıda bekleyen cadıları içeriye aldılar.Jungkook kafasını yerden kaldırmadı, zira tanıdık kokunun sahibinin kim olduğunu anlaması için görmesine gerek yoktu. 16 yaşında kendisini ölüme gönderen babasının kokusu hala dünmüş gibi aklındaydı.
Kurdunun içinde acı bir şekilde uluduğunu hissetti. İçeride pençelerini çıkartmış dışarıya çıkmak için çırpınıyordu, Jungkook içinin ezildiğini hissetti. Duyduğu acıyla öne doğru eğildi istemsizce. Şuan hem kurdu canını yakıyor hem de geçmişin acı izleri tekrar açığa çıkıyordu.
Prens Taehyung da eş zamanlı olarak kalbinde bir acı hissetti. Geçen sefer olan olmuş tekrar boğuluyor gibi olmuştu. Elini kalbinin üzerine koydu. Sıkışıyor ama aynı zamanda da atışları hızlanıyordu. Duyduğu acının kurdundan kaynaklı olduğunu biliyordu. Prense bu acıyı dayayan şey alfasıydı. Ama alfası bile şuan neden böyle bir acı duyduğunu bilmiyordu.
Jungkook inatla kafasını kaldırıp babasına bakmadı, gözlerini kapattı. Omegasını sakinleştirmek için çaba sarf etmesi gerekiyordu. Çünkü bu gün burada tam gücünde olmak zorundaydı.
Cadılar odaya tamamen girmiş yerlerine oturmuşlardı bile. Beş kişiydiler. Jungkook'un babası Bay Jeon, cadı lideri Jong Suk, Jieun ve güçlü iki farklı cadı daha.
Kral Seokjin gelenlere hoş geldin demiş ve vakit kaybetmeden konuşmaya başalmıştı. Tavrı yumuşak ve samimiydi, ilk etapta ortalığı karıştırmak gibi bir niyeti yoktu.Konuşulan şeyleri arka planda duyan Jungkook ise, kurdunun iç güdülerine güvenerek tam önünde oturan alfanın varlığına odaklandı. Onun tatlı tatlı yayılan esintili kokusunu içine çekti. Gözleri hala kapalıydı ama onun görmek için zaten gözlerine de ihtiyacı yoktu.
Kurdu olduğu ortamdan kopmuş, sadece prens Taehyung'a odaklandığında artık kendisini çok daha iyi hissetmeye başlamıştı. Prensin alfasının kendisi üzerinde ki etkisi karşısında ağlamak istiyordu omega. Ona sarılmak ve yıllardır içerisinde tuttuğu acısını göz yaşları ile dışarıya akıtmak istiyordu. Ama yapamazdı. Prens Taehyung onun varlığını bile bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Averd - Taekook -
FanfictionVampir-alfa melezi Taehyung Cadı-omega melezi Jungkook Vampirlerin ve cadıların arasında sürüp duran çatışma şartların da değişmesiyle boyut değiştirmiş işler artık eskisinden çok daha farklı bir hal almıştı. Bu kargaşa arasında Taehyung ve Jungkoo...