20

107 19 8
                                    


-İyi Okumalar-

• • •

İhtiyaçları olan objelere sahip olduklarında, daha fazla angarya işle vakit kaybetmek istemediler. Sabaha karşı krallar prens ve Jungkook, sarayın büyük ve kimsenin girmediği bir odasında toplandı.

Jungkook'un hazırladığı daire şeklinde ki koruma kalkanı, tuz ve büyüyle oluşturulmuştu.

Tuzdan çektiği şerit büyüsü ile bağlanmış yıkılmaz bariyer haline gelmişti.
Terbirsiz bir şekilde büyülü objeyi kırmak ve tüm vampir halkına eziyet çektirmek pek de mantıklı değildi.

Bu yüzden oluşturduğu koruma kalkanının içine Taehyung ile girmiş karşılıklı bağdaş kurarak oturmuşlardı. Bir eli prensin elindeydi. Bir elinde ise büyülü obje bulunuyordu.

"Gözlerini kapat." Diye ikaz etti prensi, hemen sonra yaptığı gafı fark etti ama artık çok geçti. Gözlerinizi kapatın demesi gerekiyordu kralların yanında prense bu şekilde seslenmesi pek doğru değildi

Bunun üzerinde şuan durmayı reddetti. Prens Taehyung, Jungkook'un kendisine nasıl seslendiğini fark etmemişti bile. Alışmıştı artık ona tamamen. Bu yüzden tereddüt etmeden gözlerini kapattı. Elinin altında ki elin verdiği güvenle kendisini cadıya teslim etti.

Prensin kapanan gözlerinden sonra Jungkook elinde ki objeyi yere sertçe vurdu ve onun parçalanmasına sebep oldu.
Parçalanan obje etrafa kuvvetli bir ışık huzmesi yaydı. Renk renk ve oldukça parlak ışıklar eğer Taehyung'un gözleri açık olsaydı ona zarar verebilirdi de. Bu nokta da vampir olması pek de fark etmezdi. Kara büyü tür ayırt etmezdi çünkü.

Patlayan ışıklar söndükten hemen sonra ise etrafa dalga dalga güç yayılmaya başladı. Koruma kalkanının duvarlarına çarpan ve geri halkanın içine giren dalgalar prens Taehyung'a ulaştığında prens duyduğu acıyla bağırdı.

Hayatında ilk defa böyle bir acı duyumsuyordu ve tüm iliklerinde hissetmişti bu acıyı. Sanki tüm hücresi parçalara ayrılıyor ve tekrar geri yerine dönüyordu.

Tüm kemiklerinin kırılarak kurda dönüşmesi bile bunun yanında hiç bir şeydi. Öylesine dolu dolu öylesine çekilmez bir acıydı.

Jungkook, Taehyung'un acıyı hissetmeye başladığını anladığı an, onun bedenindeki acıyı kendi bedenine çekmeye başladı. Bir cadı olarak obje Jungkook'a çok da zarar vermezdi. Verebilecek olası zararı ise Jungkook tolere edebilirdi. Hatta sadece kendisini değil Taehyung'un acısını da tolere edecekti.

Objenin, yaydığı enerji deli gibi etrafa çarpıyordu. Jungkook Etrafa yayılan kara gücü bir hortum gibi kendisine çekmeye başladı. Işık hüzmeleri Jungkook'un üzerine doğru hücum etti.
Küçük cadı için basit bir objenin yaydığı enerji kolayca tolere edilebilirdi. bu yüzden hiç zorlanmadan enerjiyi içine hapsetti. Hatta o enerjiyi kendisinin bir parçası yaptı.

Ölü cadıların güçlerini sömürüp kendi içine hapsettiii gibi bu seferde amaçsızca ortalığa çarpan büyüyü kendisinin yapmıştı. Hatta şanslıysa içine hapsetti bu gücü daha sonra kullanabilecekti de, yalnızca bunu nasıl yapacağını öğrenmesi gerekecekti.

Taehyung, artık duyumsadığı o acıyı duyumsamıyordu. Çünkü tüm enerji küçük cadının bedenindeydi. Taehyung korkuyla gözlerini açtı. Kendisine deli gibi acı veren bu enerjinin, Jungkook'a da zarar vereceğinden korkuyordu. Korkularında haklıydı. Çünkü karşısında ki bedenin sınırlarını bilmiyordu.

Artık etrafta patlayan Işık yüzmeleri, ya da duvarlara çarpıp bedenlere seken kara bir enerji yoktu. Tüm büyü Jungkook tarafından hapsedildiğinde, korkulacak bir şey kalmamıştı.

Averd - Taekook -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin